Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '14

 
Kategori
Şiir
 

Sinsi zaman aşımı

Sinsi zaman aşımı
 

Alıntı.


 
Kim söyleyecek? Senden öncesiyle senden sonrasını
Bedenimin mahşeri karanlığına yan gelip yatmadan öncesini!
 
De! Benim beyhude gafil ömrüm 
Geçen zamana mı yoksa yakalayamadığım
Bu gönül oyununda ki, vuslatın darbesine mi yanayım
Dilime vurur, zamanın iç acıtan matemi
Kelimelerimse kafayı çoktan bulmuş 
kavruk isyanlarımın flu serencamında, içmeden sarhoş.
 
Ne çok görmüş geçirmişliğin vardı merhume yüreğim
Nankör zanaat derdin vuslat için
Sen verirsin biteviye
Karşında ki beğenip almaz dediğin de
Sitemlerinde haklıymışsın da anlayan yokmuş meğer!
 
Gözlerimi kapatıp kendimi ne çok dinlemişim 
Hem de olabildiğince, ikrar ederek 
Hayattan alınan derslerin geri tepiyorsa
Ne atını doludizgin sürü verir o  can yüreğin
Ne de rahvan ata deh demeye gücü yeter biçare.
 
İnancımı yitirmek üzereyim
İyi ve güzelden yana ne varsa
Siyah ve beyazın mahremiyeti çöktü omuzlarıma
Gece mi gündüze gebe yoksa gündüz mü geceye
Kum saati döngüsündeyim, boşaldıkça ters yüz olan
Sinsi zaman aşımı közlü kara yaresiyle dibe saçılan.
 
Ah be hayat, akrebi kovalayan yelkovanı 
Takip etmeye sabrımın takati dahi kalmamışken!
Kim söyleyecek? Senden öncesiyle senden sonrasını
Bedenimin mahşeri karanlığına yan gelip yatmadan öncesini!
 
Sevginin derecesini göster denmişse
İnançsızlık zuhur ettiğinde
Beklemenin anlamsızlığı ortaya çıkmıyor mu
Yaşam denilen hengamenin bulanık yüzünden
Göz yaşlarıma tamah edip
Yağmur bile suistimal ederse, en sulusuyla yağmaktan.
 
Bir gün nefes yok olup pecmurde boynum büküp
Cismim ahı yar diye zarı bilip 
Nasıl helal derim kem zaman ahımın yönü sana
Feleğim inmez sırttan 
Yine olanlar canımda eyvah/sızı bulunan bana.
 
Kurşun gibi yalnızlığım çökerken geceme gündüzüme
Taş duvar olurmuş sevdasında gelmeyenim  
Ne diz çöktürürüm ne de un ufak ederim vicdanımı
Yağarsa gönlüme sevdasında bu kırık düzen
Çıkarım içinden feleğin oyunu deyipte
Dudağımı zalimine büküpte düzünden gitmişliğim alayına! 
 
Kaç fersah bu yeminim bir bilsen
Kıymet bilmeyen yalnız sen olsaydın
Silinmiştin şimdiye kadar
Cana yangın bu zaman, sormadan kurşuna dizer beni
Heyhat, çimdik atar durmadan 
Hem yorar hem burar bu merhume yüreğimi biteviye.
 
Kim söyleyecek? Senden öncesiyle senden sonrasını
Bedenimin mahşeri karanlığına yan gelip yatmadan öncesini!
 
 
Toplam blog
: 425
: 412
Kayıt tarihi
: 24.02.13
 
 

37 Yıldır  yurtdışında yaşıyorum , 1000 den fazla şiirim var,  çeşitli edebiyat sitelerinde, derg..