Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '06

 
Kategori
Sosyoloji
 

Sistem neresinden patlayacak?

Sistem neresinden patlayacak?
 

Teknolojiyi yakından takip ederim ama buna rağmen tam anlamıyla bir “ banka teknolojisi ” özürlüyüm. Sıra numaramı alır, illa ki gişelerde yaparım işlemlerimi. Yani yapardım! Ta ki o uzun kuyruklarda basit bir EFT için beklemekten gına gelene kadar.

Koca bankada sadece iki (evet 2) gişe açık; yığınla insan sıra bekliyoruz. Bir saatten fazla bir bekleyiş yaşayınca, banka yetkililerinden biriyle konuştum. Yanıt gayet tatminkar: ATM’lerden yada internet üzerinden halledilebilecek bir iş için bile gişeleri kullandığımızdan, teknolojiyi pek tercih etmediğimizden bu kadar yığılma yaşanıyormuş! Peki ne öneriyorsunuz? O da basit: Nakit para ATM’den yatırılabiliyor ve hesaba online olarak geçiyor. Bundan sonrasını ister ATM’lerden, ister internet üzerinden halledebiliyoruz. Harika! Ya bunları bilmeyen 60 yaşındaki amcaları ne yapacaksınız? Bir nesli gözden çıkarmışlar zaten; ama arkadan gelenleri tamamen bu makinelere yönlendirmek niyetindeler; bu nedenle gişelere eleman alınmıyor.

Zaten hiç sevmediğim bankayla, teknoloji sayesinde daha az haşır neşir olmaya başladım. Gidip ATM’den paramı yatırıyorum, sonra ne işlem yapacaksam interneti kullanarak hallediyorum.

Müthiş görünüyor değil mi? İnsan yok, beklemek yok, her şey ışık hızıyla…

Her şeyimizi makineler halletmeye başladı ve biz, bir süre sonra daha az, daha az, daha da az insana ihtiyaç duymaya başlayacağız işlerimizde. Belki o bankada hiç kimse olmayacak bir süre sonra. Hatta bankanın kendisi de kalmayacak. Sadece bir para yatırma makinesi yetecek. Böylelikle gereksiz çaycı, temizlikçi, fazladan personel ve hatta bina masrafı da olmayacak.

Bir müddet sonra fabrikalarda da insan kalmayacak. Zaten çalışan sayısı azalmışken, bu rakam salt birkaç kişiye inecek zamanla.

Bir süre sonra mağaza diye bir şey de kalmayacak. Çünkü ne istiyorsak internet üzerinden sipariş vereceğiz ve ödememizi kartla yapacağız. Dünya üzerinde milyonlarca kişiye bu şekilde hizmet veren yığınla sanal mağaza var artık.

Öyle küçük esnaf falan hiç kalmayacak zaten. Bunları tamamen bitirecekler; kitleler dev alış veriş merkezlerine, çok büyük işletmelere yönlendirilecek.

İstihdamdan düşen milyonlarca insan ne olacak peki? Yani bir yığılma olacak işsizler ordusunda belli ki. Bizim yerimize makineler yapmaya başlayınca her şeyi, biz ne yaparak para kazanacağız? İnsanlar çalışacak iş bulamayınca, para kazanamayınca, yiyecek ekmek de bulamayacak doğal olarak. Zira devletler yavaş yavaş işsizlik sigortasını da kaldırmaya başladı.

Gözümün önüne gelen tablo şu: Bir yanda az sayıda çok zengin holding, fabrika, işletme vs sahipleri; diğer yanda milyarla ifade edilen açlar ordusu.

Bu denli makineleşmenin bizi götüreceği yer bu olacak. O zaman da sistem patlayacak yani bi yerden. Belki önce bir kaos yaşanacak. Cinayet, soygun, yağma had safhada gözlenecek.

Evet, kapitalizm kendi sonunu hazırlıyor belki ama bu sistem çöktüğünde yerine nasıl bir şey gelecek? Yani ki egemen sınıf mevcut erkini korumak isteyecek; hatta kimi önlemler almaya başlayacaktır mutlaka. Yoksa modernize edilmiş bir feodal sisteme mi geçilecek?

Dünyanın geleceğiyle ilgili olarak üretilen türlü çeşitli teoriler var elbette. Ama ilk gençlik yıllarımda inandığım gibi sınıfsız, sömürüsüz bir toplum modeli oluşmayacağını da biliyorum. Çünkü insan hayatına paranın girmesinden beri, devam eden tek bir sistem var aslında: Kölelik düzeni! Sadece zaman içinde biçim değiştirerek ilerliyor. Bir derebeyinin toprağını karın tokluğuna işlemekle, bir plazada maaşlı çalışmak arasındaki tek fark; kölenin yaşam standardının, refah seviyesinin biraz daha artmış olması. Hepimiz aynı derebeylerine kölelik yapan insanlarız en nihayetinde.

Velhasıl; bu kölelik sistemi hep baki kalacak da, şimdiki kapitalist sistem neresinden ve nasıl patlayacak… onu merak ediyorum!

 
Toplam blog
: 70
: 1618
Kayıt tarihi
: 23.07.06
 
 

Milliyet Blog'un ilk yazarlarındanım. Uzun yıllar gazetecilik yaptım, sonra bir sabah uyandım ki ..