Siyasal propagandacı Hasan Cemal barbarist hukuk düzeni tarafından Erdoğan'a hakaretten yargılanıyor

"Ergenekon’un özü göz ardı edilmesin. Ve meselenin özünü bilerek ya da bilmeyerek gözden kaçırmak için yapılan hukuk devleti çağrıları ise inandırıcılıktan uzak kalmaya mahkûmdur." Tarih: 29 Nisan 2009. Kaynak

Bu alıntıda, satırları yazan şahıs, kendinden o kadar emin ki 2009'da yargılama aşamasında olan ve şuan düşmüş olan bir davanın özü üzerinde bir sonucu varmış ve ‘hukuk devleti çağrılarını dikkate almaya gerek yok’ diyor.

Hukuku hukuk yapan, bir davayı meselenin özü hakkındaki kanaatler üzerinden değil, açık ve seçik, gerçek, somut, kuşku götürmez, kanıtlanmış olgular üzerinden soruşturmak ve yargılamaktır. Bu, hukukun özünü, hukukun usul ve biçimi haline getirir. Yani usul ve biçimsel koşullar altında dava incelenir; kişilerin suçlu muamelesi görmeden sorgulanması, açık ve seçik delillerin toplanması, somut suç ve ilişkilerin kanıtlanması vs.

Eğer biz, şahsi olarak meselenin özü hakkındaki düşüncemize göre hareket etseydik, öyle bir hukuksal(!) düzen olsaydı, yaşadığımız toplumsal düzen barbarlık olurdu muhtemelen. Çünkü herkes kendi kanaatine göre sonucu elde etmek isterdi. 

Yukarıda, bir köşe yazısından alıntı yaptığım gazeteci Hasan Cemal, son günlerde Tayyip Erdoğan'a hakaretten yargılanıyor. Tabi, yaptığı şey, yani söyledikleri, siyasal eleştiri, hakaret değil. Ancak onların, kargolanmadan önce, çok satan medya aracılığı ile destekledikleri ve propagandasını yaptıkları hukuksal barbarlık düzeni halen devam ediyor. Yapılan siyasal eleştiriye hakaret diye dava açan hukuk düzeni, 2009 yılında el bebek gül bebek besleyip büyüttükleri hukuk(!) düzenidir.

Bu şahısa, son yıllarda yaptıklarına bakıldığında, gazeteci demek bile fazladır, evet fiili olarak gazetecilik yapmış olabilir, ancak, bilerek ya da bilmeyerek, hukuk devletinin evrensel taleplerini gözden kaçırmak için barbarist bir hukuk anlayışı propagandası yapmıştır, başka şahıslarla birlikte. Bunların bu yaptıklarının, gazetecilik kisvesi altında, toplumsal algıları yönetmek amacıyla olup olmadığı ya da bunların bir suç örgütünün parçası olarak hareket edip etmedikleri konusu mutlaka soruşturulmalıdır. O günler de gelecek göreceğiz.

Bugün adliyeden çıkışta demiş ki "Sonunda daima demokrasiden yana olanlar, demokrasiyi sevenler kazanır. Sonunda daima özgürlüğü savunanlar kazanır. Sonunda daima mesleklerinin bağımsızlığını, özgürlüğünü savunan bu konuda titizlik gösteren gazeteciler, gazeteci milleti kazanır." Kaynak

Evet, bu düşünce doğru, o nedenle, bu şahısların da, sözde ileri demokrasiyi, hukukun içine ederek sağlamaya çalışmaya destek vermekten ve toplum mühendisliği yapmaktan dolayı yargılandığı günler, er ya da geç gelecektir diye inanıyoruz.

Bu ve bilumum şahısların, bugün bazı doğruları söylüyor olmaları, bunların en küçük saygıyı dahi haketmelerini sağlamayacaktır. Bilerek ve isteyerek, hukuk olmayan hukuka, demokrasi olmayan demokrasiye, işlenen suçların propagandasını yaparak, meşruiyet kazandırmaya çalışmakla, halka karşı suç işlemişlerdir.