Soğuk kadın yaratma sanatı

Heyecandan çıldıracak gibiydim. Söylediğim güzel sözler ve etkileyici bakışlarım onu etkilemişti. Onu tamamen soymuştum. Aramızda hiçbir engel kalmamıştı. Ben mükemmel bir erkeğim diye düşünüyor, kendimle gurur duyuyordum. Ona dokunmak için sabırsızlanıyordum. İlk önce saçlarını okşamaya başladım. Daha sonra elimi çenesine dokundurarak, gözümü kapatıp dudaklarına yaklaştırmaya başladım dudaklarımı. İnanılmaz bir zaferin öncesinin gururu ile yaklaştı dudaklarım hedefine. Fakat bir anda seri bir hareketle kafasını çevirip, bir yılanın kıvraklığı ile dönüvermişti arkasını. Hedefini bulamayan serseri bir kurşun gibi şaşkınlıkla sendelemiştim.

Tabi dedim kendi kendime, Yine her zamanki gibi aceleci davrandım. Herhalde biraz daha estetik ve sabırlı olmam gerekiyordu. Hemen ikinci bir hareketle sırtına yöneldi ellerim. Aman Allahım o da nesi? Dokunur dokunmaz yatağın içinde oturur bir hale getirdi kendini. Benim bu anın hayallerini kurduğum romantik sevgilim bir anda hacı yatmaz gibi oluvermişti. Allahın hakkı üçtür diyerek, onu anlamaya çalışan, duygulu bir erkek edasıyla ve çaresizliğimi belli etmeden eğilerek yüzüne baktım. Ve şefkatle "iyimisin canım?" diye sordum. Aynı şefkatle ve pek çözemediğim bir yüz ifadesiyle bana dönerek " ben istemiyorum canım" deyiverdi.

Bir anda yarattığım renkli dekorum, hayalini kurduğum ve üzerinde zevkle dolaşacağım, dağlarım tepelerim, denizlerim, göllerim hepsi bu cümleyle buharlaşıvermişti bir anda gözlerimin önünde. Biraz evvelki zafere giden kahraman, bir anda savaşı kaybetmiş ve bütün toprakları elinden alınmış komutan kimliğine bürünmek üzereydi. Bir anda içimden gelen hayvansal hırsa yenilip karşımda duran çırılçıplak kadına saldırarak, bütün romantizmin, estetiğin ve sanatsal ön sevişmenin kalelerini darmadağın edip, ulaşmak istediğim zirveye tırmanmak geldi içimden. Sonra bu galibiyetin ilk ve son galibiyet olacağı geldi aklıma bir anda. Defalarca büyük bir zevkle zaptedeceğim kaleyi bir kerede yıkmak pek işime gelmez diye düşündüm. Sonra büyük bir gururla, sevgilimin çıplak sırtına dokunarak, hadi giyin canım dedim, sesim titreyerek. "Anladım hazır değilsin"

Herşey hazırdı aslında. Beraber geçirilen güzel bir günün ardından yenilen romantik bir yemek ve sonrasında en güzel aşk şarkılarının fonunda unutulamayacak bir dans. Neydi hazır olmayan? Sıcak bir bahar gününde üstüne kar yağmış aldanan çiçekler gibi soğumuştum bir anda. Belkide kadın ruhunu bilmiyordum. Evet onu soğutan neden bendim belkide. Frijit dedikleri kadın soğukluğu bu olmalıydı herhalde.

Evet kadın tüm faktörler hazır olduğunda, gerçek bir kadın olarak hazır hale gelir. Soğuk kadın yoktur. Kadının kendisine bahşedilen yaratılış inceliği ve asilliği onu doğada hassas kılmıştır. Onu keşfetmek, gerek anatomik, gerekse ruhsal şifrelerini çözmeye bağlıdır. Onu soğuk bir hale getiren nedenlerin başlıcaları, ortamın uygun olmaması, güvensizlik, tedirginlik, sevgi eksikliği, partnerini beğenmediği halde sevişme zorunluluğu, zorlamalar, ön sevişme dengesizliği, geçmeyen iç cinsel organ iltihaplanmaları, fizyolojik kasılmalara neden olan cinsel organ yapıları, doğum sonrası yırtıklar, cinsel ilişkiden korkma, hamile kalma korkusu, ve birçok konuda yanlış bilgilendirmesidir. Biz erkekler kadının soyunmasını sağladıkmı, onunla aramızda hiçbir engel kalmadığını sanarak, herşey yolundaymış gibi düşünürüz. Oysa kadının şifrelerini çözmeye çalışıp, her çözdüğümüz şifreden haz almayı bilecek olgunluğa eriştiğimiz zaman, bizi hayvanlardan ayıran tanrısal özelliklere kavuşabiliriz.

METİN ÖZKAYA