Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mart '12

 
Kategori
Anılar
 

Söke'de bir Mızrap Nazlı vardı.

Söke'de bir Mızrap Nazlı vardı.
 

Mızrap Nazlı , Gazeteci Levent Tuncerle birlikte.


Hayat denen fani bir dünya da yaşıyoruz. Sevdiklerimizi, dostlarımızı, yakınlarımızı, arkadaşlarımızı bir bir kaybediyoruz. Bizleri bırakıp gidiyorlar. Acıları, özlemleri, tasarladığımızı hayalleri ve bilinen, bilinmeyen düşlerimizi bırakıp gidiyorlar, Yahya Kemal Beyatlı’nın dediği gibi gidenler gidiyor, lakin dönen yok seferinden sözcükleri anımsatan şu dizeleri aklıma  geldi:

"Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler

Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler

Birçok gidenin herbiri memnun kiyerinden,

Birçok seneler geçti dönen yok seferinden "...

Evet gidenler neden dönmüyorlar, belki çoğu memnun ki yerinden…

Bu kış çok karlı geçti. Yurtiçinde ve yurt dışında birçok kayıplarımız oldu. Yanmamak, üzülmemek elde değildir. Sadece Söke’de onlarca vatandaşımız elveda deyip gitti.

Bunların içinde benim yakın dost ve tanıdıklarımdan Özşarlak Ailesinden bir alperen olarak tanıdığım muhittin Özşarlak, değerli öğretmen arkadaşlarımdan ve Sınav Dershanesi sahibi Recep Oytun, yine öğretmen meslektaşım Zafer Bey, Söke Lisesinden Nazmi Paksoy değerli hocalarımızdan ilim - irfan sahibi Yeni Söke Gazetesi yazarlarından Hüseyin Bakcan, Halil İbrahim Muslu, Genç Minibüs sürücülerimizden Orhan Uzun ve Mızrap Nazlı’nın vefatı hepimizi üzüntüye gark etti.  Elbette ölüm mukadderdir. Herkes sırasını bekliyor. Ben şahsen hiçbirinin cenaze töreninde bulunmadım. Çünkü bende ölümün kıyısından döndüm. Ama bu acıyı hep yüreğimde yaşattım.

Ancak bir nebze olsun ailelerine telefonla bir başsağlığı dileğinde bulundum. Tekrar tekrar hepsine Allah’tan rahmet diliyor, başta aileleri ve yakınları olmak üzere dost ve sevenlerinin acılarını paylaşıyor, geçte olsa cümlesine baş sağlığı diliyorum. Bunların hepsi toplum yaşantımızda bir değerdi. Acıları, özlemleri, daha yapacak çok işleri vardı. Lakin kaderde gitmek varmış.

Bu satırları Mızrap Nazlı’nın ardından ölümünden sonra yazmak hiç de aklıma gelmiyordu. Son zamanlarda Mızrap Nazlı rahatsızdı. İzmir’de Ege Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi görüyordu. Aslında M. Nazlı genç ve dinamikti. Tuttuğunu koparandı, kolay kolay yatağa düşmüyordu. Daha yapacak çok işleri vardı. İbrahim Muslu Eczanesinin yanılmıyorsam üçüncü katında bir iş yeri ofisi vardı. Zaman zaman ziyaretine gider, çayını, kahvesini içerdim. Çayı, kahvesi içilir bir insandı.

1955 yılında Ahlât’ta doğdu. Yatılı olarak Muş Ziraat Meslek Okulu’ndan mezun oldu. Söke İlçe Tarım Müdürlüğü’nde görev yaptı. 1976 yılında Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümü'nü kazandı. 1979 yılda mezun oldu. 1980 yılında tekrar memuriyete  başladı. 1997 yılında emekli oldu. Hepimizden fazla bu yurdun insanlarını seviyordu. Birlik ve beraberlikten yana idi. Samimi bir vatanseverdi. Dürüst  ve çalışkandı. Aynı zamanda sanatımıza, kültürümüze yardımcı olur şair ve yazar arkadaşların kitaplarını fazlasıyla alır, maddi ve manevi katkıda bulunurdu. Hiçbir kimseyi geri çevirmezdi… Söke Gönül Dostlarımızdandı…

Emekli olduktan sonra siyasete atıldı. 1999 ‘da DYP İlçe yönetimine girdi. Dört yıl bu görevde kaldı. Daha sonra DP ilçe teşkilatında görev aldı. Aktif bir siyasetçi idi. 2009 yılında Belediye seçimlerinde Söke Belediye başkanlığı için adaylığını koydu, fakat ipi göğüsleyemedi.  İlçemizde müteahhitlik ve inşaat işleriyle uğraşıyordu. 600 yazlık yapmak suretiyle 600 ailenin ev sahibi olmalarını sağladı.  Evli ve üç çocuk babası idi. 19 Ocak 2012 günü aramızdan ayrılan Mızrap Nazlı İzmir’de toprağa verildi…

Yukarıda belirttiğim gibi samimi, konuksever adam gibi  adamdı. Sözün özü, vefalı bir dostumuzu kaybettik. Başta ailesi olmak üzere dostlarına, sevenlerine başsağlığı ve sevgili kardeşimiz Mızrap Nazlı’ya Allah’tan rahmet diliyorum. Aslında sanatımıza ve kültürümüze saygılı idi, ara sıra şiirler okur ve yazılmış şiirleri de vardı. Fakat hiçbir zaman  “ben şairim “ demiyordu. O her zaman gönlümüzde yaşayacaktır...  Söke Şairler ve Yazalar Derneği’nin 2010 yılında yayınlamış olduğu “Yurdumun Şairleri Antolojisin” de özgeçmişi ve birkaç şiirine de yer verilmiştir.( Sayfa: 128–129 ). Benim de dikkatimi çeken “Türkün Gücü “  başlıklı şiirini burada sizlerle paylaşmak istiyorum:

Tarih yazmadı mı İslam Türkleri?

Zinciri kıran aslana benzer

Bin yetmiş birde zafer günleri

Selçuklu Sultanı Hakana benzer

***

Sakın dokunmayın Türk’ün teline

Coşarsa setleri Tuna’ya benzer

Sözde geçecekti Çanakkale’yi

Gürleyen Mehmed’in topuna benzer

***

Batı unuttu mu kara günleri?

Yıldırım Ordular şimşeğe benzer

Milletin başında ulu Önderi

Dünyayı şaşırtan Kemal’e benzer

***

İstikbal göklerde atasözleri

Şahinler yuvası kartala benzer

Yurdun semaları çelik ağları

Örülmüş, geçilmez çembere benzer

***

Atası, anası birdir soyları

Kanını bayrağa verene benzer

Ezelden budur dinin temeli

Gayretli imanı olana benzer

***

Sınırlıdır Türk’ün sabrı, kararı

Geçilmez dağları volkana benzer

Yurduna bakan hain gözleri

Lozan’da imzayı atana benzer…

Mızrap NAZLI

Yurdumun Şairleri Antolojisi- 2010.s.128.

NOT: Bu yazıyı yazdığım sıralarda ( 14.03.3012 ), Konya ‘da eğitim uçuşunu yapan “Türk Yıldızı “ bir uçağımız düştü. F–5 Jetin pilotu Yüzbaşı Ümit Özer şehit oldu. Başta Silahlı kuvvetlerimiz olmak üzere ailesine ,dostlarına, yakınlarına başsağlığı ve şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. A.Güler.

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..