Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '11

 
Kategori
Tarım / Hayvancılık
 

Solucan gübresi yaygınlaşıyor

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi betül önen
Menemen'deki Gediz Nehri'nin tarımsal kirliliğini önlemek için Ege Üniversitesi (EÜ) Ziraat Fakültesi öğrencileri ''Gediz Dostu Çevreci Solucanlar'' projesiyle yaklaşık 4 ay önce harekete geçmiş.

Charles Darvin, 1860lı yıllarda toprağın arısıdır tezi ile solucanı bilim dünyasına tanıttıktan sonra bilimsel çalışmalar hızla bu canlıyı ortaya koymaya başlayınca, günümüzdeki son gelişmelerle bilim adamları solucanı çevre savaşçısı olarak lanse ediyorlardı.

Ben de kişisel çalışmalarla adeta bir darvin takipçisi olarak solucanlarla ilgili nekadar yazı yazılmışsa arayıp okuyordum, ilk olarak 1976 da bilim ve teknik dergisinde israilde solucan bayramının kutlandığına dair bir makale okumuştum.

Bu makalede filistin topraklarına yerleşen musevilerin bu toprakları ıslah ederek tuzundan arındırmayı amaçlıyan bir çalışmalar anlatılıyordu, halk el birliği içinde ufak akar suları bir gölette toplayarak çölün kumlarına saldıklarını, çölün kumları bu suları yutarak akabinde topraktaki tuzu ortaya çıkardığını, bu tuz tabakasını kazıyarak tekrar göletleri doldurup çölün kumlarına salarak işlem bir iki sefer tekrarlanarak tuz kazıması yapılırken solucana rastlanınca artık topraklarının tuzu kalmadığı solucanın yaşama ortamına olaşınca o günü solucan bayramı ilan ederek kutlamaya başlamışlardır.

Daha sonraları bu topraklarda amerikadan getirdikleri waşigton portakalı çöğürlerini dikerek yafa portakalı olarak dünya pazarlarına sokmuşlardır.

İlk yazım bu araştırma ile başlamış oluyordu, insanımız karıncayı, arıyı, kelebeği tanıyordu ama solucanı bilen yoktu, benim amacım bu canlıyı tanıma adına, çalışmalarımda kompost başlıklarında ortaya koyacaktım, lakin ilk başlığı açtığımda başlığa ilgi yoktu kendi kendime yazıyordum, hatta forumlarda solucanı konu alan başlıklarda en hararetli tartışmacı bendim, bir çok kimse solucanı toprakta saksıda görmek istemiyordu hatta bir çoğunda fobileri yüzünden hep polemikler ile paylaşımlar kesiliyordu.

Zorlu geçen aradan sonra ağaçlar net çatısı altında forumlara solucanların konularları ile birçok başlık açılması ile bu canlıyı insanımıza kazandırmıştım, onurluydum muradıma ermiştim. Sizin gibi gençlerin arkamdan gelen bu çalışmalarda görmek beni ziyadesiyle memnun ediyordu.

 

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi betül önen;
Proje ve kırmızı California cinsi solucanlardan(diğer solucan türlerinden farkı sindirim sistemlerinin daha hızlı çalışıyor olması) elde edilen gübre(Vermikompost)nin marifetleri hakkında bilgi için:

Ben çalışmalarımı toprak solucanı üzerine kurmuştum, hangi cins solucanla başlanırsa başlansın, sonuçta solucanın beslenme alışkanlıklarına uygun mutasyon geçirerek ortama uyum sağlıyorlardı.

Yumurtadan çıkan ilk solucan bulunduğu ortamın organik yapısıyla genitik yapısı şekilleniyordu, hatta bu durum kokon içindeki yavruların ortamın organik yapısını algıladıklarından toprağa geçişlerde toprağın organik özelliklerini kabul etmeleri ile toprakta yaşamları başlıyor ve toprakla bütünleşerek evrimleşiyorlardı.

Bence en ideal dışkıyı toprak solucanları üretiyordu, diğer kültüre alınmış solucanlar bana adeta beslenmeleri sırasında fransız mutfağı arar gibiydiler, çünkü onların beslenme menülerinde toprak partakülleri yoktu, yedikleri besinleri o yüzden çabuk sindiriyorlardı ve dışkıları bol olmasına karşın dışkıları gübre olarak iyi bir toprak şartlandırıcılığından uzaktı.

Bir örnek verecek olursam çiftlik tavuğunun eti ve yumurtası, bir köy tavuğu ile bir olur muydu, benim tezim bilimseldi toprak solucanlarını kabulde, amerikalının kırmızı solucanı bu iş laiki ile yapılamaz, belki çok atık işlenebilirse de sonuçta toprak solucanların kalitesinde gübre (kest) elde edilemezdi.

 
Toplam blog
: 29
: 1056
Kayıt tarihi
: 14.01.11
 
 

Elektronik teknisyeni olarak emekliyim, 1997 Ağustos'u itibariyle toprakla ilgili hobi çalışmalar..