Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '07

 
Kategori
Haber
 

Sonucu ne olur?

Sonucu ne olur?
 

Mescid-i Aksa çevresindeki inşaat çalışması ile ilgili fotoğraflardan dört dörtlük tatmin olmadığını belirterek bölgede inceleme yapılması için teknik heyet gönderilmesi önerisini ve bunun İsrail Başbakanı Olmert tarafından kabul edilmesi yaklaşımını irdelemek gerektiği düşüncesindeyim.

Benzer bir öneri Türkiye’deki herhangi bir olayla ilgili olarak medyanın önünde Türk tarafına yapılırsa -mesela Hrant Dink mahkemesine Ermenistan gözlemci göndermek isterse ya da varsayımla Sultan Ahmet çevresinde yapılacak bir çalışmaya, Ayasofya için birileri heyet göndermek isterse- Türkiye’nin tavrı nasıl olur, Türk Halkı kendisini nasıl hisseder, nasıl bir tepki gösterir?

Böyle bir denetleme yaklaşımı, bu ifadeyi kullanan siyasiye ya da partisine oy kazandırıyor gibi görünse bile uzun vade de ülkeye zarar verir. Kullanılan ifadeler zamanla başka ülkelerin de kendi isteklerince hiçbir uluslar arası görüşme ve karar olmaksızın başka ülkelerin davranışlarını ve eylemlerini denetleme hakkı doğurur ki bu da istenmeyen sonuçlara sebep olur. Eğer böyle bir çalışmaya gerek duyulmuşsa, konuyla ilgili görüşmeler karşılıklı olarak daha önce yapılsaydı ve teklif İsrail tarafından gelseydi daha anlamlı olurdu. Ayrıca bölgeyi denetlemek demek sonradan bölgede ortaya çıkabilecek sorunları da üstlenmek anlamına geleceği akıldan çıkarılmamalı!

Burada her iki ülkede iyi niyetlerini ortaya koymuş olabilir, fakat siyasi kazanç olarak bakıldığında karlı çıkan İsrail olacaktır.

Yeni bir kanun uygulamaya konulduktan sonra yaşanan değişik yaklaşımlar konusunda ''durun bakalım zamana bırakalım hele bir içtihatlar oluşsun'' yaklaşımıyla daha sonraki benzer olaylarda emsal alınırken, böyle bir davranışta bir başka ülkeye aynı şekilde davranma hakkını vermez mi?

Bununla beraber bir ülkenin içinde bulunan dünya değerlerinin olabildiğince korunması konusunda tabi ki yaklaşımlar olacaktır. Amaç; toplumlarda karşılıklı olarak bu bilincin oluşmasını sağlamak olmalıdır.

Ayrıca yaklaşım standardı konusunda Ahmet Hakan’ın 21 Nisan 2006 Tarihli Hürriyet Gazetesin'de ki yazısının dikkat çekici olduğu düşüncesindeyim. http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=4290249&yazarid=131

Türkiye’nin gündeminde nükleer santraller var. Gelecekte böyle bir tesis söz konusu olursa, Irak’a ya da şu anda İran’a yapılan baskılar gibi silah amaçlı çalışmalar yapıyorsunuz duyumlar var tesislerinize heyet gönderelim yaklaşımlarıyla karşılaşıldığında Türkiye’nin tepkisi ne olacak? Ayrıca Türkiye’nin enerji ihtiyacı ve alternatif kaynakların enerji ihtiyacını karşıyabilirlik durumu sağlıklı verilere dayandırılmadan, nükleer santrallerde ki en son teknoloji ve gerekliliği ilgili kurumlarca tam olarak değerlendirilmeden, nükleer kaynakların temini ve zenginleştirilmesi konusu bir uluslar arası standarda bağlanmadan yapılacak girişimler ülkenin enerji ihtiyacını karşılamaktan öte ihaleyi alan ülkeden başkasına kazanç sağlamaz, ayrıca devamında gelebilecek tepkileri de göz ardı etmemek gerekir.

Geçen sene Fransa’da yaşanan olayları, Fransa’daki türban yasağı ile ilişkilendirmek gibi ayaküstü yapılan açıklamalara karşı -ilişkisi yokmuş gibi görünse bile- verilen tepkileri göz ardı etmemek gerekir. Dolayısıyla başka ülke sorunlarına teşhis koyarken ve yaklaşımlarda bulunurken azami özenin gösterilmesi gerektiği düşüncesindeyim.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=4290249&yazarid=131

Resim: http://www.netpano.com

 
Toplam blog
: 22
: 550
Kayıt tarihi
: 01.07.06
 
 

1968 doğumluyum. Elektrik mühendisiyim. İnsanın kendisini anlatmasının zor olduğu, bununla beraber y..