Şu feminizm dedikleri şey...

Her aklı başında adam bilir ki, kadınlar, erkeklerden özellikle de kadın - erkek ilişkileri açısından, her zaman daha üstün, daha sözü geçen, bir erkeğe göre, elinde kullanabileceği çok daha fazla silahı olandır.

Yaşamın başlangıcı doğmun da, kadın bedeninde gerçekleşmesi, yaradanın kadınlara tanıdığı bir hak, bir ayrıcalık, hatta bir üstünlük değil midir?

Yatakta, çatakta, çocukta, evde, işyerinde, alışverişte, okulda, piknikte, çay bahçesinde, yazlık kamplarda, tatillerde ve yaşamın her yerinde, ama eninde, ama sonunda kadının dediği olmaz mı?

Hangi seven adam kadınına dokunmaktan, onu sevip okşamaktan geri durabilir ki? Hangi adam, kadınına sarılmaktan kendini alıkoyabilir ki?

Bir aileyi kurarken de, kurulu bir düzeni yıkarken de, son sözü kadın söylemez mi? Kararlı bir kadını, evinden, yuvasından, kocasından ayırmak mümkün mü?

Pozitif ayrımcılık, ama az, ama çok, dünyanın her yerinde, gizliden gizliye ya da açıkça uygulanmaz mı? Hangi kadın, kendisi istemedikçe, buna izin vermedikçe, erkeklerle aşık atmak zorunda kalmıştır ki?

Evet artık hayat çok zor. Ama erkeğe de, kadına da; her ikisine de...

Her kadın, para kazanmak zorunda mı? Peki, para kazanmak zorunda olmayan bir adam var mı?

Toplum, çoğu yerde, erkek yerine kadını korumaz mı?

Yeryüzünde, anneliğe saygı duyulmayan bir kara parçası, hatta annesini önemsemeyen bir deniz canlısı var mıdır acaba? Bence yoktur.

" Kadına şiddet " mi dediniz? Tabi ki çok önlenmeli ve kesinlikle önlenmeli... Ekonomik özgürlük, tabi ki kadınların da en doğal hakkı... Fırsat eşitliği, seyehat özgürlüğü, ülke siyasetine ve dünyanın geleceğine yön vermek kadının da hem hakkı, hem sorumluluğu...

Ama bunları erkekleşerek yapmaya hayır!... Her konuda erkekle sidik yarıştırmak, doğru da değil; doğal da... Boşuna uğraşıp durmayın; sevgili hanımlar... Biz erkeklerin, bedensel kapasitesine de, fiziksel gücüne de ulaşamazsınız. Biz de sizin duygusal potansiyelinizi, duyarlılık eşeğinizi aşamayız, yenemeyiz; değil mi?

Kadın hakları, feminizm de, feminizm diye tutturduğunuz şeyler, en nihayetinde, her iki cins için de geçerli olan insan hakları değil mi? İnsan haklarına saygılı olmak, sahip olmak, kadın haklarını da, feminist duyarlılıkları da içine almaz mı?

Tarlada, savaşta, yaşamda, iyi günde, kötü günde daima sevdiği adamın yanında duran, yaşam enerjisi her yok olmaya yüz tuttuğunda, o enerjiyi yanıbaşındaki adamla yenileyen, bir bedende iki can olabildiği bir erkeğe sahip olan kadının aklına " Feminizm de feminizm! " diye tuturmak gelir mi?

Bir kadın ne kadar erkekleşebilir? Bir kadın, belki de, yalnızlığı kadar erkektir. Bir adamın kadınlaşması; doğal mıdır? Ve bir adam da, ancak yalnızlığı kadar kadınlaşır.

Ender rastlanan örneklerini bir yana bırakırsak; feminizm veya siyaset militanlığı yapan, sokaklarda eşitlik sloganı atan, erkekleşerek bizlerle boy ölçüşebileceğini sanan, kaç tane güzel kadın tanıdınız siz? Sokak siyaseti de, feminizmi de, çirkin kadınların işidir çünkü. Güzel kadın, sokakta bağırmaz! Duygu Asena hariç! Çünkü onu ben de çok güzel bulurdum! Ve yazdığı hemen her kitabı okudum.

Erkek egemen dünyada, kadın ağırlığının artması, kadınların, daha eşit, daha özgür, daha çok sorumluluk alan, daha çok kendine güvenen olması, elbette çok daha coşkun, çok daha kaliteli bir yaşam sürmemize yarar.

Ancak bunun yolu, kendini güzel bulmayan, hatta çirkin kadınların peşine takılıp erkek düşmanlığı yapmak değil... Erkeklere " Tuuu! Kaka! " demek, hiçbir şeyin çözümü değil...

Aslolan, insanca yaşamaktır hayatı... Aslolan, tek bir bedende, hür ve özgürce yaşamaktır; aşkı... Aslolan, " Kim kimden üstün? " kavgası yapmak değil...

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.