- Kategori
- TV Programları
Survivor sinerjisi - bravo
Survor, izlemekten hoşlandğım programlardan birisi. Çok az bölümünü kaçırmışımdır.
Bu son Survivor gramı ise bence hem iyi vakit geçirtiyor hem de adeta hayat dersi veriyor. Sadece bana değil, bütün topluma.
Başından beri yarışmacı kadrosu çok seviyeli ve olgundu.Başlangıçta, gerginlik yaratan (buradan öyle görünüyordu en azından) yarışmacılardan sonra, adada hayatın ne kadar uyumlu ve olgun bir biçimde yaşandığına şahit oldum.
Bu genç insanların davranışları benim için çok hoş bir sürpriz oldu ve açıkçası gelecek üzerine umutlanmama yol açtı.
Esasen, Doğuş ve Serhat te gayet düzgün tavırlar içindeydi ve Mustafa TOPALOĞLU ve Alp KIRŞAN'ın da tarzları itibariyle yarışmaya ne kadar renk ve hoş bir çeşni kattıkları, gittikleri andan itibaren anlaşıldı ama, yine de Survivor heyecanı ilgisi bende azalmadan sürdü.
Bu gençleri yetiştiren aileleri kutluyorum.
Hasan, Nihat, Anıl, Cevher, Hayim ve Begüm.
Sergiledikleri dayanışma, insancıl, olgun tavırlar, birbirlerine karşı duygularını güzelce ifade edebilmeleri, nezaket kurallarını aşmamaları, seslerini yükseltip birbirlerine girmemeleri, kabalaşmamaları, yarışmanın -katılm amacı tabii ki kazanmak ama- kazanılmasa bile önemli olanın dürüstçe, dayanışma ve insani hasletler içinde yürütülmesinin önemini kavramış olmaları beni çok etkiledi.
Hırsları var evet ama kazanma hırsı hiç birisinin gözünü kör etmemiş, hırs bu gençleri teslim almamış, hayatlarında bir ayrıntı olarak duruyor sadece ki, zaten orada olma sebepleri bu. Gençler, yarışırken, yiyeceklerini paylaşırken, sohbet ederken, sıkıntılarla boğuşurken, asla rezilleşmediler, kalleşlik sergilemediler ve seviyelerini hep korudular.Yarışma koşullarının zorluğunun bizim algılamamızın çok ötesinde olduğunu, en azından yaşanan korkunç açlığı düşünürsek, arada sırada olan küçük laf dokundurmalarını ve dertleşmeleri de çok normal karşılamak gerekir. özellikle de bütün günleri aç bir halde ve bomboş, yapacak fazlaca bir faaliyet bulamadan geçirmek durumunda olduklarını düşünürsek.
Yarışmcıların, "Ben buradan iyi anılarla ayrılmak istiyorum. Kişiliğimi ortaya koymak istiyorum." demeleri ve hepsinin birbirlerine sevgi ve saygıyla sıkıca sarılmalarını izlemenin verdiği keyif anlatılamaz. Gençler, hayatta asıl önemli, anlamlı ve kalıcı olanın ne olduğunu, meselenin özünü anlamışlar.
Survivor gençleri, bu müthiş altılı, rekabetin rezaletsiz de olabeceğini defalarca kanıtlıyorlar. Sorunlara karşı yapıcı ve saygılı uzlaşmaların nasıl olacağını, kırgınlıkların, kızgınlıkların nasıl etkisizleştirileceğini,affetmenin, unutmanın erdemini doğallıkla gösteriyorlar.
Yenilginin kırıklığı içlerindeyken, rakipleriyle sevgiyle kucaklşıyorlar. Kazandıkları ödülleri, muzlarını, hindistan cevizlerini paylaşırken, arkadaşlarının ismini, adadan gidecek aday olarak seçtiklerinde ya da bir yarışmacıyı uğurlarken, sergiledikleri kardeşliğe yakın dostluk ta apayrı bir güzellik olarak yansıyor ekrandan.
Ne güzel... Bu güzelliği yazmak istedim. Çünkü bazen kötülüğü engellemek için iyiyi, doğruyu takdir etmeli ve bu takdirimizi açığa vurmalıyız. Güzel davranışları ödüllendirmeli, desteklemeli, öne çıkarmalıyız. Sadece ve sadece herşeyin kötüye gittiği karamsarlığına karşı poztif bir rüzgar olarak, izlenimlerimi paylaşmak istedim.
Özellikle de finale çok az kala şu anda adada yarışan altı genci ve ailelerini canı gönülden kutluyorum. Bence şu andaki bu altı " saygılı- sevgili yarışmacı" yarışmanın birincisi oldular. Bu gençler kalplerimizdeki ödülleri kesinlikle hakettiler.