Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '15

 
Kategori
Blog
 

Susmak demişsin ya arkadaşım!

Elbette konuşulacak çok şey var, herkesin anlayacağı dilden (!) Ancak bir üçüncü kişilerin alınması veya benliğindeki değerlerin yok olmasını istemeyiz. Bence biz başkaları kadar rahat davranıp insanlar üzerindeki kredimizi tüketmek istemiyoruz.

Çünkü kadirkıymet bileniz. Vefalıyız. İnsanlara değer veriyoruz. Bazen cevap vermek zorunluluğu hissettiğimiz yazılara, sözlere, resimlere sırf üçüncü kişilerin algı dünyasında deprem yaratmamak için ya susuyor ya da affedici olmak için sebepler arıyoruz! Gerçek şu ki’ biz bu insanların bir kısmının başka meziyetlerini biliyor ve onları bunun için değerli bulup kendilerine saygı duyuyoruz!

Bazen bizim inanışlarımıza, değerlerimize dokunan paylaşımları, onur kırıcı davranışları, söylemleri olsada; tasvip etmediğimiz bu davranışları sineye çekip zamana bırakıyoruz.

Kimseyi düşüncesi için yeremeyiz ancak bizim özgürlüğümüze ipotek koymaya kalktıkları zaman bizde kendimizce önlemler almak zorunda kalıyoruz.

Çoğu zaman yalancı bir rüzgâra kapıldıklarını bir süre sonra durulacaklarını, düzeleceklerini düşünüyoruz.

Belki de içimizden öyle olmasını temenni ediyoruz. Kimseye yarar sağlamayan düşüncelerden arınmalarını yine bizim dostumuz olarak kalmalarını istiyoruz. Sevgiye, dostluğa değer veriyoruz. Bir kahvenin, bir lokma ekmeğin, bir selamın hatırını kolluyoruz. Değiştiremeyeceğimiz gerçekler üzerine takıntımız yok.

Takıntısı olanlar, elinde jokeri kalmayanlar yani gerçekten haddini aşanlar, tek tek hem sayfamızdan, hem gönlümüzden siliniyor!

Bazıları ile ilişki bir süreliğine donduruluyor.

Yani hiç kimse bu suskunluğun bu sessizliğin altında kaynar kazan olmadığını düşünmesin. Zaman zaman kazanımızın taştığı el, yürek yaktığı da oluyor tabi; ama karşı taraf’ta nerede hata yaptığını bir zahmet bir düşünsün.

Elini tuttuğumuz, gecenin sessiz ve karanlığında “dostum” diye güvendiğimiz, sırtımızı yasladığımız, sarıldığımız, şakalaştığımız, birlikte olta attığımız, birlikte yol yaptığımız, birlikte bir mücadelede omuz verdiğimiz, sırrımızı açtığımız, sırlarını dinlediğimiz, kaynaştığımız bir bütün olduğumuz; önemli bir camianın bir ferdi olarak; ağzımızdan çıkana, kalemimizin yazdığına, hal ve hareketlerimize dikkat etmeliyiz.

Yüzbinlerce insana karşı bir sorumluluğumuzun olduğunu unutmamalıyız. Münferit olayları toplumun huzurunu kaçıracak mecralara taşımamalıyız!

Toplumda değerli bir insan olmanın yolu her türlü fikre açık olmak, değerlere saygı duymakla başlar. Farklı mecralarda konuşmak için zorlayanlar elbette hak ettiği cevabı da alırlar ama burada dikkat etmemiz gereken konu; birlik ve beraberliği, dayanışmayı sürdürebilmek için ufukta, ufacık bir umut varsa o umudu yaşatmak bizim hedefimiz olmalı.

Memleketi yangın yerine çevirecek yazılardan ve önerilerden imtina etmeliyiz. Kendi iç dünyamızdaki rezilliğe başkalarını ortak edecek veya ilgisiz insanları suçlayacak yaklaşımlardan uzak durmalıyız!

Tüm iyi niyetimize rağmen suskunluğumuzu basiretsizlik, becerisizlik, eğitimsizlik olarak değerlendirenler bizim de arkamızdan kazan kaynatanlar elbet olacaktır, var da zaten! 

Hiç bir şey yapamıyorsak “yok” sayarız, ittirir bir köşeye, sesini duymayız. Önüne perde koyar ne halt ettiğini görmeyiz. Sağ mıdır ölmüş müdür farkına bile varmaz unuturuz!

Sanal’da karşımızdaki insanın yüz ifadesini, mimiklerini sıcaklığını samimiyetini göremeyiz belki ama düşünceler insanları birbirine yaklaştıran ve birbirinden uzaklaştıran faktörleri yaratır. Geçinmeye gözü olmayanlar, insan ilişkilerine yeterince değer vermezler. Her türlü sanal porospuluklarına rağmen birilerinin kendilerini ciddiye almasını beklerler.

İnsana sormazlar mı ne verdin, fitnelik fesatlık ve boş muhabbetten başka? Ya da “Binbirsurat” lı olmak ne kazandırdı sana? Seni gidi dönek, fırıldak seni!

Vatanımı vatan, bayrağımı bayrak kabul eden insanları kendimin bir parçası görürüm. Dili, dini, mezhebi, ne de meşrebi beni ilgilendirmez. Konuşup anlaşabilmemiz için kişinin önce insan olması, insan gibi davranması gerekir!

Ayrıca boş konuşmaktansa, susmayı tercih etmemiz yadırganmamalı! Ortalıkta o kadar çok içi boş faydasız muhabbet var ki, okuduğunu anlayabilene ders niteliğinde! Kendilerini dev, kendinden başkalarını cüce görenler elbet dev aynalarının etki alanından uzaklaştıklarında içine düştükleri çaresizlik ve ümitsizlik ile sağa sola saldıracaklardır.

Cennet ve Cehennem; yolunda giden ve yolundan sapanlar ile dolacaktır.  Allah tüm iyi insanları doğru yoldan ayırmasın. Türlü kılıklara girmiş kandırıkçı şeytanların tuzağına hiç kimseyi düşürmesin.

Sana seni seven insanlar yeter dostum, bunu bil istedim…

M.Talip Girgin

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..