Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Aralık '09

 
Kategori
Siyaset
 

Taktım ben bir kere bu işe!

Taktım ben bir kere bu işe!
 

Kaynak:Media1.ntvmsnbc


Yok, orasından alıyorum, burasından bakıyorum, mümkün değil, olmuyor!

Eviriyorum, çeviriyorum, uymuyor!

Eee, gel de takma yani!...

******

Sağlımız ayaklar altında, hiç güvenmeyin Sosyal Güvenlik Kurumu’na, bunca hengame arasında öyle kararlara imzalar atılıyor ki, farkında bile değiliz çoğu kere!

Maaşlardan kesilen sağlık sigorta kesintileri sanmayın ki bir güvencedir size; hasta olmaya görün, son zamanlarda atılan imzalarla devlet bir atmaca gibi beklemektedir başınızda!

İmzaya hazır dosyalar da daha sırada!...

Paranız yoksa ne siz, ne eşiniz ve hatta da çocuğunuz güvence altında, “Sosyal Güvenlik Sigortam var” mı diyorsunuz, ay pek şekersiniz, ne mutlu ki henüz daha gerçeklerle yüzleşmemişsiniz…

******

Bilmem ne bankasından aradılar dün, eski müşterileri olduğumdan dolayı sağlık sigortasına hak kazandığımı söylediler, toplam 150,-TL on aya bölünerek ekstreme yansıtılacakmış…

Kusura bakmayın dedim, SGK ile anlaşmalı özel bir polikliniğe gittiğimde, emekli olarak, en az 8,- TL muayene ücreti, 15,- TL reçete ücreti ödeyeceğim, kusura bakmayın, bir de üstüne özel hastanelerde bakılamam!

Karşımdaki ses dedi ki: Haklısınız, ama biliyorsunuzdur, tutun ki acil bir durum oldu ve hastaneye gittiniz, devlet yalnızca % 30’unu ödeyecek, % 70 ‘i ise siz ödemek zorundasınız!

Üstelik biz, refakatçinizin yemek ve yatak parasını da karşılıyoruz…

Üstelik beş kuruş dahi ödemeyeceksiniz!

******

Bankaların müşterilerine hizmet satmasına pek alışığımdır, iş yaşamımdan gelen tecrübeyle pazarlama tekniklerini de epey bir bilmekteyim, bu da onlardan biridir diye düşünürken aslında işin iç yüzünün ne kadar vahim olduğunu fark ettim!

******

Eczaneler devreden çıkarılmak isteniyor, bir sektör planlanıyor, bu bir!

Semt polikliniklerinde dahi tedavi olmak, reçete yazılması da paralı. İşten çıkarılanların altı aya kadar SGK haklarından yararlanma süreleri düşürüldü, üstelik işten çıkarmalar ve işsizlik diz boyu iken, bilmem haberiniz var mı?

Daha da fazlası isteniyor ve bunu devlet yapıyor!

******

Açık ve seçik söylüyorum, taktım ben buna!

Devletin sağlamakla yükümlü olduğu şeylerden en önemlileri arasında sağlık vardır, eğitim, vatandaşın huzurunu koruma ve elbette ki ülkenin varlığını sürdürme…

İşsizlik oranı zirveye tırmanmışken, insanlar yiyecek temin etmekte zorlanırken sağlıklı kalmak mümkün müdür?

Hadi diyelim acı patlıcanı kırağı çalmaz, bunun kazası yok mudur, belalı hastalığı, virüsü falan…

Yapmayalım arkadaşlar, devlete ödediğimiz bunca vergiler varken, mesela kısıyorsunuz sonuna kadar, ettiğiniz telefon görüşme tutarı diyelim 10,- TL kadar, hadi söyleyin ne olur, fatura bedeliniz ne kadar?

28,- TL altı geliyorsa böyle bir durumda, yüzüme tükürmeniz vallaha da serbesttir!

******

Bunca vergiler nereye gidiyor ki üniversitelerin öğrenci katkı payları yüzde beş yüz oranında zamlanıyor, sağlık paralı oluyor, vatandaş olarak korunmamız ise mümkün olmuyor ve de üstelik ülkenin nereye sürüklendiği ise hiç belli değil!

******

Devlete ödenen bir sürü vergi varken, dış borçlar almış başını giderken, satılan yalıların, toprakların bizler hesabını bilmezken, özelleştirilen fabrikalardan bunca paralar devlet hazinesine girerken, lütfen, ne olur söyleyin, nereye gider bu paralar ve bir devlet nasıl olur da vatandaşlarının sağlıyla böyle kolayca oynar?

******

Hoş, diyeceksiniz ki, canıyla oynanan vatandaşın sağlığı mı kalmış, Molotof kokteyllerden geçilmiyor ortalık, ama olsun, yeter ki alkollü kokteyl olmasın, zinhar haram!

******

Bu gidişattan hiç memnun değilim, sağlıkla sınanmayalım elbet her birimiz ancak hele ki sağlık konusunda vatandaşın parasına göz diken bir devlet, sınırlar içerisinde yaşayan insanları da gözden çıkarmıştır demek!

Yandaşsa bir şekilde kayırılır, değilse ölsün gitsin, zaten yerlerine konacaklar hazırdır!

Irak’tan mı gelirler, İran’dan mı? Sudan’dan mı, artık orasını göremeyeceğimiz kesindir!

Bu sağlık sistemiyle imkansız, haa, yaşarsak da yettiğimizce izin vermeyeceğimiz kesin, en azından kendi adıma!

Hoş, kim kiminle nerede şeytmiş, kim öpüşmüş, kimler sevişmiş, aralarında yastık var mıymış, pornoydu, google, facebook, bunlar görüyoruz ki pek bir önemli, bu yazım da mağlup gelir adım gibi biliyorum, yine de olsun, hani aralardan sıyrılıp gelen birileri okur da, “hakkaten yaaa” der!...

En azından vicdani sorumluluğumu yerine getirmem yeter!

******

Gülgün Karaoğlu

Aralık,17/09

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..