Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '13

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Temiz aile kızı

Temiz aile kızı
 

alıntı


Soru şu:

‘Aşk olmadan cinsel ilişki yaşanabilir mi?’
 
Erkek cinsinin dürüst olanları neredeyse tümden bu soruya 'Evet’ diyebilirler. Kadınların da birçoğu aynı fikirde olabilir. Ama ben,  özellikle toplumsal gerçekliğe kafa tutacak dirilikte duramayanlara, “yaşanabilir olsa da aşksız cinsellik yaşamayın" derim. Peki neden? Çünkü yaşandığında cinselliğin toplumsal gerçekliği kadının değerini erkeğin altına indirmek için daha da güçlenmektedir?
 
Erkek evlenmeye karar verdiğinde annesine veya annesi kadar yakın bulduğu bir büyüğüne gidip şunu söyler: "Bana temiz bir aile kızı bulun; beğenirsem evlenirim" der; ya da kendisi ‘temiz aile’ kızı olduğuna inandığı birini koluna takıp annesine takdim eder. Erkeğin annesi her iki durumda mutlu olur. Çünkü oğlunun artık durulup olgunlaştığını düşünür! Deyim yerindeyse, oğlu kızlarla yeterince gönül eğlendirmiştir; yani âşık olmadan, çapkın cinselliği yeterince yaşamıştır. Aşksız cinsel ilişki nedense erkeği onurlandıran bir çapkınlık sayılırken, kadının iffet eksikliğinden sayılır. Aşksız cinsel ilişki erkek elinin kiri, kadınınsa alnına yapışan bir iffetsizlik lekesidir. Erkek, eli yüzü düzgün ‘temiz aile’ kızıyla evlendiğinde elinin kirini de yıkamış olurken, erkeğin çapkınlığına cinsel meze olmuş kadının bakir bir erkekle evlenerek alnındaki lekeden kurtulmasına geleneksel ahlâk algısı izin vermiyor.
 
Peki bu cinsel ayrımcı tutumun kusuru kimde? Bence kusurun daniskası kadındadır. Her şeyden önce anne olmuş kadınlar oğullarının kulaklarını çekmeliler: Onlara, “âşık numarası çekerek veya evlenmeye niyetliymiş gibi görünerek bir kadınla cinsel ilişkiye girersen hakkımı helal etmem” diyebilmeliler. Ya da, “bir kadının aşkına içten ve güvenilir bir aşkla karşılık veremediğin yerde kadın ne kadar ısrarcı da olsa cinsel ilişkiden uzak durmalısın; kadının duygusal yaklaşımını cinsel nefsini tatmin fırsatı yaparsan sütümü helal etmem” diyebilmeliler.
 
İkinci olarak da, kadınlar erkeğin çapkınlığını kendilerine yönelik bir aşkın başlangıcı yapabilecekleri sanısıyla aşkı erteleyerrek erkeğin koynuna girmeyi cinsel ahmaklıktan saymalılar. Kadınlar aşk yemini etmiş erkeğe bile güvenip de onunla cinsel ilişkiye girmekte hızlı davranmasınlar; erkek en azından bir yıl boyunca içten bir aşk yakarışıyla kadının peşinde dolanabilmelidir. Ancak ondan sonraki aldanmışlık bir ahmaklık olmaktan çıkmış olur.
 
Aşk yoksa cinsel ilişki de yok diye tutturamam tabi ki. Benim için esas olan kimsenin aşk ile aldanarak ve aldatarak cinsel ilişkiye girmemesidir. Yoksa kadın erkek gönüllerince sevişip cinsel haz almak istemişler de ben mi ayıplamışım? Aşksız da cinsel ilişkiye girilir; ancak iki taraf bunun sorumluluk yükünün farkında olabilmeli; aşk ile ısıtamadıkları bir yatakta cinsel haz alma noktasında “aşkım, aşkım!” diye çığlık atarak kendilerini kandırmasınlar. Zaten bilerek aşksız cinsel ilişkiye girmişlikte ilişkinin mağduru da olmaz. Geleneksel ahlâk her ne kadar erkeği ‘çapkın kerata’, kadını ‘motorlu yosma’ görmeye devam ediyor olsa da böyle olduğu ve olacağı iki tarafın da bilincinde kayıtlı bir öngörü sayıldığından ortaya mağdur çıkmaz.
 
Zamane kadınlarının birçoğu aşk içinde seks yapma arzusundan sıyrılıp, seks için aşk ayaklarına yatmayı öğrendi; tıpkı erkek milleti gibi davranır oldu. Çok kadın aşkı kutsamak için değil, zevk almak için sevişmeyi kendine özgürlük yaptı. Kadınlar da erkekler gibi 'uçkur düşkünü' birer zevk bağımlısı olmaya başladılar. Bir veya birkaç gecelik cinsel ilişkiye aşktan hoşgörü kılıfı uydurdular. Bu da erkekler için kadın cinselliğini seks malzemesi yapmayı kolaylaştırdı. Kadının aşksız cinsel ilişkiye heveslenen özgür cinselliği erkeğe çok kolay cinsel doyum fırsatı sunmaktadır.  Evlenmeden, aşksız ve kolayca seks yapabilen bir erkek neden evlensin ki? Teknolojik yaşamın kolaylığı da göz önüne alındığında zamanla erkekler sadece baba olma tutkusuyla evlenmek isteyecekler sanıyorum. Tabi bu durum annelerin oğullarına ‘temiz aile’ kızı bulmalarını da zorlaştıracaktır. Belki de kadınlar için hayırlı olan böyle bir gidişattır. Temiz aile kızlarının kıtlığa düştüğü o zaman geldiğinde geleneksel ahlâk tabusu da yıkılmış olabilir; o zaman toplumsal bilinç, erkeğe ve kadına aynı ağırlıkta ahlâki sorumluluk yükleyen yeni bir cinsellik ahlâkını benimsemiş olabilir…
 
Eskiden, "Erkekler tanımadığı bir kadınla nasıl sevişebiliyor?" diye soran kadın şimdi erkekten duyabilmektedir benzer şaşkınlığı. Artık erkekler de soruyor: "Bazı kadınlara şaşıyorum; tanıştığı günün gecesi adamın koynuna nasıl girebiliyorlar, anlamıyorum! ” diyorlar.
 
Hadi, gönül ve akıl rızasıyla aşksız seviştikten hemen sonra memnuniyetle yollarını ayıranları anlayabiliyorum. Ancak, cinsel hazzı gönül ve akıl rızasıyla aşksız bir ilişkide yaşadıktan sonra pişman olanları ben de anlayamıyorum. Adama demezler mi, gönlün ayran çektiğinde aklın neredeydi de ayranın ekşimişlikten köpürdüğünü göremedin? Hele de en çok kadın milletinden çıkar aşksız bir seksten sonra bin pişman ağlayan. Derler ki şundandır pişmanlık: Kadın doğum kontrol hapını almamıştır; erkek de yırtık kaput takmıştır. Eh, olur böyle kazalar sevişmelerde; aşk bu kazaların en sağlam emniyet kemeridir…
 
Muharrem Soyek 
 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..