Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '08

 
Kategori
Sağlık
 

Tıp Yöneticilerine ve Hastalara tavsiyeler..

1-Hastanelerde bankadakilerine benzer hasta temsilcileri olmalı. Bu kişiler, doktorlar ve birimler arasında profesyonel iletişimi sağlamalı. Hastanın yapacağı yanlışlıklar engellenir; hastaya yardımcı olunmuş olunur; hem doktorlarla birimler arasında hem de kendi aralarındaki bilgi akışı en doğru ve en hızlı şekilde yapılmış olur.

2-Aile hekimliği kurumu uygulanıp yaygınlaşmalı. Erken teşhis için, hastalanmamak için, sağlıklı bir yaşam için her birey, bir doktorun kucağına düşmeli. bunun yolu da her ailenin bir doktorunun olmasıdır.

3- Özel resmi bütün hastanelerin, bankalardakine benzer, ortak bir bilgi ağına oturtulması gerekir. Hangi hastaneye gidersen git, geçmiş tetkik ve hastalık öykülerin anında doktorun elinde olmalı. Bu şekilde gereksiz tekrar tekrar tetkiler verilmez, geçmiş bütün veriler kolayca takip edilebilir, hastalığın nerden nereye gittiği vs. rahatlıkla ulaşılabilir olur. Şu an, eğer aynı hastaneye gidiyorsan, oradaki eski kayıtların bulunuyor, ama hastaneler arasında bu ilişki yok.

Bu üç yapının olmayışı, hasta olmayı rezil olma haline getiriyor. Belki hasta yoğunluğundan, belki doktor kültüründen ve belki de altıyapıların sistemlerin olmamasından olsa gerek, doktorlar zaten yapılabilecek olanı en alt düzeyde yapmaya çalışıyorlar. Ne hastalıklar arasındaki bağlantı inceleniyor, ne doktorları arasında bir tür konsültasyon durumu oluyor. Doktorlar sana verdikleri ilacı bile takip etmiyorlar. Hastalığını takip etmiyorlar. Ölmüş müsün kalmış mısın umrunda değil.

Efendim hiç kuşkunuz olmasın doktorunuza tam olarak güvenmeyeceksiniz. Söyleneni yeterli bulmayacaksınız, hastalığınızın ne olduğunu araştıracaksınız. Başka hastanelere ve doktorlara gideceksiniz. Mümkünse birden fazla tetkik yaptıracaksınız. Edindiğiniz bilgilerle doktoru yönlendireceksiniz, tedavinizde, doktorun asistanı olmalısınız. Yoksa, o sizi, üstünkörü, yapılabilecek en alt düzeyde işini yapar gönderir. Sizi tersleyen doktor çıkabilir, çıksın, terslenmek uğruna hastalığınızın iyi tedavisi için uğraşmalısınız. Yoksa, eksik tedavi, yanlış ilaç, yüksek doz, uzun süreli kullanım, yanlış teşhis gibi sonuçlara uğrarsınız. Hastalığınızı, hastalık belirtilerinizi mutlaka araştırın.

Hastanelerde o kadar çok hatalar yapılıyor ki ama cahil halkımız bunun takipçisi olmuyor. Bu yüzden, doktorlar rahatlıkla emin olmadıklrı şeyleri yalan yanlış yapıyor olabilirler.

Burdaki ana fikri üretebiliriz. Doktorlara gerektiğinden fazla güvenmeyeceksek, sizin adınıza sizin işinizi yapan, hiç bir kişiye güvenmeyeceksiniz. Çünkü, büyük çoğunluğu, yapılabilecek en alt düzeyde onu yapmaya çalışacaktır. Eksik yapacaktır, hatalı yapacaktır, amaca uygun yapmayacaktır. Bitsin de gidiyim diye yapacaktır.

Bunun nedeni ülkemizdeki soyut somut kurumsallaşmanın olmamasıdır. Kurumlaşma demek, geçmiş kazanımlar üzerinde kat kat yükselmek demektir. Yılların kazanımları burada deneyim olarak sistemleşir, o sisteme giren herkes kurumun asgarisini yapmak zorunda kalır, kurumların asgarisi ise sürekli yükselmiştir yıllar içinde ve kurumların yaptırımları vardır. Yani kurumsal yapılar, insanların gücünü ve davranışlarını hizaya sokar. Bu da ancak gelişmiş ülkelerde oluyor.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..