Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '08

 
Kategori
Coğrafya
 

Tuna Nehri akmam diyor!

Tuna Nehri akmam diyor!
 

http://www.donau-info.org/images/DO...


Ön bilgi: Üniversite mezunları ve mensup olduğu meslek dalında en az beş sene çalışmış olanlara duyuru: Avusturya/ Krems Tuna Üniversitesi uzman(menajer) olmak diploma almak isteyenler için, uygun bir adres! Belki birilerinin işine yarayabilir.(Donau Uni. Krems Department für Wissens und kommunikations menagement Dr.Karl str. 30 A-3500 Krems) Resmin altındaki bölüm yetmeyebilir düşüncesiyle yazının ilk paragrafı olarak sunmayı tercih ettim! Kategorimiz coğrafya, konumuz Tuna!

1874 yılında insanoğlu ilk kez Tuna’nın gözden kaybolduğuna şahit olur!

Ararlar bulamazlar! Almanya/ Baden Württenberg/ Tuttlingen işte tam bu bölgede sırra kadem basar! Aklı daha iyi erenler: “Tuna Baden Württenberg bölgesinden korkuyor derler! Yöre halkı; “tasarruf etmek” eylemini inanılmaz ciddiye alır; kıskanç diller onlara pinti derler! Tuna bereketli, cömert; yöre pinti!

Uyuşmazlık desek şunun adına daha doğru olur!

Doğa ve beşer aynı dili konuşmadıkları için, Tuna’nın bu gizemli kaçışının nedeni çözülemez!

Hâlbuki muhteşem akarsu; ne kaybolur ne de kaçar! 15Km ötede 60 saat sonra Aach civarında arınmış olarak yeryüzüne çıkar!

İşini bilen Tuna, yeraltı yatağından yoluna devam etmiştir; neden? Alış veriş etmesi gerekirde ondan! Bu bölgede toprağın derinliklerinde, mağaralar vardır! Kireç tabakaları, mineraller daha bir sürü değerli doğal materyallerden nasibini almak, suyunu süzdürmek yumuşamak için bir müddet inine çekilmiştir!

Karadeniz’e eli boş gitmek istemez belki de!

Kaybolduğu yerde (zararsız!) boya karıştırırlar Tuna’nın suyuna(rengi değiştirilenin foyasını yüzüne vurmak, suçüstü yakalamak için olsa gerek!) onu denerler bunu denerler sonunda durumu fark ederler! Başına buyruk Tuna’yı tongaya düşürmek isterler!

Tuttlingen ve Möhringen belediyeleri (orada kedi köpek katliamı gibi eğlencelikleri olmadığı için) “Tuna’nın yolunu değiştirelim, bizim köyümüzden aksın” diye tuttururlar!

Teknik bilgi ve güçlerini kullanarak, Tuna’nın yoluna engeller koyarlar!

Muratlarına ererler! Tuna olgun bilgin tecrübeli; gülümser! Her şeye burnunu sokan insanoğluna istediğini verir! Bu pes etme anlamına gelmez tabiî ki!

Kendine ayırdığı suyu zenginleştirmek için her zaman yaptığı gibi toprağın derinliklerine dalar! Aach bölgesinde fokur, fokur diyerek gökyüzünü selamlar!

Yüzyıllardır yaptığı gibi, doğru bildiği yolda ilerler!

Tuna ne kaybetmiştir? Bedel ödemiş midir? İnsanoğlu ne kazanmıştır?

Düşünüyorum da; yarın şu hastaneye gitmeyiversem yirmi senedir arada sırada ağrıyan o şeyle geçinip gitsem olmaz mı?

Onu başımdan defedeceğim, belki rahata ereceğim! Lâkin gitmek için narkoz ister! Yerinden olmak hoşuna gitmezse nasıl bir tepki verir? Yan etkilerini kendi yerine bırakır gider mi? Sonra ağrıtır sızlatır mı? Günlerdir korkutup duruyor zaten!

Ben cesur bir yürek olamadım gitti!

“ Tuna! Akmam dedin seni kim dinledi? Ben de olmam diyorum! Dinleyenim yok! Hadi, ben hükmü olmayan bir zerreyim! Boyutları ülkeleri aşan Fatih!

Ya sen? Güçlüsün, tecrübelisin! İnsanoğlunu iyi tanırsın! Ben ise, henüz kendimi çözmekle meşgulüm! Beyazlı yarı ilahlar! Dediklerini, arada sırada da olsa yapmak zorundayım! Aksini ispat etme bilgisinden yoksun, beyaz bayrak elimde; çantamı hazırladım! Yarın teslim oluyorum!

Ameliyat öncesi düşünceler 2! Berlin, 10.Temmuz 2008

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..