Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '08

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Turistler, Atatürk' le vakit geçiriyorlar.

Turistler, Atatürk' le vakit geçiriyorlar.
 

Turistlerin genç olanları bile, Atatürk’ü tanıyorlar. Marmaris’ te ne zaman rastlasam, Heykelin civarında ya <ı>Ata ile resim çektiriyorlar, ya da dibinde dolaşarak sohbetler ediyorlar. Kimisi topluca dizilerek selama duruyor, kimisi de hatıra fotoğrafları çektiriyorlar. Bir Atatürk sevgisi ve bir <ı>Atatürk’e yakın olma sevdalığı ki var ki, deme gitsin. Her mevsim, her gece değişik turistler, ibadet eder gibi Atatürk' ün heykeli önünde toplanarak Atatürk' le vakit geçiriyorlar. O'nu konuşuyorlar.

<ı>ATATÜRK SEVDALILARI : Marmaris Atatürk Meydanında bir guruba rastladık. Hepsi hizaya gelmiş ellerini kaldırmışlar kaşlarının hizasına. İlkten, selama duruyorlar zannettik. Değilmiş. Arka fondaki Atatürk’ü taklit ediyorlar. Sol elini kasketine değdirerek ufku tarayan Ata’ya özenmişler. ‘<ı>Dönün bana, resimleyeyim’ dedim, öylesi döndüler.

Sorduk ‘<ı>hayrola?’ diye. ‘<ı>Ona benzemeğe çalışıyoruz’ dediler. Bu arada biz de düşündük: ‘<ı>Ondan uzaklaşmağa, onu inkara yeltenenler var’ diye düşündük. İster istemez düşündük. Kim olsa düşünürdü. Malum çevreler hariç tabi. O malum çevreler işgal altında iken, öyle sakal bırakıp, kolunda seccadesi, başında takkesi, o cami senin, bu teravi benim, dolaşamazlardı. Bakarsınız işgal kuvvetlerinin başı kızıverirdi. ‘Ne bu ya, başlarda yeşil takke, üstlerde yerlere kadar sürünen cüppe, ayağında yemeni, kıçında poturu, belinde kuşağı, çenesinde bir karış<ı> sakalı bir takım insanlar neyin nesi, kimin fesi!’ deyiverseler, <ı>işleri bitikti. Başlarına işgal sopaları inerdi.

<ı>SOKAKTA KUAFÖR: Marmaris her ülkeden insanı barındırıyor. Marmarisli <ı>kuaförleri gördük sokaklarda. Bir çadır tentene altında saç örüyorlar, cilt bakımı yapıyorlar, fön çekiyorlar. Sorduk çok mu <ı>sıkışık işler? Diye. ‘Hayır dediler. <ı>Barlara hazırlıyorlarmış turistleri.

<ı>EVRENİN EŞİ : Marmaris eski Marmaris değil artık. Kuşadası gibi gittikçe betonlaşıyor. Kenan Evren, eşi Sekine Hanım için devri iktidarında bir park yaptırmış. Parkı ölümsüz kılmak içinde Emniyet Müdürlüğü ile meşhur bir mezarın arasına kondurmuş. İleride halk, bu parktan bıkınca, ’Kaldırın bunu buradan’ dese bile kimse kaldıramaz. Strateji muhteşem. Bilerek veya bilmeyerek. Yanı başındaki mezar, <ı>türbe haline gelmiş. Üzerinde şunlar yazılı: ‘ Bu makamda Peygamberimiz (S.A.V) Sancaktarı Hz.Osman ile kardeşi Hz. Murat yatmaktadır. İslam Orduları Rodos’u fethettikleri zaman şehit düşmüşlerdir.’’ Tarihi ise, Miladi 675, Hicri 355. Bu yatır, yol geçiyor diye kaldırılmak istenmiş vaktiyle. Makineler bu noktada stop etmiş kazarlarken.. İşciler kaçmış korkularından. Böyle rivayet olunuyor<ı>. Netekim Paşamız, bir strateji oluşturdu bu park yerini seçerken.

<ı>NİHAYET: Bir de müzmin dert <ı>Lidya Oteli var. Şimdi şimdi müşteri kabule hazırlanıyor. Koskoca Haziran ve Temmuz ortalarında bomboş kaldı bakımsızlıktan. Nihayet çalıştırmağa karar verdiler. Buranın sahibi eski Senatör <ı>Deliveli, her sabah bağ bıçağı ile gülleri budardı. Kediler ortalıklarda kabara kabara gezerlerdi. Resepsiyonda, telefonu, başına yastık yaparak uykulara dalan kediyi, kimse rahatsız edemezdi. Gider başka yerden telefon edilirdi de o kedi uyandırılamazdı.. Kedilere kötü muamele edenler tespit edildiğinde, işten atılanlar olurdu. Ve Marmaris’in ilk büyük oteliydi. Şimdi, yeniden hizmete girmiş oldu. Ama ortalıklarda <ı>ne gül bahçeleri var, <ı>ne de kediler var.

<ı>İŞİ BİLİYOR: Bir de Marmaris’in renkli simalarından <ı>Veysel Oğuz var. Yat Limanında Jan de Wit Restoranın hem sahibi, hem komisi, hem garsonu, hem teşrifatçısı. Mesela Marmaris’te çokça Hollandalı mı var? Onlara hazır tuttuğu Hollanda futbolunun sembolü <ı>portakal renkli formaları diktirmiş. Gelen geçen turistlere bedava dağıtılmış. Ve o kadar da portakal renkli formalarla restorana müşteri olarak dönenler var. Ayrıca her birinin kartlarını almış Kışın bile hatırlarını soruyor eski müşterilerinin. Öyle ki, birbirini kaybeden turistlerin buluştuğu yer burası. <ı>İnsan Psikolojisini iyi biliyor bu Oğuz.

<ı>EN SEKSİ ERKEK: La Rocca’nın genç patronlarından <ı>Ozan, gençlerle diyalog kurarak her gece Kafe’sini dolduruyor. Sempatik ve güler yüzlülüğü ile puan kazanıyor. Ki babası, ilk turistik işletmelerin kurucusu. Kızların oy çokluğu ile Ozan, ‘En seksi erkek’ seçiliyor ‘Neden Ozan?’ Dedik kızlara: ‘ O bizi anlıyor. Güleç ve anlayışlı ve <ı>karizması var’ diyorlar.

<ı>RESİMALTLARI: 1-2 Ata sevgisi, turistlere yansımış 3-4- Portakal rengi, Hollandalının simgesi 5- Lidya’nın eski hali 6- Sekine Parkı 7—8- Sokaktaki kuaförler iş başında 9-10-11- En seksi erkeği, kızlar belirledi. Burada iş, kızlara düştü. Bu işte bize, resimlemek düştü.12- Rahmetli Mustafa Deliveli, elinde bağ bıçağı ile teftişte…

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..