- Kategori
- Gündelik Yaşam
Türkiye'de kadın olmak
Kadın Olmak Zor, "Türkiye'de" Kadın Olmak Bazen Daha da Zor...
Ülkemde kadın dediğin kadınlığını bilecek arkadaş… Bir adım geride duracak.
En iyi bildiği “Ben bilmem beyim bilir” olacak.
İkinci sınıf vatandaş muamelesi görmeyi kabullenecek.
Dekoltenin tecavüze davetiye çıkardığını savunan okumuş, “ülkemizin ileri gelen profesörlerinin” görüşlerine saygı duyup onlara inanacak.
Öyle olur olmaz saatlerde, olur olmaz yerlerde gezmeyecek. Bunun cezasının tecavüz olabileceğini bilecek.Kendi düşüp ağlamayacak.
Kadın dediğin erkeğinden fazla kazanmayacak.
Şirketteki konumu erkeğinden daha iyi olmayacak.
Erkeğinin kariyeri her zaman ön planda olacak.
Kendi iş hayatına önem verirse “gaddar anne” olmaktan öteye gidemeyeceğini baştan kabullenecek. “Çocuk da yaparım kariyer de”yi ancak şarkı olarak söyleyebilecek.
Mülakatlarda kendisine sorulan “Evli misiniz? Çocuk planlarınız var mı?” sorularını olağan karşılayacak.
En ileri görüşlü erkeğin bile aslında güçlü kadınlardan hoşlanmadığını o küçük kafasına sokacak, zayıfı oynayacak…
Gezilecek değil evlenilecek kadın olacak.
Erkeği kendisini aldatsa da katlanmasını bilecek. Erkeğin elinin kiri olanın, kadının yüzü karası olduğunu kabullenecek.
Kadın dediğin mümkünse çalışmayacak… Ekonomik özgürlüğü olmayacak… Tek bildiği çocuklarına annelik, kocasına kadınlık yapmak olacak.
Kitap da okumayacak, film izleyip kafasını saçmasapan fikirlerle meşgul de etmeyecek. Ufkunu genişletmeyecek. Kendini saran, kendisi gibilerin oluşturduğu küçücük çemberin dışına çıkmayı aklına bile getirmeyecek.
Elinin hamuruyla erkek işine karışmayacak. Haddini bilecek.
Kadın dediğin, kendisini seven adamı sevmesini bilecek. Terkettiği adamın keseceği cezanın ölüm olduğunu, Türk erkeğinin terkedilmeyi asla kabullenemediğini, “ya benimsin ya toprağın”cı olduğunu bilecek.
Cesur olmayacak, ailesine “Okuycam” diye diretmeyecek…
Okuyup “adam” olmadan, gözü açılmadan baş göz edilip evleniverecek.
Aile meclisinin sözünden çıkmayacak, onların istediği kişiyle aynı yastığa baş koyacak. Olmuşken tam olacak, mümkünse başını da örtüverecek…
Ensestmiş, en yakın akrabalarının hatta babasının tecavüzüne uğramakmış; dert etmeyecek. Sesini çıkarıp kimseye söylemeyecek. Gerekirse en yakın akrabasıyla evlenecek.
Ses çıkarmayacak… Söz dinleyecek… Riayet edecek… Edecek ki töre cinayetine kurban gitmeyecek.
Edecek ki dayak yemeyecek. Öğrenilmiş çaresizliğini kabullenip kocasının onu dövmesinin ekonomik koşullardan kaynaklandığını, aslında kendisini çok sevdiğini, bunun geçici bir “hastalık” olduğunu bilecek. Diyanetin sendikası DİN-BİR-SEN’in başkanının, “aile içi ‘mesele’ler aile içinde kalmalı” sözünü kulağına küpe edecek.
Defalarca devlete başvuruda bulunup gereksiz yere koruma istemeyecek. Koruma hakedecek bir durum olmadığını, konuyu “abarttığını” kabul edecek.
Kadınlar korunamadığına, öldüren/tecavüz eden/şiddet gösteren erkekler kısa süreli cezalarla salınıverdiğine göre ya kadın dediğin tüm bunları yapacak ya da kocası tarafından dövülen, şiddete maruz kalan kadınların görüntüleri izlenmeye ve bu tip haberler yapılmaya devam edecek.