Türkiye jeopolitiği ve Suriye...

SURİYE, JEOPOLİTİK OLARAK TÜRKİYE'NİN ETKİ ALANI İÇİNDEDİR...

Başlarken...

Bu bloğun siyasetle bir ilgisi yoktur...

Bu blog, tamamen bilimsel bir düşünce ile yazılmıştır ve somut bilgileri içermektedir.

Bu blog, güncelimiz olan "SURİYE" nedeniyle yazılmış olsa da, başta  "IRAK" olmak üzere tüm sınırdaş ülkeler için de geçerlidir... Çünkü, tüm bu ülkeler, JEOPOLİTİK olarak Türkiye'nin "ETKİ" alanı içine girmektedir.

"JEOPOLİTİK " nedir?

"Jeopolitik" sözcüğü, Fransızca kökenli bir sözcüktür ve Türkçe'de de, genel olarak "coğrafyanın politikaya etkisi" şeklinde anlamlandırılır.

"Jeopolitik", 20'nci Yüzyıldan bu yana bir bilim olarak tanındığı için, bilimsel anlamda  "devletlerin coğrafi özellikleriyle siyasetleri arasındaki ilişkileri inceleyen bir bilim"(1) olarak siyasi ve askeri literatüre geçmiştir.

Yani devletlerin ve hükümetlerin, özellikle dış siyasetlerini, coğrafi konumlarının dayattırdığı istikamette yönlendirmeleri gerekir.. Bu nedenle devletlerin, iç ve dış siyaset konularında verdikleri kararın sağlığı, jeopolitik hassasiyetlerine uygun olup olmadıkları ile belli olur. 

TÜRKİYE'NİN JEOPOLİTİK ÖNEMİ YA DA HASSASİYETİ...

Türkiye, Avrupa(daha yakın konum ile Balkanlar), Asya(daha yakın konum ile Kafkaslar) ve Ortadoğu arasında siyasi gerginliklerin, sıcak ve soğuk savaşların en çok görüldüğü bölgenin tam ortasında yer alan coğrafi konumu ile tarih boyunca dikkat çekmiş bir ülkedir.

Türkiye, bu coğrafi konumu ile, bu coğrafyada meydana gelecek gerginlikleri ve savaşları hem etkileyecek ve hem de onlardan etkilenecek bir özelliğe ve öneme sahiptir.

Bölgede meydana gelecek bir siyasi gerginlik ya da savaş sırasında Türkiye'nin alacağı tavır, savaş öncesi siyasi gerginliğin ve savaşların sonunu belirleyecek kadar önemlidir.

Türkiye'nin, içinde bulunduğu coğrafyada sayısal ve teknik olarak güçlü bir ordu bulundurması da, "etkileyen"  ve "etkilenen" jeopolitik özelliğinden ve öneminden kaynaklanmaktadır...

M. Kemal Atatürk, Misak-ı Milli'nin güney hudutlarını çizerken, bu jeopolitik hassasiyeti de düşünmüş ve bu nedenle de, bu sınırları, hemen hemen bloğumun başında verdiğim haritada çizilmiş hatlardan geçirmiştir...

Ülkelerin sınırlarının ya da muharebe alanında savunulacak bölgenin, öncelikle uzaktan savunulması  askeri bir esastır... Ve ülkelerin ve savunulacak bölgenin ön sınırlarının daha iyi savunulması için de bu sınırların, dağ, tepe ve akarsu gibi coğrafi engel olabilecek yerlerden geçirilmesi gerekir.

Türkiye'nin güney hududuna baktığımızda açık bir arazi görürüz... Böyle bir arazi, Türkiye'nin uzaktan savunulmasını zora sokar...

TÜRKİYE'NİN COĞRAFİ KONUMU VE JEOPOLİTİĞİ İŞTAH AÇICIDIR...

Ayrıca, Türkiye'nin bulunduğu coğrafi konumunun ve bu konumundan kaynaklanan jeopolitik özelliğinin yüzyıllardır bu bölgeye sahip olmak isteyenlerin iştahını çektiği de unutulmamalıdır.

Osmanlı döneminde, Osmanlı'nın parçalanmasına ve Ortadoğu'nun enerji kaynaklarına yönelik "Doğu Sorunu" ya da o günlerin yazılışı ve söyleyişi ile "Mesele-i Şarkiye"'nin, daha sonra da "Sevr İdeolojisi"ne dönüşü, Türkiye'nin bulunduğu coğrafi konumunun belirlediği "iştah açıcı"  jeopolitik  öneminden kaynaklanmaktadır.

Günümüzde ise, ABD'nin şekillendirdiği ve uygulamak için çırpındığı "Büyük Ortadoğu Projesi"nin altında yatan neden de aynıdır. Ortadoğu'nun petrolünden ve Asya'nın doğal gazından yararlanmayı amaçlayan ABD'nin bu projesini kolaylaştıracak olan da zorlaştıracak olan da Türkiye'dir; Türkiye'nin jeopolitik konumudur...

Bu nedenle, ABD'nin bölgedeki en güçlü, devamlı ve hatırı sayılır müttefiki Türkiye olmuştur. Müttefiklik çıkar birlikteliğine dayanır. Bu müttefiklik, ABD'nin ve Türkiye'nin bölgedeki çıkarlar örtüştüğü sürece devam edecek gibi görünmektedir.ı

Çünkü, TÜRKİYE, ABD'NİN, 1945 YILINDAN BU YANA , BÖLGEDE İSTEDİĞİ "ILIMLI İSLAM" POLİTİKASI İLE DEMOKRASİYİ BİRLİKTE GÖTÜREN ÖRNEK BİR ÜLKEDİR..

Irak'a yönelik Körfez Savaşı sırasında ABD Başkanı George Bush'un, zamanın Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a sık sık telefon ederek fikir aldığı unutulmamalıdır.

NOT : Bu ifadeler politik içerikli olarak algılanmamalıdır; bu ifadeler yalnızca jeopolitik tespitlerdir.

Şimdi, Suriye konusunda Devletin ve Hükümetin izlediği politikanın, yukarıda esaslarını verdiğim jeopolitik gereksinimlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığını bilemem; ancak Devlete ve Hükümete bu konuda danışmanlık eden askeri kanadın bu konuyu fazlasıyla bildiğine ve de düşündüğüne eminim...

SON DEYİŞ...

Günümüzde, Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'nun siyasi gerginlikleri ve savaşları ortasında kalmış Türkiye'yi, bu karışık coğrafyada ayakta tutan ve tutmaya devam edecek olan en önemli husus; coğrafi konumunun gerektirdiği jeopolitik özelliğini ve önemini çok iyi anlaması ve bunu akıllıca kullanmasıdır.

Güncelimiz olan Suriye konusuna biraz da bu açıdan bakmak gerekir düşüncesindeyim.

cdenizkent

 ________________ :

(1) "Jeopolitik", Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Cilt 12, Milliyet Yayınları, 1986