Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '09

 
Kategori
Siyaset
 

Türkiye nereye gidiyor?

Türkiye nereye gidiyor?
 

Ülkemde, neler oluyor uzun bir süredir anlamakta güçlük çekiyorum. Her zaman bir fısıltı gazetesi vardır. Hep bilinen haberler kulaktan kulağa geçer durur. En bilindikleri, Haliç’te çok altın olduğu Japonların temizleriz ama ne çıkarsa bizim dediği, Ülkemizi Amerikanın yönettiği, her hükümetin Amerika’ya bağımlı olduğu gibi. Artık neredeyse her yaşta insanın bildiği fısıltılardır bunlar. İnsanların en suskun anlarında açılır bu sohbet kapıları ve hayal gücünün yettiği yere kadar sürer gider. Son yıllarda yaşanan olaylar fısıltı gazetesinin içeriğini daha da genişleterek adeta haberlerin gerçekleşmesine kadar uzanan bomba tirajlar yaratmaya başladı. Bir dava gündeme oturdu, ülkemiz allak bullak oldu. Kimin ne olduğunu ve/veya olacağını şaşırdık millet olarak. Halkın güven kapılarına dayanıldı teker teker. Bu halk hiçbir zaman güvendiği, inandığı değerleri bırakmayan, canını değerleri için seve seve gözünü bile kırpmadan verirken bu defa donup kaldı. Çünkü olanlar anlamsızlaşmaya başlamıştı. Halkın değerlerini sorgulaması için bazı güçler (ki bunları kimse net olarak tahmin edemiyor) devreye girerek bir karmaşa yarattılar. Her sabah aynı gazetecinin sattığı gazetelerden iki tane alsanız birbirine zıt haberler çıkmaya başladı, akşam haberlerinde biri birini aklarken, diğer kanal aynı kişiyi karalamaya başladı. Bizi yönetenler ve muhalifler birbirlerine en derin düşmanlıklarla saldırmaya başladılar. Halk çıkmazda, halk çaresiz kaldı. Bu büyük suskunluk aslında bir sindirme, bir bloke etme girişimi gibi görünüyor ve başarı elde edildiği her hareketle test edilmeye çalışılıyor. Bu örnekler çok açık. İlk olarak, Türk Milletinin ne olursa olsun en çok güvendiği ve övündüğü Türk Silahlı Kuvvetlerinin eski ve yeni personelleri gözaltına alındılar, sorgulandılar ve ceza evine kapatıldılar. Halk bu şoku atlatamadan ve bir cevap veremeden diğerleri takip etti. İşçilerin sesi sendikacılar gözaltına alındılar, halkın gözü kulağı basın mensupları gözaltına alındılar, halkın iradesi siyasi parti liderleri göz altına alındılar ve şimdide bir milletin geleceğini oluşturan öğretiim görevlileri göz altındalar. Sanki bir milletin güvendiği tüm kaleler ele geçiriliyor. Fakat bu ele geçirme teslimiyet şeklinde oluyor adeta, savaşsız ve tamamen sessiz. İlk okul sıralarında oturan çocuklar gibiyiz, susmaya alışmışız ve susmaya devam ediyoruz. Hiç bir şeye dokunmaması tembihlenen, hiçbirşeye karışmaması söylenen küçük çocuklarız adeta. Kimselerden bir açıklama gelmiyor, kimse kral çıplak diyemiyor, bizans oyunları içerisinde çırpınıp duruyoruz. Olaylar tek taraflı ve tek bir hakimiyet tarafından yürütülüyor sanki. Yıllar önce bize bahşedilen milletlik duygusunu yitirmek üzere gibiyiz. Asıl olanın millet olduğunu unutup, millete bağırıp çağıran millet vekilleri ile çaresiz durumdayız. Bizi temsil eden kişilerden biz bir yanıt alamaz durumdayız.

Nereye gidiyor, ya da nereye sürükleniyor güzel ülkem? İstediğimiz tek şey ufak bir yanıt. Bize neler olduğunu çıkıp biri açıklasın artık. Tarihte hiç bu kadar çaresiz ve hiç bu kadar cahil hissetmemiştir belkide bu millet. Yoksa gerçekten istenen bu muydu? Bir oyun hazırlanırken tüm oyun içerisinde piyon olan millet mi olacak? Biri çıkıp kral çıplak demeden önce, neler olduğunu bizede açıklayın artık. Yoksa tek bir ses, tek bir yürek, tek bir vücut olarak olanca sesiyle kral çıplak diye bağıracak bu millet.
 
Toplam blog
: 99
: 2370
Kayıt tarihi
: 25.03.07
 
 

1977 yılında İstanbul'da doğdu, zamanının getirdiği bir çok avantajı değerlendirdi. Sokakta oynad..