Ulusal değerlerimizin yozlaşması

Son yıllarda, sosyal ve kültürel yaşamımızdaki yabancı hayranlığı, şekli benzeşimi aşmış; düşünce ve değerlerde görülen aşırılıklar ve sapmalar ile ulusal kültürümüz sorgulanır olmuştur. Bir yandan "şeriat" temeline dayandırılan ve İslami değerleri içinde eriten Arap kültürü, diğer yandan hiçbir gümrük kontrolünden geçirilmeden alıntı yapılan Amerikan ve Batı kültürü, ulusal kültürümüze yamalanırken toplumsal değerlerimiz, bilimsel olmayan bir biçimde gelişigüzel bombardıman edilmekte; özellikle kimlik arayışında olan gençlerimizin "doğru-yanlış" kavramlarını çıkmaza sokmaktadır.

Ahlak, gelenek ve görenek gibi kavramlar, büyüğe saygı, küçüğe sevgi, ulusa ve ülkeye bağlılık gibi değerler, çeşitli toplumlarda farklı şekillerde algılansalar da bunlar, toplum bireylerinin genel katılımı ile oluşturuldukları ve yine toplum bireylerinin özgür iradeleri ile benimsedikleri değerlerdir. Bu nedenle kendi toplumumuzun değerleri, başka toplumlarınkine (önümüzde olan Amerikan ve Batı değerleri) uymuyor diye bunları, hafife almak, kınamak ve değiştirmeye kalkmak doğru değildir. Bilinmelidir ki, toplumlara kişilik kazandıran, onların diğer toplumlara olan benzerlikleri değil, kendilerine özgü değerleridir. Bu nedenle, toplumumuzun geneli tarafından benimsenme olanağı bulunmayan ve toplum yapımıza ters gelen bazı değer ve davranışları, doğru göstermek gibi(zamansız) bir eğilim içine girilmemeli; bunların kabulü için birey ve toplum özendirilmemeli ya da zorlanmamalıdır.

Özetle, alıntı yapılan yabancı kültür değerleri ile ulusal kültür değerlerimiz arasında bir denge kurulmalı ve bu denge ile "çağdaş-ulusal"değerlere ulaşılmalıdır. Ulusallığımızı yaşayarak çağdaşlaşmalı ve dünyaya açılmalıyız.

cdenizkent