Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Temmuz '07

 
Kategori
Arkeoloji
 

Ura (Olba) Şehri

Ura (Olba) Şehri
 

Hafta sonu eşimle birlikte Uzuncaburç ve Kızılgeçit köylerine yaptığımız gezide, bölgedeki sayısız tarihi kalıntıdan biri olan Ura (Olba) şehri kalıntılarının beni en çok etkileyenlerden biri olduğunu söylemeliyim.

Silifke’nin köylerinden Uzuncaburç’un yaklaşık 4 km doğusundaki Ura(Olba) antik kenti, Helenistik dönemde Olba Krallığı’nın merkezi ve önemli bir ticaret şehri imiş. Şehir bir tepenin üzerinde kurulmuş.

Zamana direnerek ayakta kalabilmiş olan su kemeri, çeşme binası, tiyatro ve nekropolün(mezarlık alanı) görkemi yüzyıllar sonra aynı bölgede yaşayıp da tek tip evlerde barınan, hayatı boyunca tiyatro görmemiş olan hatta ve hatta ölüleri için ayırdıkları alanları bile temiz, bakımlı tutamayan insanların kültür miraslarından en küçük bir ders alamamış olduklarını üzülerek bir kere daha anımsattı bana.

Buradaki en önemli yapıtlardan biri olan çeşme binası Septimus Severus (İ.S 193-211) zamanında yapılmış. Lemas Deresi’nden alınan su, tünel ve akuadüklerle(bir su kanalının vadiyi geçmesini sağlayan bir çeşit köprü, antik sulama kanalı) bu çeşmeye akıtılıyormuş. Burada çalışan kişilerin yaşadığı kuvvetle muhtemel olan evler de su kemerinin iki yanına dizilmişler.

Öyle güzel bir rüzgar vardı ki bu eserleri izlediğimiz sırada… Şehrin burada kurulmuş olmasının nedenlerinden biri de bu olsa gerek dedik. Doğal klima…

Çeşmeye su taşıyan 150 m uzunluğunda, 25 m yüksekliğinde dört kemerli akuadük, nekropolün bulunduğu vadi üzerine kurulmuş.Bu su kemerinin korunması ve çevrenin gözetlenmesi için de çevreye yüksek kuleler inşa edilmiş.Bu da en önemli yaşamsal ihtiyaç olan suyu taşıyan kanalların orada yaşayanlar için önemini daha iyi anlatıyor.

Tiyatro binasının oturma basamakları ve sahnenin bir kısmı ayakta kalabilmiş ama muhteşemliğini tahmin edebiliyorsunuz. Ayrıca Olba Kenti'nin oldukça geniş olan nekropol sahasında kaya mezarları ve lahitler de bulunuyor.

Gezimizin kısa bir duraklama ve fotoğraf alma noktasıydı Ura. Aldığımız fotoğraf karelerinin içine muhteşem bir kültürün nefesini de hapsederek ayrıldık oradan…

 
Toplam blog
: 9
: 1095
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Annemin anlattığına göre İstanbul'un, rüzgarı yosun kokusu taşıyan serin günlerinden birinde ve geçi..