Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '16

 
Kategori
Öykü
 

Ve deniz geri döndü / Ekrem Orhon

Ve deniz geri döndü / Ekrem Orhon
 

Belediye başkanının şehir önündeki denizi doldurup, deryayı kara, karayı para yapmaya başlayalı tam yedi yıl olmuştu. Bir şehir efsanesi gibi anlatılan iskeledeki mavnanın kaya doldurularak batırılmasıyla start alan bu dolgu işi son günlerde tam gaz gidiyordu.

Ekrem Orhon son bir defa Murgul’a giderek nispeten yeni iki cevher taşıma kamyonu getirmişti. Adam boyunda tekerlekleri olan bu kocaman araçlar; şehir caddelerinden geçerken herkes durup seyrine kalkıyordu. Her gün arı gibi çalışan bu dev kamyonlar taş ocaklarından yükledikleri koca koca kayaları götürüp denize döküyorlardı. Kayalar üst üste yığıldıkça deniz geriye çekiliyor, kara ilerledikçe ilerliyor ve bir süre sonra üzerinde caddeler, iş hanları yapılmaya başlanıyordu.

Bir yandan böylelikle Rize büyürken, bir yandan da şehrin batısındaki Fener semtinde bir liman yapma çalışmaları başlamıştı. Denize uzanan dev bir kılıç gibi açığa doğru ilerleyen mendirek tamamlanma aşamasına gelmişti. Böylelikle hem rıhtım dolgu işi Karadeniz’in azgın dalgalarından korunmuş olacak, hem de daha şimdiden mendireğin içine sığınacak gemilere güvenli bir liman sağlanmış olacaktı. Aman vermeden kıyıya doğru ilerleyen dalgalar, mendireğin kocaman kayalarına çarpa çarpa kırılacak, olduğu yerde çatlayıp kalacaktı.

Son günlerde hava bulutlanıp karayelden esen rüzgarın enikonu fırtınaya çevirmesiyle deniz bir hayli kabarmış, koca koca dalgalar yeni yapılan mendireği insafsızca dövmeye başlamıştı. Üst üste yığılan kayalara büyük bir gürültüyle çarpan dalgalar metrelerce su sütunları yükseltiyor, sonra da coşkun bir çağlayan gibi mendireğin üzerinde yeni yapılan toprak yola dökülüyordu. Bizzat işin başında bulunan mühendislerin gözü korkmuştu. Başkanın kesin emri olmasa çoktan işi tatil edip sahile döneceklerdi. Ancak Ekrem Orhon ‘’ Bırakın ‘’ demeden kimse işi bırakamazdı. Sonunda daha fazla sabredemeyen başmühendis telsizle başkanı aramaya karar verdi.  ‘’ Saat kaç olursa olsun beni arayabilirsin ‘’ demişti başkan çünkü. ‘’ yeter ki iyi bir sebebin olsun’’.

Bir iki denemeden sonra Ekrem Bey’e ulaşınca,

- Reis ne yapalım ?

diye sordu.

- Deniz iyice kudurdu. Bastığımız yerler bile sarsılmaya başladı.

- Yoldayım, geliyorum yanınıza , diye cevap verdi Ekrem Bey.

- Bekleyin biraz daha.

Baş mühendis mendireğin ucuna vurup, neredeyse bir minare boyu havaya su püskürten  dalgaları endişeli gözlerle takip ederken

- Tamam Reis, dedi, sizi bekleyeceğiz.

Başkanı beklemesine bekleyecekti ama damperindeki kayaları denize dökmek için bekleyen kamyonları geri çevirdi. İşçileri sahile gönderdi. Sadece kendisi ve iki yardımcısı mendirekte kaldı. Allah vere de başkan fazla gecikmeseydi.

Yarım saat kadar sonra belediyeye ait Willis kaptıkaçtı uzaktan göründü. Ekrem Bey geliyordu.

Yaşından beklenmeyen çevik bir hareketle araçtan aşağı inen Ekrem Orhon başmühendisle el sıkışırken:

- Dediğin kadar varmış Cemal, dedi, gerçekten yerler sarsılıyor.

Mendireğin ucuna bakmak için ileri yürüdüyse de minare boyu yükselen dalga serpintilerini görünce vazgeçti.

- Haydi atlayın gidiyoruz,

dedi mühendislere.

- Allah büyüktür. Bakalım ne  olacak?

Biraz sonra mendirek bitmiş sahile gelmişlerdi ama hiçbirinin canı şehre dönmek istemiyordu. Sanki uzun bir süredir ter döktükleri eserlerini azgın dalgaların insafına terk etmemek için savaşmaya hazırlanıyorlardı.

Yeni bir akşam karanlığı daha şehrin üzerine çökünce fırtına iyice hızlanmıştı. Mendireğe ve şehrin önünü çepeçevre çeviren dolgu kayalara vuran dalgaların uğultusu kentin her yanından duyuluyordu.

Başkanlık makamında geç saatlere kadar çalışan Ekrem Orhon eve gitmeden önce durumu son bir defa daha yerinde görmek istedi. Yanına kimseyi almadan şoförüyle birlikte dolgu sahalarını görmeye gitti. Hatta en uzağa kadar sokularak mendireğe bile baktı. Şoförü engel olmasa mendireğin ucuna kadar gidecek, oluşan hasarın boyutunu anlamaya çalışacaktı.

Gece yarısından sonra evinin kapısından girerken bir hayli yorgun ve endişeliydi. Yıllardır hayalini kurduğu liman düşü bir gecede denize mi gömülecekti. ‘’ Sabah ola, hayır ola ‘’ diyerek kendini kanapenin üzerine attı. Eşi hala yatmamış, endişeli gözlerle ona bakıyordu. Biraz sonra karşılıklı oturup kahve içerlerken Ekrem Bey:

- Hanım, zahmet olmasa okkalı bir kahve daha yap, dedi

- Bu gece gözüme uyku girmeyecek.

Sabah oldu ama hayrolmadı. Kanapenin üzerinde elbiseleriyle birlikte uyumakta olan başkan uyanır uyanmaz kahvaltı bile etmeden dışarı fırladı. Şoför başkanın huyunu bildiği için erkenden gelmiş, aşağıda bekliyordu. Son süratle sokaklardan geçip dolgu sahalarına gittiler.

Şehrin önündeki dolgularda fazla bir şey yoktu ama mendirekte epeyce hasar vardı.  Uç tarafı neredeyse  sulara gömülmüş, tam anlamıyla darma duman olmuştu. Arabadan inen başkan donuk gözlerle olup bitene bakıyordu. Korktuğu başına gelmiş, onca emek ve para bir gecede boşa gitmişti. Adım adım geri atılan deniz, bir gecede geri dönmüş, kendisinden zorla alınan yerleri bir çırpıda geri almıştı. Ön kaput üzerine oturup, defterine çizdiği şekil üzerinde notlar alan Ekrem Orhon, defteri sertçe kapatıp cebine koyarken işaret parmağını denize doğru sallayıp:

- Seninle işim bitmedi Karadeniz!

diye bağırdı.

- Vazgeçeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun. Aldığın yerlerin çok daha sağlamını yapacağım, göreceksin.

İkinci işareti şoföre oldu. Geldikleri gibi hızla şehre dönerken yeni inşaat planı kafasında şekillenmişti bile. Karadeniz bu defa yenemeyeceği  ‘’ çok sert bir kayaya ‘’ çarpacaktı.

Gerçekten de Ekrem Orhon vazgeçmedi. Hummalı bir çalışma ile denizin götürdüğü yerler çok daha güçlü olarak yeniden inşa edildi. Nitekim daha sonra nice fırtınaları göğüslemesine rağmen bir kaya bile yerinden oynamadı.

Ancak tam sekiz yıldır bir hayli yorulan ve yıpranan Ekrem Orhon 1973 belediye seçimlerinde aday olmayacağını ilan etmişti.

Namlı Karadeniz fırtınalarının yapamadığını ‘’ zamanın değirmeni ‘’ yapmış ve en güçlü kayayı yerinden koparmıştı.     

           

  

 
Toplam blog
: 343
: 446
Kayıt tarihi
: 19.02.11
 
 

Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi mezunuyum. Teknoloji Yönetimi dalında mast..