Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '10

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Yabancı dil öğrenmek

Yabancı dil öğrenmenin tek bir doğru yolu vardır. Bu yolun dışındakiler yanlıştır. Yanlış olan üzerinden gidelim:

Dil öğrenimlerini yurtdışında almamış yabancı dil bilen akademisyenler, genellikle, okudukların anlayabilirler, ama doğru düzgün konuşamazlar.

Bunun nedeni, bu kesimin, yabancı dil eğitimlerini yanlış yürütüyor olmalarıdır.

Şöyle ki, lisansüstü eğitim almanın ve doçent olmanın koşulu olarak, KPDS ve ÜDS gibi yabancı dil sınavları vardır. Bu tür sınavlar, kişilerin konuşma bilgisini ölçmez. Dilin matematik bilgisini ölçer.

Dilin matematik bilgisi dediğim şey, dilin dilbilgisel yapısıdır. Yani, sözdimi, öznesi, yüklemi vs. Ve zamanlar. Bir dil öğrenicisi, bunları öğrenir, bu kelime gruplarını, aralarındaki bağıntıyı ve bu bağıntılardaki düzenlilikleri ve düzensizlikleri, kelimeler bazında öğrenir. Mesela 'sizin için ne yapabilirim' diyebilmek için bir kişi, siz'i, için'i, ne'yi, yapma'yı, -abilme'yi ayrı ayrı öğrenir. Sonra bunları nasıl bir araya getireceğini öğrenir.

Üniversite camiasında bu matematiği sökmüş olanlar yeterli puan alırlar ve akademik kariyerlerini sürdürürler.

Türkiye'de bir üniversite hocası olmak zaten, ülke olarak geri kalmışlığımız yüzünden büyük bir şey olduğu için, bunun kredisi ona hayatı boyunca yeter.

Ama bu düzeyde yabancı dil bilmek, yabancı dil bilmek değildir. Çünkü, bildiğiniz dili konuşabilmeli ve anlayabillmelisiniz.

Bu öğrenme yöntemindeki yanlışı şöyle anlatabiliriz: Deminki verdiğim örneğe bakarsak, 'sizin için ne yapabilirim' diyebilmek için, bütün bunları yukarda belirttiğim şekilde öğrenmek yanlış öğrenmektir. Biz bu uzun cümleyi, tek bir kelime öğrenir gibi öğrenmeliyiz. Yani, mesela, gitmek, ingilizce to go. Bu kelimeyi öğrenmenin bir alt mantığı yok. Sadece sesi ve yazılışını ve konusunu kafamızda tutuyoruz. Yani ezberliyoruz. Aynı şekilde, sizin için ne yapabilirim sözünü de, bir kelimeyi ezberler gibi ezberleyeceğiz. Bunun sözdizimini, gramatik yapısını hiç umursamayacağız. Mesela, şöyle: vatkenayduforyu ifadesini/sesini kafamıza yerleştireceğiz. Bu sözün nerde kullanıldığını bildiğimiz zaman, artık o dili konuşabilir hale geliriz. Çok rahat konuşuruz, çok rahat anlarız. Bu sefer durum tersine döner. Söyleneni anlarız ve konuşabilirz, ama yazılanı okuyamayız. Ama olsun, geriye kalan, çocuk oyuncağıdır.

Bu, dili işitsel olarak öğrenmek demektir. İşitsel olarak dili öğrenmeyen bir kişi, okuğunu çok iyi anlayan birisi bile olsa, çok basit cümlelerde bile sorun yaşayabilir. Örneğin, ingilizcemi geliştirmeliyim sözünü, dilin matematiğini bilen bir insan nasıl yazacağını tam bilemez. Mesala, -meli, ifadesi için, should mu demeli, have to mu demeli, yoksa must mı demeli? Ya da geliştirmenin karşılığı olarak, develop mu, improve mu, cultivate mi, advance mı demeli? Ya da bütün bunların dışında, bu cümlenin bambaşka bir anlatım yolu olup olmadığını, dilin matematiğini çözerek bulamaz. Bu cümleyi daha önce görmemişse, duymamışsa, asla doğru yazamaz. Eğer dilin matematiğini öğrenirken, bu söz üzerinde çalışmamışsa, bu sözü daha önce hiç duymamışsa doğru cümleyi kuramaz. Demek ki, bir dili gerçek anlamda anlayabilmek, konuşabilmek ve yazabilmek için, öncelikle, işitsel eğitim şarttır. En kötüsü, matematiksel öğrenim süreci, işitsel öğrenim süreci ile bir adım geriden gelmelidir.

Sözün kısası ve hası, yabancı dil öğrenmek istiyorsanız, cümleler öğrenin, kelimeler değil. Cümleler öğrenirken, gramerini hiç umursamayın, Gramere hiç önem vermeden eğlencesine göz gezdirin. Cümleleri öğrenirken, sesini öğrenin, yani bir yerde okuduğunuz, örneğin, what are you doing=ne yapıyorsun diye yazmış bir kitaptaki bu görsel ifadeyi ezberlemeyin, what are you doing diyen bir sesi duyun ve o sesi ezberleyin, bu sesin, nasıl yazıldığı ikinci planda kalmalıdır. İşte bunu yapabildiğiniz zaman, devamlı bununla meşgul olabildiğiniz zaman, en kısa sürede, en doyurucu şekilde bir dili konuşabiliyor olursunuz.

Not: Burada yazılanlar elbette, kişisel şeylerdir. Bir dil öğretme uzmanı değilim, bunlar da bir yerden aktardığım başı sonu belli bir metot değil. O yüzden, yabancı dil öğrenmeye çalışan biri, burdakileri bir metot olarak görmemeli. Ama dağarcığına ekleyebilir tabi.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..