Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '15

 
Kategori
Deneme
 

Yağmurla dans

Yağmurla dans
 

Ve Maestro..
Yağmurla dans başlasın.
"Şemsiyeni almıyor musun?" dedi,
Bir gün önce okulda rahatsızlandığını söyleyerek onu almaya gitmemi isteyen kızım bu gün evde izinliydi. Yağmur yağacağını biraz yağmurda yürüyüp gelmek istediğimi söyleyerek ondan izin aldım.. Kardeşini uyutmuştu, ben kahvaltı masasını biran önce toplayıp dışarı çıkmak için sabırsızlanırken.
Bu gün yağmurla randevum vardı..sabah erken saatte havanın kapalı olduğunu görünce hemen bir plan yapmıştık bu gün birlikte yürüyecektik..
"Alıyorum anneciğim, hadi görüşürüz, çok değil yarım saat kırk dakka, tamam mı?"
"Tamam"
 
"Hadi görürüşürüz.."
 
Bu ne sevinçti böyle, içim kıpır kıpır, çocuk gibi neşeli, cap canlı, çoktandır yürümemiştim yağmurda.. Alel acele üzerime bir hırka alıp eşofmanlarla çıktım saçıma bile özenmeden yağmuru bekletmek olmazdı. "Merhaba yağmur "dedim apartman kapısından çıkınca, selamlaştık. Sana da merhaba ağlayan gökyüzü, merhaba yaprağını sonbahara vermiş erik ağacı. Merhaba yaşlı amca, sana da merhaba acele acele bir yerlere yetişmeye çalışan güzel bayan, yalnız o ayakkabılar olmamış, tarz değilsin..
 
"Ee nereye "dedi yağmur "çok vaktim yok şimdi istikamet önce Çınar devamında Atatürk Caddesi'nden Pelitlibağ sonra Kayalık son durak ev çok uzun bir yolculuk olmayacak ama kısa da olsa benim için güzel bir gün başladı"..Şemsiyem elimde açmadan yürüyoruz, arada bir başımı yukarı kaldırıyor gözlerimi kırpıştırıyor, damlalarla yüzümü buluşturuyorum. Yağmur saçlarımı okşayıp kaşlarıma oradan kirpiklerime iniyor, kirpiklerimde topladığım damlaları bir süre düşürmemek için çaba gösteriyorum ama düşüp yeniden yerine yenileri geliyor. Yüzüme bir ışık çaktı gökyüzünden, ardından bir gürültü, gök gürlüyor, "Hahhayyyy korkmuyorum ki senden artık, o eskidendi" çocukluğumun kabusuydu, kaçıp saklanacak yer arar gözlerimi sımsıkı yumar, kulaklarımı kapardım korkudan.
 
Telaştan önünü görmeyen adama kızmıyorum bana çarptığı için, bu gün kimseye kızmayacağım, sana da günaydın dikkatsiz adam. Ooo baya ıslandık değil mi şemsiyemizi açalım mı artık? Arada bir karşıdan gelenlerin şemsiyeleriyle çakışmasınlar diye yukarı kaldırıyor seke seke aralardan geçiyor, şemsiyeyle zıplayıp havaya uçmak istiyorum, huhhhuuuu.. Kulağımda bir melodi "bu sabaaah yağmur var İstanbul'da" , ama bu çok ağır ki, içimdeki kıpırtıyla ters orantılı daha hareketli bir şeyler istiyorum..aklıma da gelmiyor ki "biiiz aşkı meleeeklerden çaldık " olsun bu da romantik havayla uyumlu..
 
Kayalığa geldik aniden yağmura yakalanan kadının şemsiyesi yok, yanında küçük çocuğuyla karşıya geçmek istiyor, yanına gidip şemsiyemi üstlerine tutuyorum. Bana bakıp gülümsüyor küçük çocuk, şemsiyemizi almamıştık diyor annesi, okula gidiyorlar sanıyorum. Karşıya geçiyoruz birlikte, şemsiyemi indiriyorum, biraz daha biraz daha damlaların yüzümde dans etmesine izin veriyorum. Havayı bir kere daha içime çekip ciğerlerimi şişiriyor "ohhh" diyorum "miiisss" yağmur kokusu "özlemişiiiimmmm". Sokağımıza geldik, caddeden sokağa, sonra eve, bahçe kapısında vedalaşıyoruz yağmurla, çok güzeldi bunu yine, yine yapalım. Eve giriyorum, üzerimdekiler ıslak hasta olup yeniden kum imal etmeye başlamadan kurtulmalıyım onlardan, değişiyorum.  "Ne çabuk geldin?"  diyor eşim o da evde kolundaki şişlik için hastaneye gidip gelmişti ." Neler yaptın?" bi solukta anlatıyorum, hadi bikere de senle çıkalım diyorum, çok güzeldi, hadi hadi..
"Hiççç hiiiiççç niyetim yok "diyor eşim , "hasta olmaya niyetim yok zaten kolum da ağrıyor.. hem işim var çıkacağım ." Mutfağa giriyorum üzerimde ki pozitifliğin bozulmasına izin vermiyorum, dilime bir şarkı sözü yerleşiveriyor hemencecik, "malesef ruhuuu yookkk..."
bana laf yetiştiriyor ordan "taze bitti.."
 
Şimdi bunları yazmalıydım ama elektirikler kesildi bu son gökgürültüsünden sonra..
kısa bir süre sonra da geldi..yazıyorum..
 
Ve maestro.. 
 
Toplam blog
: 42
: 1010
Kayıt tarihi
: 04.03.15
 
 

Kimi susar, kimi çok konuşur, kimileri de yazar... Yazan olmayı, sevincimi, öfkemi, kavgamı, üzün..