Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

03 Mart '16

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yanlış çocuk konuşmaları

Yanlış çocuk konuşmaları
 

internetten alıntıdır bunlar da ikiz galiba


-Anne seni vıldızlar (yıldızlar) kadar çok seviyorum.

- Ben de sizi vıldızlar kadar seviyorum kızım.

- Ben daha çok seviyorum diyor diğeri.

Yıldız kelimesini doğru söylemeyi öğrenmeleri uzun zaman önceydi ama hala bazen bilerek yanlış söylüyoruz birbirimize. Şimdi yanlış kelimesi böyle mi yazılıyordu diye sorguluyorum kendimi.

-Elif- Bi zerler soğuk bi zerler sıcak anneee. (Bi yerler soğuk bi yerler sıcak demek istiyor denizin içindeyken.)

-Makraj (Makyaj)

-Tezovan (televizyon)

-Yamaz (namaz) okunuyor.

-U zaman (O zaman)

-Saldanye (sandalye)

-leklamlar (reklamlar)

-Küçük tulavetim geldi. (tuvalet)

-Porkatal

-Ben ısınmaya başladım. (Benim ateşim çıkıyor)

 

Bu kelimeleri de düzgün söylemeleri hanidir ama hala rüyaya vüya diyorlar düzeltmiyorum bilerek. Bazen bakıyorum ne çabuk büyüdüler diye bazen de hiç büyümesinler istiyorum bencilce-korkakça bir sevgiyle. Onları yatırırken okuyup üflüyorum hala, gülüyorlar bana. Abartıyla tekrar üflemeler.

 

Geçen yaz denizden dönerken, arabanın içindeki konuşmaları geliyor aklıma. Azra, biraz daha saftirik daha fazla korunmaya muhtaç gibi görünüyor gözlerimize. Azra'nın elinde kıyıdan bulduğu bir taş var beyaz renkli. Elif, daha cingöz daha baskın karakter evde. O taşı almanın derdinde kibar konuşuyor ikiziyle. Vermemek de direniyor diğeri. Bir soru soruyor kardeşine bilirsen veririm diyerek "Bu denizde kaç balık var?" Elif bakıyor, kulağına eğilip "Dokuzbindoksandokuz" diyorum sayıları bilmedikleri için dokuzbindoksandokuz diyor Elif. "Hayır bilemediniz altı tane" diyor saftiriğimiz.

 

Azra'cığım, koskoca denizde altı tane balık olur mu diye soruyorum. Ben o kadar görüyorum diyor. Elif vızıldanıyor. Öbürü camdan yüzünü çevirmeden tekrar soruyor "Bu denizde kaç balık var?" Elif, kendinden emin altı tane diye atılıyor. Azra, kendinden daha emin "Koskoca denizde altı balık olur mu? Bilemedin taşı vermiyorum" diyor. Biz gülüyoruz bu konuşmalara ve içimiz rahatlıyor sandığımız kadar saftirik değilmiş diye.

 

Kelimeleri yanlış kullanmaları hiç önemli değil. Benim için onların kendilerini her şart ve koşulda korkmadan ve çekinmeden düzgün ifade edebilme özgürlükleri önemli. Gerisi bir şekilde yolunu buluyor. Yolları hep açık olsun diye dilimin dönmeleri. Bizim konuşmalarımızı umursamıyor vermiyor elindeki taşı bir tutumluk kardeşine. Israr etmiyoruz kısa bir süre sonra kendiliğinden veriyor "Al kardeşim" diye.

 

Ben istemesem de büyüyecekler aynı ablaları gibi. Ben istemesem de acıtacaklar kendilerini, bazen anlatmak için boş yere çabalayacaklar hepimiz gibi. Kendilerini ifade edebilme şeklini öğretebilirim de ya karşılarına çıkacak insanların asla anlamayan kafalarına ne yapmalı? İçimden konuşmaya başlıyorum güzel dileklerin bini bir para umarım havada asılı kalmaz dileklerim. Daha fazla özgüvenle yetişmelerine yardım etmeliyim diyorum onlar da zamanı geldiğinde bana bile vır-vır cevap versinler diye aynı ablaları gibi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..