Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '11

 
Kategori
Kitap
 

Yaşar Çağbayır'dan bir kitap daha: Yanık Çaydanlık...

Yaşar Çağbayır'dan bir kitap daha: Yanık Çaydanlık...
 

Yaşar Çağbayır / Yanık Çaydanlık - Hikayeler / Ötüken Yayınları 2011.


Kimi yazarlarımız yazdığı eserlerinin reklamını yapıyor ve bu eserleriyle övünüyorlar. Kimisi de kaleme aldığı bir eserinin reklamından öte derin ve sesiz bir denizde yüzer gibi her türlü gösterişten uzak, vakur ve  olgun yaşayıp gidiyorlar. Sade bir hayatları vardır. Çok düşünürler, az ve öz yazarlar. İşte öğretmen meslektaşım Yaşar Çağbayır’da bu az ve öz yazanlardandır. Eserini nasıl yazdığını, ne zaman ortaya koyduğunu bilemezsiniz. Öyle gelişigüzel olur olmaz ortamlarda “ben yazarım, ben şairim veya benim şu kadar öykülerim var, şu kadar kitap yazdım şu kadar hikâyelerim var “ deyip öğünmüyor. Öyle övünmeyi pek sevmeyen ağır başlı bir kişiliğe sahiptir.

Öğretmen, idareci meslektaşım Yaşar Çağbayırla ( 1985- 1993 ) yılları arasında Söke İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde hatta üç dört yıl aynı odayı birlikte paylaştık. İkimiz de İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde Şube Müdürü olarak görev yapıyorduk. İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın  Musa Avcı, bir başka yazar arkadaşımız  öykücü  O.Hasan Bıldırki de  vardı. Musa Bey okumayı seven bir adamdı, daha çok okullarımızın inşaatişleriyle  uğraşıyordu. Bugün Söke'de bulunan okulların yapımında Sayın  Musa Avcı'nın imzası vardır. Halen söke'de bulunan Öğretmenevi, Hilmi Fırat Anadolu Lisesi, Fahrettin UygunTüzel İlk öğretim Okulu, Öğretmen Nebahat Alpan İlköğretim Okulu ve daha birçok okul ve öğretmen lojmanın temelinin Musa Avcı'nın alın teri veimzası vardır. Bunu hiç bir zaman yadsınamayız...

Adını verdiğim diğer üçümüzün de yazıları sanat ve kültür dergilerinde yayımlanıyordu. Benim daha çok şiir, araştırma, inceleme, deneme, halk edebiyatı, folklor ( halk bilimi ), şiir, röportaj, kitap tanıtımı, eleştiri gibi yazılar, O. Hasan Bıldırki’nin ise şiir, deneme, hikâye, tanıtım, araştırma ve eleştirileri çeşitli sanat ve kültür dergilerinde boy gösteriyordu.

Dördümüz de uzun yıllar başarılı bir şekilde birlikte görev yaptık. Sözün özü ( 1985 1993 ) yılları arasında birlikte görev yaptığımız Söke İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde birçok acı ve tatlı anılarımız vardır.

Sonradan ters bir rüzgâr eserek ayrı ayrı yerlerde görev yaptık. Ama dostluğumuzdan, arkadaşlığımızdan asla ödün vermedik. Vefalı olmayı asla unutmadık. Bu tarihler arasındaki yaşantımız ayrı bir yazma konusudur… 

Bu yazımda öğretmen arkadaşım Yaşar Çağbayır’ın yeni yayımladığı  “YANIK ÇAYDANLIK “ hikâyeler kitabından biraz söz etmek istiyorum: Yanık Çaydanlık / hikâyeler kitabı, İstanbul’da Ötüken Yayınları arasında Ağustos 2011 basılmış olup,198 sayfadan ibarettir. Benim ilkokul numaram 198 idi, bana o günleri anımsattı. Nerden nereye? Kitabın arka sayfasında şu satırları okuyoruz: 

“Yanan evimizle ilgili benim tek hatıram, yanık bir çaydanlıktır. Enkazdan çıkarmışlar o çaydanlığı. Bu benim en sevdiğim oyuncağım idi. O benim devemdi. Sapına bağladığım bir iple onu deve yapmıştım. Herhalde emziğinin deveboynu gibi eğri oluşundandı bu adlandırma. Yaz günü, bahçemizin üstünden geçen değirmen arkından çaydanlığa su doldurur, ipinden çeke çeke götürürdüm. Çaydanlık kim bilir kaç kere devrilir, suyu dökülürdü. Bıkmadan usanmadan yine arığa kadar gider su doldurur, ipinden çekerek getirmeğe çalışırdım. Akşama kadar işim, oyuncağım buydu”  diyor…

Yanık Çaydanlıkta 20 hikâye ( öykü ) vardır.  Yanık Çaydanlık (.s.11 ), Aydos’ta Mehtap (.s.21 ),Bir Kitap Alıver, Yeter ( .s.32 ), Boynuz Saplı Çakı ( .s. 53 ), Dolabı Kim Döndürdü? ( s. 64 ), Herkes Dümen Başında ( s. 70 ), Kara Tavuk Kanı ( s. 74 ), Karga Yavrusu ( s. İle Manda Avlamak ( s. 90 ), Öğretmen Olmalıyım ( s. 100 ),Sarı Yağlık ( s. 106 ), Yılan mı? İp mi? ( s. 109 ), Zeybek Kıyafeti ( s. 112 ), Kurban Derisi (s.123 ), Dağılan Sürü (s. 132 ), Bir Karışık Akıl ( s. 142 ), Dallı Ada( s.150 ), At Pazarlığı (.s. 159 ), Politik Yardım ( s. 165 ), Koca Yörük Dayı ( s. 172 ),  Keklik Pilavı ( s. 184 ).        

Yaşar Çağbayır hikâyelerinde özellikle öğretmenlik mesleğinde görev yaptığı köy ve ilçelerde yaşadığı yerleri, olayları, toplumun içinden yaşadığı olayları, konuları alıp öykülerinde toplamıştır.  Bizzat onun yaşadığı bu olayların içinde görüyoruz. Yanık Çaydanlık’ ta küçükken başından geçen bir yangın olayından söz ediyor. Evlerinin bahçesinde bir ceviz fidanını alıp diktiğini hatırlatıyor.Adeta bu fidanla sohbet eder gibi yazıyor. Ağacı, ormanı seviyor.  Ağaca önem veriyor. Zaten bir köy çocuğu olduğu için yaşamı bağ bahçe içinde geçiyor. " Yanık Çaydanlık "adını taşıyan  hikayenin bir yerinde şunları yazıyor Çağbayır:

“Ben de ağacı ve yeşili severim. Herhalde atadan miras olmalı. Ağaçların o koca gövdeleri ile şu toprağa sıkı sıkı sarılışlarından tutunda rengi, biçimi ile birbirlerine benzeyen fakat hiçbiri bir diğerine benzemeyen binlerce yaprak üzerine felsefe yapmaya bayılırım. Çınar, çam, köknar türü büyük ağaçlar beni çok etkiler. O koca gövdeleri ilk zamana ve mekâna meydan okuyormuş gibi gelir. Küçük ağaçlar sevimli olur. Naziktirler, ama büyükleri öyle mi? Kalın gövdeleri, geniş dalları ile azametle dikilirle karşımıza. Ulaşılmazsı zor yüce dağlar gibidir. Onlar. Ceviz ağacını da bu yüzden mi daha çok severim bilmem. Ama şurası gerçek ki cevizin gönlüme ayrı bir yeri vardır” ( s. 13 ).

Hikâyelerinde doğrudan doğruya dünden bugüne öğretmenlik mesleğinden köy yaşantısından Anadolu halkıyla bütünleşerek onların inançlarına, geleneklerine, toplumsal yaşayışlarına ters düşmemiş, bilhassa olanlara yakın olmuş ve yaşadığı olayları bir hikâye oylumunda yaşayan bir Türkçe ile arı, duru, akıcı ve çarpıcı bir Türkçe ile hikâyelerini hazırlamaya özen göstermiştir. Bazı hikâyelerin yöresel deyim ve sözcüklere yer vermiştir. Anlaşılmaz, ağdalı deyim ve sözcüklere asla iltifat etmemiştir.  “Kurban Derisi “ Hikâyesinde olduğu gibi ( s. 123 – 130 )’da görüldüğü gibi. Bundan da başarılı olduğunu görüyoruz. İlerde daha güzel ve daha nitelikli, daha kalıcı hikâyeler hatta bir roman boyutunda eserler vereceğine inanıyorum.

Çünkü Yaşar Çağbayır kendini iyi yetiştirmiş, koca devasa bir Ötüken Türkçe Sözlüğü’nü ( 5 Cilt–246.000 kelime / Ötüken Yayınları, İstanbul- 2007 ) hazırlayan bir yazın eridir. “Yanık Çaydanlık” Hikâyelerini bir solukta okuduğumu söylemek isterim.

Sevgili meslektaşım eğitimci yazar Yaşar Çağbayır’ı bu güzel akıcı ve yalın bir Türkçeyle  yazılmış bulunan hikayeler  kitabından dolayı tebrik ediyor, ileride daha kalıcı, nitelikli eserler ortaya koyacağı inancıyla tebriklerimi sunuyorum. Eline diline ve ömrüne bereket diyorum...

Meraklısı için: otuken@otuken.com.tr

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..