Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '09

 
Kategori
Öykü
 

Yeniden var mısın?

Yeniden var mısın?
 

Alıntı


Bölüm 11

Pazar sabahı kahvaltıdan sonra biraz temizlik ve ev işleri ile uğraştı,kitap okudu.Mine ile telefonda konuştu akşam için heyecanlıydı biraz onu sakinleştirmeye çalıştı,Mine ısrarla evine çağırsa da yalnız kalıp heyecan yapmaması için ikna etti.

Öğleden sonra sıkılmaya başlamıştı yapacak bir şeyler bulamıyor ve kitap okumakta istemiyordu,Mine de meşguldü ve yalnız olmakta istemiyordu.Bir iki arkadaşını aradıysa da hepsinin bir planı vardı.Bir ara Erkanı aramak istedi ama bunun çok yersiz olacağını düşünerek vazgeçti,aslında bir kahve içmek ve sohbet etmek için iyi bir arkadaş olabilirdi bugün ona ama ya işi varsa,ya aramasına bir anlam yüklerse diye vazgeçti.Bir süre sonra yanlış anlaşılacak bir tarafı olmadığını düşünerek aramaya karar verdi ve numarayı çevirdi uzun çalmasına rağmen telefon açılmadı.İçinde bir pişmanlık olmaya başladı aramasa mıydım,ya meşgulse niye rahatsız ettim diye içi içini yerken telefonu çaldı ve arayan oydu.Heyecanla telefonu açtı:

‘’Alo!’’

‘’Merhaba beni aramışsınız özür dilerim telefon uzağımdaydı yetişene kadar kapattın…’’

‘’Önemli değil ben şey için… yani hatırınızı sormak için…eee şey nasılsın?’’

‘’Teşekkür ederim iyiyim sen nasılsın?’’

‘’Bende iyiyim teşekkürler’’Kısa bir sessizliğin arkasından.

‘’Rahatsız ettim,aramazsın demiştin bende aramak istedim,ben meşgul etmeyim sizi…’’

‘’Olur mu hiç Esra hanım memnun oldum ve şaşkınlığımdan bu sessizliğim,neler yapıyorsunuz aklınıza geldiğime göre bugün eve iş getirmediniz sanırım’’

‘’Hayır.Bitti projem bende getirmedim. Siz neler yapıyorsunuz?Gerçekten rahatsız etmedim umarım’’

‘’Hayır ne rahatsızlığı evdeyim zaten bütün arkadaşlarım plan yapmışlar bende ne yapayım yalnız dışarı çıkmak istemediğim için evimdeyim’’

‘’Keşke beni arasaydınız…’’dedi.Birden kıpkırmızı kesilerek saçmalıyorum galiba diye mahçup oldu.’’Şey… yani özür dilerim…ben şey …’’

Erkan telefonun ucunda tatlı tatlı gülümseyerek

‘’Bunu düşündüm ama bir haftadan beri aramadınız,ilk arayan ben oldum sizde kahve sözünüz için ararsınız diye bekledim,aramayınca da rahatsız etmekten çekindiğim için aramadım…’’

‘’Aslında haklısınız size bir kahve sözüm vardı’’

Bir süre sessizlik olduktan sonra ikisi aynı anda ‘’şu sözü bugün…’’ diye söze girdiler.Gülüştüler ve Esra:

‘’Şu sözü bugün yerine getireyim madem ikimiz içinde uygun zaman ?’’

‘’Evet çok sevinirim’’

‘’Peki o zaman kıyıda güzel bir kafeterya biliyorum size uygun mu?’’

‘’Tabi ki ama bugün sizi gelip ben alayım olur mu?’’

Esra bu teklifi kabul etti adresi söyledi ve bir saat sonra buluşmak üzere sözleştiler.

Telefonu kapatır kapatmaz hazırlanmaya başladı Erkan,hafta sonu olması nedeni ile kot pantolon üzerine mavi bir kazak giydi,ayağına spor ayakkabılarını geçirdi ve fazla zaman kaybetmeden Esra’nın evini bulmak için yola çıktı.

Esra da bugün her zamanki gibi şeyler giymek yerine spor giyindi.Onunda kot ve kazak giymeyi tercih etmesiyle birbirlerine uyumlu bir çift olacak gibiydiler.Saçlarını toparladı ve yüzüne biraz renk katarak beklemeye koyuldu.

Erkan gerçekten söylediği gibi bir saat sonra gelmişti.Birlikte sahile doğru ilerlediler.Hava soğuk olmasına rağmen güneşliydi ve kıyı insanlarla cıvıl cıvıldı.Balık tutanlar,gençler,yaşlılar,çocuklu aileler ve aşık çiftlerle oldukça hareketliydi İstanbul.Esra gidecekleri yeri tarif etti ve bir süre sonra kafeteryaya geldiler.

İçeri kalabalıktı güzel hava sanki herkesi dışarı çıkmaya teşvik etmiş gibiydi.Olabilecek en sessiz köşeye oturdular,önlerine uzatılan menüden içeceklerini sipariş ettiler ve sohbet etmeye başladılar.

‘’Biraz yüzsüzlük etmiş gibi oldum Esra hanım,yani bana kahve borcun var,diye kusura bakmayın’’

‘’Olur mu Erkan bey,ben aradım ilk sizi aslında iyi oldu yani…’’

‘’Bir şey isteyebilir miyim?’’

‘’Elbette…’’dedi kız şaşırdı ve bu ifadesi ile sorusunu bekleyerek baktı adama.

‘’Bana ismimle hitap eder misin? Yani arkadaşız ve arkadaşlar birlerine bey/bayan takısı ile seslenmezler değil mi?’’

Esra bu soru üzerine rahatladı ve gülümseyerek:

‘’Haklısınız,evet bu takıları ikimizde kaldırsak bende çok memnun olurum’’

‘’Güzel’’

Yaklaşık iki saat kadar oturdular ve uzun uzun sohbet ettiler,hobiler,fobiler,iş ve yaşantılarına dair bir çok şey paylaştılar sohbet ederek.Erkan birazda sahilde yürüme teklifinde bulundu ve kafeteryadan çıktılar.İnsanların arasında,kıyıya usul usul çarpan dalgalar ve günün cıvıltısında yürüdüler.

Bu yürüyüş esnasında Mine evden çıkmazdan son bir kez arkadaşından destek almak istercesine Esra’yı aramıştı,kısa bir sohbet sonrası kapattılar ve Esra,biraz Mineden ve bu günkü heyecanının nedenlerini anlattı ona,Halit’ten bahsetti.Banklardan birine otururken:

‘’Halit sizi tanıyormuş’’dedi.Erkan arkadaşlarına ondan bahsetmiş olması düşüncesinden büyük bir keyif alarak ‘’benden mi bahsettin?’’ diye sordu.

‘’Şey…yani…Mine söylemiş…oda seni sorunca seni tanıdığından falan bahsetti…’’

Adam da Halit’i tanımak istercesine bir iki soru sordu ve oda tanışmış olduklarını söyledi.Nerede nasıl karşılaştıklarından sohbet ettiler.Mine ile Halit’tin tanışmalarını anlattı Esra uzunca ve hayranlıkla iyi giden ilişkileri sonrası evlilik yolundaki adımlarını,heyecanlarını anlattı adama.Büyük bir ilgi ile dinledi kızın anlattıklarını adam.

Bankta oturmuş denizi izlerken yanlarına yanaşan çiçekçi kız elindeki gülü alması için ısrar ediyordu adama ve ısrarla’’bu güzel ablamı gülsüz mü bırakıyorsun be abim,sevdiğinin güzelliği için,güzel sevgilinin hatırı için alıver be…’’diyordu.İkisi bir an göz göze geldi ve gülümsediler.Adam daha fazla mahcup olmamak için birbirlerine ve kızı başlarından yollamak için elindeki gülü aldı Esra’ya uzattı.Esra utangaç bir tavırla gülümsedi ve teşekkür etti.

‘’Aslında haklıydı biliyor musun,yanımda senin kadar hoş bir bayan varken incelik edip bir demet çiçek almak aklıma gelmemiş olması çok ayıp’’

Esra iyice kızararak teşekkür etti ve sustu.

Birlikte yemek yemeği teklif etse de kız eve gitmesi gerektiğini söyledi ve arabaya doğru ilerlediler.Esra’nın evine geldiklerinde onu yukarıya davet etti ama bu seferde adam nazikçe bu teklifi geri çevirdi.

Eve çıkar çıkmaz elindeki çiçeği vazoya koydu ve çiçeğini de alarak cam önündeki koltuğa oturup uzun uzun bugünü,onu ve bu güzel gülü aldıkları esnada çiçekçi kızın söylediklerini düşündü.

Adamda günün güzelliği içinde yol boyunca onu ve onunla geçen her anın farklı bir heyecan verdiğini düşünerek eve döndü…



.............................

 
Toplam blog
: 205
: 4593
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

86nın bir kış günü doğmuşum, belki de ondadır kışı çok sevişim .Hayatın gerçeklerini görüp nefret..