Yirmi yıl sonra mahalle bakkalı kalmayacak!

Trakya’da on beş yıl mahalle bakkallarını, köy bakkallarını gezdim...

Iskonto anlattım, dolap sildim, ikincil sergi yaptım, fiyat etiketi yapıştırdım, ürüne ürün bantladım, poster, afiş astım, hal hatır sordum, dinledim, kimi zaman kovuldum...

Çocuklarının ilkokula başlamasına, askere gitmesine, evlenmesine şahit oldum...

Yazmaya kalksam yüzlerce acı tatlı anı...

Bu geçen süre zarfında en çok hangi soruyu cevapladım biliyor musunuz?

“ Ürün neden büyük marketlerde daha ucuz?”

Başbakanımızın “ Mahalle bakkallarının devri artık geçti” açıklamasına üzüldüm üzülmesine de rakamlara bakınca devrin kapanmasa bile sona yaklaştığını gördüm...

1998 yılında Türkiye’de 154 bin mahalle bakkalı varken, bu sayı 2008 yılında 108 bine düşmüş... Yani 10 yılda 46 bin mahalle bakkalı kepenk kapatmış...

Böyle devam ederse önümüzdeki 20 yıl içerisinde mahalle bakkalları çocukluk anılarımızda kalacak...

Yaklaşık 500 bin kişi bundan etkilenecek! İşin içinde mahalle bakkallarına hizmet veren şirketlerin Distribütörleri ve çalışanları da var!

Peki, mahalle bakkalların büyük marketlerle rekabet etmesi için şu saatten sonra ne yapmak lazım?

Öncelikle mahalle bakkalının bu işe inanması lazım...

Ardından eğitim!

Eğitimi kim verecek?

Burada görev mahalle bakkallarından kılçıksız para kazanan şirketlere ve Esnaf odalarına düşüyor...

Stok nasıl yönetilir, nasıl takip edilir?

Sipariş nasıl verilir?

Metrekare karlılığı ne demektir?

Hizmet kalitesini arttırmak için neler yapılmalıdır?

Tanzim teşhirin satışa faydaları nelerdir?

Para neden daha mal alırken kazanılır?

Eskiden mahalle bakkalları birbirleriyle rekabet eder, Ahmet bakkal, fiyat indirdiyse Mehmet bakkal da fiyat kırar, ipler fazla gerilirse arada yumruklaşıp mahkemelik olurlar, sonuçta ikisinden biri ya batar, ya da arabasını varsa; tarla, bağ bahçesini satar sermayeye eklerdi...

Başbakan yaptığı konuşmada “ Mahalle bakkallarının devri kapanıyor” demiş ama arkasından çözüm yolunu da göstermiş; “Türkiye değişiyor. Gerçekler ortada. Onlar da artık bu gerçeği görecekler. Ne yapacaklar? Çözümü, Sivil Toplum Kuruluşlarıyla kendi aralarında birleşme suretiyle aşacaklar.”

Ben yüz kiloluk bir adamım 60 kiloluk bir adamdan dayak yer miyim?

Elin oğlu yakın dövüş bilmiyorsa, boksör falan değilse; zor.

İki tane 60 kiloluk adamdan dayak yer miyim?

Biraz hırpalanırım...

Üç tane 60 kiloluk adam, kaşı gözü patlatır benim.

10 tane 60 kiloluk adama ben ne yapabilirim?

Atarım yere kendimi, darbelerden korunmaya çalışırım, pabuç çok pahalıysa haydi çocuk bayıldı!

Bu iş böyle!

Mahalle bakkalları da ya birleşecekler 400 metrekare bir alan bulacaklar... Veya birleşip tek elden ürün siparişi verecekler...