Yorum kapalı.

Kalem bende blog yazarım, yazacağım.

İyi de yanlışlıklar var, bilgi eksikliği olabilir, cevap hakkı doğmuş olabilir. Veya paylaşımda bulunmak istenebilir…

Yorum kısmını açın.

Açmam ben yazdım doğrudur.

…

Acaba?

Üç noktalar uzayıp gidecek.

…

Burada blog yazarı olarak bulunanların birçoğu bilgi paylaşımında bulunmak, yazma özlemlerini gidermek, bir düşünceyi açıklamak vb. sebeplerden burada…

Blogda yazılan yazıların yorum kısımları açık.

Peki, kapalıysa…

Aşağıdaki şıklardan hangisi olabilir?

A. Resmi tatil günü, dinlenme anı.

B. Gerçekleri öğrenmek istemiyorum.

C. Kendime münhasırım kapalıyım ve sizi önemsemiyorum.

D. Yazım yayınlar üstü, yorumlarla bozulmasın.

E. Hiç biri.

…

Sancılar içindeyiz.

Nelerde?

Yalan yanlış yazılmış olduğu söylenen ve bugün içinden çıkılmaz bir hal almış uzak ve yakın tarihimizde.

İçine hurafeler adeta üflenerek sokulmuş, hemen hemen her kişiye göre değişim gösterir hale sokulmuş şu an büyük bölümümüzün anlayamadığı dini inançlarımız alanında.

Ucuz iş gücü bizden yani ırgatlık bizden, üretim için tüm ana kaynaklar bizden, marka ve patent hakkı elden olan sanayimizde.

Her sene bir reform veya devrim yapılan ama hiçbir zaman ezbercilikten kurtularak üretime katkı sağlayamayan eğitim sistemimizde.

Sokağa tükürme, her şey için kavga etme ve aşırı egoizm içeren temel toplumsal ahlak yapımızda.

Yaz da yaz…

…

Okunmadıktan sonra ne yazacağım.

Kapat yorum kısmını…

Doldur, kaynağı kesin olmayan, bilimsel çalışmadan uzak, başına bir unvan koyarak birinin görüşlerine de dayandırdın mı?

Hele bir de bu konu gelecek, uzay, ortalıkta olmayan bir konu ise…

Bununla ilgili bilimsel veri sunan yerlerden de ses seda yoksa…

Sıcak bunlar…

Taze bunlar…

Yanında yeme de yat abı, abla dedin mi?

Bir de demli güzel bir çay verdin mi?

Zehir bile yutulur…

Sizi gidi...
Âlimleri ve bilgiyi yok edenler sizi…