Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Yüzsüzlüğüm

Yüzsüzlüğüm
 

deviantart.com


Gecenin bir vakti, yanaklarımdan akan kara gözyaşlarımın bıraktığı gibi ıslak ve kara, eski üskü birbirine yaslanmış ahşap evlerin gri, yağmurdan soğuğa kesmiş kopkoyu karanlığının gölgesinde, ara sokaklardan gelen meyhane kokularının eşliğinde yollardan akarak, bütün kirlenmiş yüzümü yıkamaya kararlı yağmurların altında ruhumu’da yıkıyordum bir yandan..

Düştüğüm kaldırım taşının “sen benden de betersin” dedirttiği yaralarımdan kan damlasa da… Düştükçe kanayan ellerim, düşündükçe kanayan yüreğim, yüzsüzlüğüme teslim olmuş aklımla yürüyordum. Bütün korkularım sokak köpeklerinin ulumalarına, yanımdan geçen sarhoşların narasına, yağmur damlalarının kavuştukça coşan suların kirliliğine karışıyordu… Gecenin ıslak karanlığında sana koşuyordum.

Lanetler okuduğum gururum neredeydi? “gitme, hayır” diyen gururum çoktan terk etmişti beni, Deli cesaretim! Götür beni ona! Dönme geri bu yolculuğun sonu hüsranım değil, sıcak buse olsun! Kabul ol dualarım kabul ol! Karanlığın koyuluğunda peşimden ardı sıra hiçliğe karışan ayak seslerim ile gölgemi yıkamıştı yağan yağmur. Korkmamalıydım, korkarsam yüzsüzlüğümden geriye kalan, gururumun bir parçası ile sensizlik kalacaktı.

Kapına geldim bütün yüzsüzlüğümle… hani, zıplayarak boynuna atlayıp koca minare suliet’lerinin şahit olduğu, dokunuşların, öpücüklerin, kavgaların ve de şimdi hiç olamayacak kadar uzak deli hayallerimize gark eden yüzsüzlüğümle… Paramparça olup ta, yıldızlara saçılan aşkımla yüzsüzlüğüm bir oyun oynuyordu bana… Son diyordu son! Yüzsüzlüğüm; önceki gibi değil gelmelerimiz, önceki gibi değil sevişmelerimiz, işte ona göre son bu diyordu. “Söz, son bu terk ediş son, hırçınlık son, vurup kapıyı çıkmak son, son, son anlıyor musun son” diye konuşuyordum yüzsüzlüğümle. İç sesimle, yüzsüzlüğümde anlaşmıştı ilk defa. İlk defa biri için anlaşmıştı hayret. Elimde görünmez bir ip, sana doğru kayıyordum. Ya yok olacaktım gecenin ıslak karanlığında, ya var olacaktım şaşmış gözlerinde…ıslak ıslak.

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..