Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Zamanı gelir

Zamanı gelir
 

Zamanı gelir yaşanan güzel günlerin özlemi yüreğin en hançer yerine saplanır kıskıvrak, yara bağlar bilemezsin. Bir çocuğun o masmavi gözlerinin ta içine bakarak gidilen yolda hasretler yakılır, paramparça olur ruhun derinliklerinde saklı duran hatıralar.Ve su kadar berrak bir yaşamın dikine dikine kederler sürülür, belki bin yıldır özlemi çekilen gerçek baharlar ortasında..

Zamanı gelir ne o çocukluğumuzdaki masum gülücüklere ninni söyleyen, ne de bir günahsız mabet misali bizleri göğsünün dibinde saklayan, dikenden, rüzgardan, kardan, yağmurdan, ağrıdan -sızıdan sakınan anneleri görürüz gözümüz her aradığında...Onlar ki.ömrümüze vurulan birer mühür gibi göçüp gittiklerinde nasıl da kendimizi yalnız ve bir başına bırakılmış hissederiz yaşına başına bakılmaksızın. Ya, en zor zamanlarda “dağ gibi yanımız” dediklerimizden ayrı düşmelerimize ne demeli, ki onlar da tüm kusurlarımıza rağmen bizi çepeçevre saran, sarmalayan sonsuz merhametiyle babalarımızdır.Hangi ayrılık bu kadar içten sızı verebilir, hangi hasret buna eş, yüreği bu kadar hançerleyebilir.

Zamanı gelir bir çocuğun elinden tutarız hayal meyal vakitlerde ve git gide büyür bu hayal usulca, sevdaya dönüşür, tarifi imkansız bir aşka, ezgisi bayramlar yüklü bir türküye....Biz büyürüz, sevdamız büyür bir yandan...Gah bir sevgilidir adına mısralar dizdiğimiz, bir aşk öyküsüdür bu belki...Belki de suda yüzen bir balık, daldan düşen bir yaprak, toprağı çatlatan bir ağaç, aşiyanda korumasız serçe yavrusu, başakta unutuluş buğday tanesi , gökte binlerce yıldızdan birisi, yaz ortasında toprağa düşen iri yağmur tanesi , bize emanet edilen bir küçük çocuk ve daha nicesidir. Ama adı ne olursa olsun hepsi son hızla ayrılık vaktine doğru koşmakta sanki bir tür yarış içinde o kadar amansız..Ayrılırız bir bir, ya başka diyarlara göçeriz yüreğimizde biriktirdiklerimizle zengin ama bir yanımız eksik....Ya da o mutlak gerçeği tadarız bir su başında, gecenin zifiri karanlığında ipince bir yorgan altında, ya da zamanı, saati belli belirsiz bir kayıp mekanda.

<ımg alt="" hspace="2" src="http://www.idealistogretmenler.com/Db/Upload/Eklyn_admin_id_4355890155.JPG" align="right" border="2">

























Zamanı gelir hayatı yaşarız tüm coşkusuyla boylu boyunca ve olabildiğince umursuzca.Kırlarda koşar, türlü çiçekler içinde kelebeklere karışırız.Bir şehrin parıldayan caddelerinde süslü vitrinlerin davetkar ışıkları eşliğinde bir demli çay yudumlarız kadim dostumuzla ve hatırası olur yüreğe kazınır.Bir dağ köyünde yalnızlığın o öldüren suskunluğuyla duvarlarla paylaşırız yaşamı ve nice sonra bir tarla faresi, bir akrep sokulganlığıyla uyanırız yarı uykudan kim bilir.Kan sıçrar, seherin göğsüne vurur, kuşlar ölür, türküler susar, beynimizde bir dönme dolaptır anaya, babaya, eşe, kardeşe, daha cenin mavisinde can bulmaya çalışan doğmamış yavruya kavuşma hasreti. Ama her şeye rağmen “işte hayat budur” der umut olmaya devam ederiz kim bilir...Sonra güneş doğar pencerenin kırık camından içeri süzülür tüm sıcaklığıyla, hatıraların en solgun yerinde yerini alır, gider bu da...

Zamanı gelir, öğretmenizdir bir uzak köyde, kasabada, şehirde ve bize bağlanan tüm hayallerin ağırlığı omuzlarımızda , ”ayrılık vaktidir” der düşeriz yollara bir bir. Geçen güzel günlerin semeresini biriktiririz zulamızda yaşama dair her ne varsa…Zamanı gelir satır satır, hece hece , mısra mısra kağıda dökeriz işte böyle..

 
Toplam blog
: 61
: 1168
Kayıt tarihi
: 04.08.06
 
 

1974 yılında  Erzurum’ un Karayazı ilçesinde doğdum.İlköğrenimimi Erzurum'da,Ortaöğrenimimi Şan..