Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Şubat '12

 
Kategori
Blog
 

Artık Yıl ve Çırak

                                         Artık Yıl ve Çırak
 

29 Şubat 2012 resim google' den alıntı


Dolu dolu geçen beş sene: Yerini altıncı seneye devrederken insanın gözleri doluyor.

Zaman ne çabuk geçiyor.

Uzman usta edasıyla yola çıkmıştım.

Kendi isteğimle

Kalfa;  daha sonra çırak oldum.

Kendimi budamaya başladım.

Kimse kış kış demedi; bir diyen olsaydı; ne yapardım?

 Başa başuzman kesilebilir miydim? Sanmıyorum.

 Başlangıçta herkes kendi telaşından; hevesin verdiği coşkudan çakırkeyif kategorisinde kulaç atıyordu. 

Bölme çarpma çıkarma işlemlerinden çok; toplama revaçtaydı.    

  

Ekranın karanlığında; el yordamıyla attığım adımlar: Gittikçe ufaldı.

Yürekten öpen meleklerin Sultanından sabrı öğrendim.(sayılır)

Unutamadıklarım arasında; kuzguni zeki genç bir karga vardı.

Ara sıra; ince zekâsının hasretini çekerim.

Birden bire kız arkadaşı Kargaliçe ile birlikte ortadan kayboldu.

Gönlüm kime ısındıysa tası tarağı topladı.

(Nankörlük edemem; nazar boncuğumu Mısırlı ayakları geri getirdi)

Bıraktıkları boşluk dolmadı.

MB nüfus patlaması yaşarken formatlar değişti.

Aylarca yerinde sayan ön sayfadan kopamayan öneriler bayatlamadı.

Sadece etkisini yitirdi.

Yaratıcı ruhlar: Yenleri yerleri dar olmasa yeni fikirler üretmek isterler.  

En basit sorular bile; evveli zamanda yanıt alırdı.

Kendimiz çalıyor kendimiz çığırıyor ve yine kendimiz dinliyoruz.

Hem jüri hem de yetenek biz olduğumuzdan not verirken elimiz titriyor.

Ne zaman titrememiz geçiyor ve aslanlar gibi kükrüyoruz?

İşte o zaman; tam tahmin ettiğiniz gibi…

Şayet –MB yazan yazarlarının dışında- bir okur kitlesi var ise oldukça pasif okurlara sahibiz ya da onların severek okudukları yazanlarına ulaşmaları kolay olmuyor.

   “Alev Hanım Canım ciğerim, Baş kâtibem, kaderim kısmetim seni bana yazmışlar; neden yazmışlar? Derin İlhami’nin kalemi olasın diye bırak şimdi yakınmayı; maziyi süslemeyi; ben buraya altıncı senemizi karşılamaya geldim.  

Hani nerede ikramların? Kutlamaya kazara birileri gelse vallahi mahcup olacağız”

“Masam hazır örtüsü bembeyaz; gelen olursa eli boş gelmez. Getirdikleriyle donatırız”

Hoş geliyorsan gel; altıncı yılım ve Şubatı devasa 2012 “Artık Yılım” artık sözcüğünü sana ben yakıştırmadım. Dil uzmanlarının boş saatine denk gelmiş olmalısın.

Bana şimdi sormuş olsalardı; artığı senin yakana takmazdım.

“Birikmiş yıl” olurdu senin adın…Olmayacağını biliyorum.

Varsayalım birbirimize sıkı sıkı sarıldık.

“Artık Çırak” derlerdi.

Görenler.

Belki de dualar ederlerdi bizim için…

“Artık Kalfa” “Artık Uzman” günlerinizi de görmek; hepimize nasip olur inşallah” derlerdi.

29 Şubat 2012 Çarşamba

Alev Meisel

Berlin: MB Serüveninin doğduğu Eşsiz İzmir’i selamlar; sevgiyle kardeş şehrini kucaklar.

 

  

 

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..