- Kategori
- Anılar
''Atatürk'' kimseyi tanımadım ben, senden daha güzel!
Sabah, bulutlu ve rüzgarlı bir hava vardı.
Saat 9.30'da, kitapçımızı açtık. hava gibi biz halen soğuk ve karamsardık.
Türkiye'nin gündemi de karanlıktı. 15 Temmuz Darbe girişiminden sonra yayın evleri edebiyatı bırakmış, matbaalarında sadece "Fetö" isimli kitaplar basıyor ve insanlar, sanki daha önceden bu örgütün ne haltlar yediğini bilmezden gelerek, şaşırarak kitaplara akın ediyorlardı.
Neyse ki bu ruh halinin yerini Edebiyat ve Tarih kokusu ile üzerimizden atmışken, mağazamıza yarı Arap yarı İngiliz bir müşteri geldi.
Kasaya yöneldi ve bir şeyler sordu. Kasadaki arkadaşlarımız ingilizce bilen birini ararken, beni görüp yönlendirdiler.
''Hi'' dedi hanımefendi,
kafamı salladım.
Profesyonel boya kalemi sordu, tek kelime etmeden yardımcı oldum.
Sonra, İngilizce baskı olan Dan Brown'un "Cehennem" adlı kitabını istedi. Bir daha yardımcı oldum.
''İlginç'' dedi.
Kafamı kaldırdım ve yine konuşmadan; Nedir ilginç olan hanımefendi der gibi suratına baktım kadının.
İngilizceyi biliyorsun, bana yardımcı oluyorsun, ama tek kelime bile konuşmuyorsun diye söylendi.
Hanımefendiye tebessüm ettim. Tam arkamı döndüm, aklıma ''Prof Dr. Oktay Sinanoğlu'' geldi ''Bye Bye Türkçe'' adlı kitabına yönelip, tebessüm ve hayranlık ile incelerken, yarı Arap yarı İngiliz müşteri dozunu doldurup, potunu kırdı;
''-Arkadaşlarınıza söyleyin de, az ingilizce kitap okuyup kültürlerini yükseltsinler.''
Başka bir şey söylemiş olsa aldırmazdım, çok sinirlendim ve bu yapmış olduğu hareket, bir nevi hakaretti küstahlıktı.
Bu sefer yönümü kadına dönerek; ''Hanımefendi'' dedim, Bu ülkenin resmi dili Türkçedir. Ve ülkenin %99.9'u da Türkçe bilir. Arkadaşlarımın kusuruna bakmayın, onlar sizin gibi İngiliz sömürgesi ve emperyalizmi altında kalmadığından, İngilizceyi az biliyorlar.
Kadın kızardı ve bir hışımla;
''- Sende mi emperyalizm altında kaldın da öğrendin dedi? ''
''Hayır!'' dedim hanımefendi, Ben ingilizceyi, sizin eminim yüzüne bile bakmadığınız klasikleri kendi dilinden okumak için öğrendim. Daha doğrusu öğrenmeye çalışıyorum.
Kadın sinirlendi. Tam ağzını açacakken, hanımefendi dedim, Şu an bulunduğunuz ülke Türkiye ve burada herkes Türkçe konuşuyor. Bence sizinde biraz farklı dillere ve kültürlere ihtiyacınız var.
Hatırlatmak isterim; Bizim Atatürk gibi, öyle büyük bir liderimiz vardı ki, Biz ingilizceyi zevkimizden siz ise zorunluluktan öğrendiniz..
Cevap hakkı tanımadan olay yerinden uzaklaştım. Tanısam da verecek bir cevabı yoktu zaten.
Ulan Türkçe dedim ne güzel bir dilsin.