- Kategori
- Şiir
''Eski bir adam''

Evin orta yerinde tuğlalı demirden bir soba
Altında düğün hediyesi bir halı
Yıllanmaktan bıkmış yamalı
Yarı iplik, yarı naylon
Yeşil mi yeşil, karalı mı karalı
Beyazdan yamalı, kirli
Direkler üstünde odayı seyreden bir televizyon
Dantelden başörtülü, kolalı
İki de boynuzu var, yandan çarklı
Duvarlar kendinden eskitmeli
Kaldırılmış resimlerden hatıra minik delikler havalı
Birde boyası var ki sormayın
Sanırsınız sulu boyalı
Duvarın bir kenarında yorgun bir bisiklet
Katlanmış acılara, pinokyo
Odanın bir kenarında bir yatak
Yaylı sazlı, yorganı ilkbahar sanırsınız
Yemek masasının üstü ekmek kırıntılı
Ürkek bir fare deliğinden süzüyor kırıntıları
Kapı açılıyor
Yorgun ayaklar tahta bir sandalyede kendine geliyor
Ak saçlar sabahtan taranmayı unutulmuş
Belli ki yıllar meydan okumuş
Adamın dirseği sandalyenin omuzluğuna dost
Şakaklar avuç içine sevdalı
Yarı uykulu, yarı uykusuz
Mazi dediğin ne ki yıllar umursamamış adamı
Umutsuz bir umut yatar adamın içinde
Sevdalı, gelecek birine
Ama bu akşam adam havasında değil
Öksürük bir süredir peşinden gitmiyor
Adam da sevmiş öksürüğü
Tabip boşa bekliyor hastayı
Dışarıda bir rüzgâr
Sokaklarda geziyor gardiyan gibi
Bir plastik su şişesini fırlatıp atıyor
Yaşlanmış umutları bekleyen evin kapısına
Adam birden irkilip kapıya koşuyor
Kapıyı açıp boşluğa bağırıyor
‘’GELDİN Mİ?’’
Mehmet ÖZCAN……21/07/2013