Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

08 Mart '09

 
Kategori
Sinema
 

''Pandora'nın Kutusu'' kapalı kalsa!

''Pandora'nın Kutusu'' kapalı kalsa!
 

http://www.ustaoglufilm.com ''Sonunda bir şekilde teslim oluyorsun''


San Sebastian Film Festivali'nin en büyük ödülü olan Altın İstiridye'nin, Yeşim Ustaoğlu'nun son çalışması Pandora'nın Kutusu'na, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nün de aynı filmin başrol oyuncusu Tsilla Chelton'a verilmesi, yönetmenimizin, en son ödüllü festival haberi. Filmleriyle, katıldığı film şenliklerinden kazandığı ödülleriyle, topladığı ilgi ve beğenilerle evrensel bir sinemacı olduğunu kanıtlıyor.

Pandora'nın Kutusu, izleyiciyi, Bulutları Beklerken'deki dokuya benzer bir girişle, başı dumanlı dağlarla karşılar. Karadenizli anneannenin yalnız yaşadığı evi de bu dağların koynundadır, bir gün evinden çıkar gider. İstanbul'da üçü de birbirinden ayrı yol tutturmuş, mutsuz ve sorunlu çocuklar, annelerini almak için köy yoluna düşerler. Belgesel tadında bir yol filmiymiş gibi ilerleyeceğini düşündürdüğü anda anneanne Nusret Hanım ormanda bulunur, ulu dağlardan inilip gökdelenler kentine getirilir.

Büyük kızı Nesrin, sorumluluk sahibi, otoriter, mikemmeliyetçi, steril yaşamdan yana olan yapısıyla diğerlerini karşısına almakta, evden kaçan oğlu Murat'la da ayrı sorunlar yaşamaktadır. Ortanca kardeş Güzin, sürüncemedeki ilişkisine sahip çıkmaya çalışırken özel yaşamı, işi ve kardeşleriyle olan bağları arasında kalıp, ağır yükler altında ezildiğini düşünmektedir. Küçük kardeş Mehmet, Galata'da sefil denecek düzeyde bir yaşam sürmekte, çalışmamakta, var olan tüm düzenlere isyan etmektedir. Korkulan ise Murat'ın dayısına benzeyeceğidir.

13 Mayıs İzmir Cumhuriyet mitinginin canlı yayının yapıldığı bir televizyon programının karşısında bırakılan Nesrin Hanım, hep bu asansörlü evden çıkıp gitmek ister. Yalnız kaldığı bir dakika bile yönünü dağlara çevirmesine yetmektedir.

Dramatik bir şiirin içine düşmüşçesine izlenen filmde, yabancı bir sanatçının üstelik Türkçe konuşarak demans hastası Karadenizli yaşlı bir kadını canlandırması soluk kesiyor. Elinden kirli bir mendili hiç bırakmayan annenin bu nörolojik hastalık nedeniyle, en çok mantosu giydirilirken içindeki giysisinin kol ağzını yakalayabilmesi, melekler güldürür gibi boşluğa çocukça gülümsemesi; yumuşak bir geçişle anneanne-torun aynı çizgide buluşmaları, hatta birlikte köye dönmeleri, izlediğimiz dramın dozunu üzerimizde ağırlaştırıyor. Elbette bas yaylıların fona verdikleri müziklerinin etki ve katkısını yadsımamak gerek.

Pandora'nın Kutusu açılınca neler döküldü ortaya! Ama ''Bırak dağıma gideyim, orada unutacağım'' diyen Nusret Hanım'ın ardından yalnız torunu ağlamadı.

İzlerseniz, kapitalizmin bir bir ödettikleri yüzünüze çarpıldıkça gözleriniz asit değmiş gibi yanacak.

Ben, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü, Yeşim Ustaoğlu'nun bu olağanüstü yapıtı ile kutladım. Web sayfasından öğrendiğime göre yönetmenimizin üzerinde çalıştığı son filmleri Araf ile Kırık Midyeler. Bu iki çalışmasını da umarım yakında izleyebiliriz.

Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 101
: 2403
Kayıt tarihi
: 18.11.07
 
 

İzmir'den merhaba! İzmir'de, Göcek'te, Marmaris'te, Milas'ta, Söke'de, Bodrum'da sonra yine İzmir..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara