- Kategori
- Güncel
" Q, X, W "
" Haftalık gündeme bakışım"
Ewet, şu “Kürt Açılımı”nın baklası bir türlü ağızdaw (pardon “w” harfini “n” yazacaktım.) çıkmadı gitti!... Kusura bakmayın, aklım Türkçemize ekleneceği dedikodusu yayılan “ Q, X, W “ harflerinde… Düşündüm, taşındım da, şu güzel Türkçemize bu harfleri nereye koyacağımı şaşırdım!...
Şimdi, Quveyt” desem “Kuveyt” anlaşılır mı?
“ Sex” desem, buraya “ x “ harfi “ cuk “ diye oturur. Hem de yazarken bir harf de tasarruf etmiş oluruz!... Örneğin, “ Weyve” desem, “Meyve” anlaşılır mı? Değişen ne ki? Yalnızca “ M “ harfini ters yazmışım. Peki, “Sixtin sene adam olamazsın” desem ne anlarsınız? Sanki ilk etapta İngilizcedeki “On altı”yı anımsarsınız. Oysaki “Sittin sene” 60 yıl oluyor…
Şaka bir yana çarşı-pazarda içimiz dışımız zaten “ Q, X, W “ harfleriyle doldu da taştı. Bakın, “Test Öğrencileri”nin çoğunlukla tercih ettiği, burgerli ve de bol ketçaplı alışveriş merkezlerinde bulunan dükkanlarda, bunlardan sürüsüne bereket!. Hele bir de içinde “w” olan “ Sweeps” marka gazozdan bolca içmişseniz, yönleneceğiniz tuvaletteki “ W “ harfine hiç de yabancı olmayacaksınız!... Evinize dönüşte, araca binip, dışarıya baktığınızda, reklam tabelalarında bir sürü “ Q, X, W” harflerine rastlayacaksanız. Birde, içinde “ x “ olan “ Axess” marka kredi kartınızı cırtlatarak aldığınız yabancı marka paketleri buzdolabınıza yerleştirdikten sonra, koltuğunuza uzanıp, uzaktan kumanda tuşuna basıp, karşınıza “ FOX TV” çıktığında deme keyfinize!... Ayrıca, günün koşuşturmasının ardından üstüne üstlük cebinizden çıkardığınız “WEST” marka sigaranızı tellendirdiğinizde, matematikte gördüğünüz “ X “ bilinmeyenleri gibi kafanız “GARİPOĞLU” Haberlerinde düğümleniverir. Sigarınız bittiğinde, birde yorgunluğumu İnternette giderip, sekize geçen yeğeninizle MSN’de iki laflayım derseniz, işte o zaman, yandınız demektir.
Neden mi?
MSN Gençlik dilini biliyorsanız rahatsınız demektir. Yoksa gençlerin kestirme yazılarından, “ Evet”lere “ Ewet” demelerinden tutunda, “ Bye” sözcükleriyle gecenin bilinmezliğinde rüya âlemine dalıverirsiniz. Tabii ki kıçınız açık kalmazsa, kâbussuz bir uykuyu da hak etmişsinizdir.
Neyse kelime ve sözcükleri bir kenara bırakalım da, “ Gözünüz Aydın” diyelim. Neden mi? Neden olacak, “İMF” 6-7 Ekim tarihleri arasında ülkemize geliyor. Başbakan Erdoğan, onlara; “Hadi bakalım, daha fazla uzatmayın bu işi” diyecekmiş. Ayrıca, “IMF’nin istediği belediye paylarını kaldırmadık ve Gelir İdaresi’nin özerkleşmesini de biz kendi içimizde yapacağız” demiş ve “Türkiye’nin güçlü bir ekonomi olduğunu teyit ettiğini” de sözlerine eklemiş.
Ewet (pardon, evet) memurlara, “Hakem Kurulu”nun, bir yıl için % 8’lik zam önermesine karşın, yine tarih tekerrürden ibaret misali, buçuklu 2, 5 zamla, ne kadar güçlü ekonomimizin olduğu belli oluyor, dimi?
Ama, elektriğe % 10,
Sağlık harcamalarına % 100,
Siz daha yılbaşı gelsin, iğneden ipliğe zamları o zaman görürsünüz, yüzde kaç geleceğini!...
Evet, ( Ohh! Sonunda doğru yazdım!) güçlü ekonomiler, çalışan kesimlerin sofralarındaki aşları kırpılarak büyüyor. Yıl sonunda, bankaların ve büyük şirketlerin karlarının ne kadar olduğunu sakın incelemeyi de unutmayın!...
Artık yüz yüze siyaset devri kapanıyor!.. “Uyuy demeye geldim. Mektup yazdım yâre” diye devam eden Kerkük türküsünü, Nil Karaibrahimgil ve saz heyeti dışındakiler sanırım anımsayabilirler. Şimdi Erdoğan, Baykal’a mektup yazacakmış. Politikacılar arasında da “MSN” de çetleşme devri başlarsa, sakın şaşırmayın!.. İşte o zaman Türkiye’nin birçok sorunu da “ şıp” diye çözülüverir!...
Bu arada medyanın “Garipoğlu Cinayeti”nde ne kadar güçlü olduğunu hep birlikte gördük. Sakalı, dedeminki gibi çıkmış, sözüm ona çocuk ( ! ) daha fazla kaçamadan teslim olmak zorunda kaldı. Şimdi bu olayın, psikolojik, sosyolojik, polisiye ve yargı boyutunun, hep birlikte takipçisi olacağız. Buradan, başarılı olan, iktidara yakın olan/olmayan, 3 milyarı aşkın TL ile cezalandırılan şu bizim medyaya sesleniyorum; “ Lütfen aşağıda belirttiğim konuları da, vatandaş talebi olarak takip edip, sonuçlanmasına “Olumlu yönde” vesile olursanız, inanın benim gibi milyonlarca kişi, çok sevinecektir.
· İşsizlik,
· Ekonomik kriz,
· Fener Davası,
· Ergenekon Davasının en kısa sürede “Adaletli” bir biçimde sonuçlanmasının sağlanması,
· “Kürt Açılımı” ile neyin kastedildiğini, yani ağızdaki baklanın bir an önce çıkartılmasını.
Bayramınız kutlu olsun derken, Trafiğe de “AMAN DİKKAT!...” diyorum. Lütfen, sizi bekleyen sevdiklerinizi üzmeyin. Ayağınızın altındaki “Gaz Pedalı”nı biraz olsun kesin. Zira Bayramın ilk gününde, ne yazık ki, her bayramda olduğu gibi yine 48 ölü ve onlarca yaralı verdik.
Ne demişler; “ Geç geldi desinler, geçmiş olsun demesinler”
Sevgiyle ve sağlıcakla kalın…
Ertuğrul ERDOĞAN
20 Eylül 2009/ Bursa