Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '10

 
Kategori
Güncel
 

(5) Referandumda 'hayır' demenin gerekçeleri; AYM'nin yeni seçilme yöntemindeki içi boşluk

AYM'nin üye seçimine ilişkin yürürlükteki sistem:

Cumhurbaşkanı seçer :

Yargıtay 2

Danıştay 2

Sayıştay 1

Askeri Yargıtay 1

Askeri Yüksek İdare 1

YÖK 1

Üst kademe yönetici ve avukat 3

Toplam 11

Bu tabloda, tüm üyeleri cumhurbaşkanı atıyor. Yök ve Üst kademe yöneticilerini doğrudan (4 kişi) kendisi atıyor. Diğerlerini ise yargı kurumlarının kendi içlerinde yaptıkları seçimle belirledikleri opsiyonlu adaylar arasından seçiyor.

AYM'nin üye seçimine ilişkin (edit: kanun teklifinde) getirilmek istenen sistem:

TBMM seçer :

Sayıştay 2

Barolar 1

Cumhurbaşkanı seçer :

Yargıtay 3

Danıştay 2

Askeri Yüksek İdare 1

YÖK 3

Üst kademe yönetici 5

Üni. Mezunu vatandaş 2

Toplam 19

Cumhurbaşkanı bu sistemde, doğrudan 7 kişi atıyor. Üst kademe ile üni.mezunu kadroları. Diğerlerinden 3'ünü meclis, diğerlerini de yine, eski düzende olduğu gibi, mahkemeler seçimle opsiyonlu aday listesi öneriyor ve cumhurbaşkanı seçiyor.

Bu iki tabloyu incelediğimizde ortaya ne çıkar? Hiç, angajmanı, boş siyasi edebiyatı devreye sokmadan, ne söylenebilir?

Örneğin bir soru soralım. Bu ikisinden hangisi daha çok demokratiktir? Eğer cumhurbaşkanının kurul üyelerini seçme yetkisinin aşırı oluşunu anti demokratik sayarsak, yeni getirilmek istenen sistem daha anti demokrattır. İlk sistemde, cumhurbaşkanının doğrudan seçtiği kişi sayısının oranı, ikinci sistemde çok daha yükselmektedir.

AYM kurulunda, yargıçların yerine dışarıdan başka mesleklerden adamların çok fazla yer almasını anti demokratik sayarsak, (çünkü, doğru olan, bir kurulda uzman olan kişilerin yer almasıdır, eğer uzman olmayanlar çoğunlukta ise bir art niyet, usüle uymama şüphesinin hakkı doğar) ikinci sistemde, yargıç olmayan kişilerin oranları çok daha yüksektir.

Peki, ilk sistemde anti demokratik olup da, ikinci sistemde demokratikleştirilen nedir? Neden ikinci sisteme geçiliyor? İkincisinin, ilkinden nitelik farkı nedir?

Bu iki sistem arasında yapılan iki şey var: Birisi cumhurbaşkanının yetkisini ve etkisini büyük ölçüde artırıyor. İkincisi ise kadroyu genişletiyor ve varolan eski yapıyı ekarte ediyor.

Onun dışında, demokratikleşme adına herhangi bir şey sözkonusu olamaz. Tam tersine hangisi daha demokratik diye sorduğumuzda, ikincisi, ilkinden daha kötü durumda, eğer ilki kötü ise.

İlkinin neden kötü olduğunun cevabı yok. İlkinin kötü olduğuna, ilkinin yapısını baz alarak baktığımızda, ikincisi, onu değiştirmiyor, tam tersine, o yapının niteliğini azdırıyor.

Bunu anlatmak için iki özelliğini irdeledik: Birisi, meslekten üyelere ne ölçüde yer verdiği ve diğeri, seçimle gelenler yerine, doğrudan atananların oranları ve sorumluluk taşımayan cumhurbaşkanının etkisinin artırılması.

Özünde yapılan, cumhurbaşkanının insiyatifini artırarak ve varolan yapı, kendi gelişimi içinde değil de, dışarıdan bozularak, orada, son zamanlarda aleni bir şekilde ifşa ettikheri yargıyı alabora etme niyetiyle, varolan eğilimi ortadan kaldırmaktır.

Bu kısa vadede AKP'nin yargıyı ele geçirmesi olarak iş görecektir. İleriki zamanlarda ise, iktidarda güçlü olanın, her zaman yargıyı istediği gibi manipüle etme imkanını doğuracaktır. Bu, ülkenin temel ideolojisinin, iktidarların ideolojisine göre oluşacağı ve değişkenlik göstereceği anlamına gelecektir. İktidarı 4 yıllığına ele geçiren her güç, ülkeyi istediği gibi şekillendirme imkanını elde edebilecektir.

Sonuç olarak, yukardaki iki tabloyu karşılaştırdığı halde, ikinci sisteme ilkinden daha demokratik diyen varsa, ya da ilk sistemdeki bir eksiklik burada kapanmış diyorsa onun gözü dönmüş demektir. Hükümetin, eski yapıyı, yeni yapı getirerek bozmak ve yargıyı kendi lehinde olacak şekilde değiştirmek isteğinden çıkan bir yarma harekatıdır bu.

Bu değişiklik ile yapılan, temel bir şey yoktur. Varolan yapı ve eğilimi ortadan kaldırılmak isteniyor. Hepsi bu. Bu nedenle, yapılan bir siyasal girişmdir. Eğer AKP'ye, onun politikalarına, toplum anlayışına, insan anlayışına inanıyorsanız, uygulama alicengiz oyunu olsa da, bu yolda, sizin idealiniz açısından bu değişiklik doğrudur. Ama inanmıyorsanız, yanlıştır. Ama sakın şunu demeyin, "AKP'nin ideolojisini savunmuyorum ama, yaptığının herkes için iyi olduğunu düşünüyorum, çünkü demokratik bir düzenleme getiriyor." Yanılmayın, yanıltmayın!

6. gerekçe: Parti kapatmaya ilişkin maddenin çuvallaması

5. gerekçe: AYM'nin yeni seçilme yöntemindeki içi boşluk

4. gerekçe: Kendi eğiliminde siyasallaştırma eğilimi

3. gerekçe: Dayatmacılık

2. gerekçe: 12 Eylülcüler'in yargılanması kuru şaka mı?

1. gerekçe: TUBİTAK, TDK ve TRT'deki uygulamalar

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..