- Kategori
- Deneme
"Babama Mektup" Oğuz Atay'ı yolcu ederken...
Bittiğinde yakalandığım yağmur, bu yağmurdu.
Oğuz Atay benden az önce gitti.
Korkuyu biraz fazlaca bekledim. Beklettim. Birlikte gittiler. Sen kal, dediler. Şimdi sana babandan mektup gelecek.
Önce ben yazsaydım...
Şöyle iyice kendime ve geriye yaslansaydım. Yaşlanmadan iyice içimi dökseydim, açsaydım....
".....aklımca asıl babamı kendime saklıyorum."
Bende bir akıl var. Haa, asıl babam bende. Evet, itiraf ediyorum baba, seni kendime sakladım. Öyle sakladım ki, bulamadığım da oldu, tam ihtiyaç anlarımda. Baba, beni anlıyor musun? Ya da baba, ben seni anlamayı becerebildim mi, hani o hayatı yaşarken?
" Galiba biz, babacığım, birbirimizi hep böyle anlamadan sevdik."
Anlamadan sevdim. Anlamadan sevdin baba. Bir sorun var mı? Bunu sorgulayan var mı? Soru sorup bir cevap arayan var mı?
Sahildesin. Denize bakıyorsun. Beni arıyorsun. Konuşuyoruz.....Tepdesin bir başka gün ve saatte, yaşarken; aşağılara bakıyorsun, böyle hallerde, hallerimde aklıma düşüyorsun, diyorsun telefonda. Konuşuyoruz oralardan, senin taraflardan....
Anladım. Sen beni anladın baba.
1. Not: Ben buradayım baba, ya sen nerelerdesin?
2. Not:
Sakladım bende
bir başka beni
gizlendim
baba seni sorguladım
beni buldum
korktum
daha içe sığındım
ve anladım
aynı anda anladın
güzel yaşadık
yetti ve yetiyor ruhun.
Ş.Y.