Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

06 Haziran '12

 
Kategori
Güncel
 

“Belediye memurlaına 680 TL yalanı”!

“Belediye memurlaına 680 TL yalanı”!
 

AKP hükümeti bulduğu yeni “hülle” taktiği ile kamu çalışanlarına yine “sefalet” gollerinden birini attı.

Hükümet kamu çalışanları için sözde “toplu sözleşme” yasası çıkarmıştı.

Grev hakkını içermeyen bu yasa, “badem bıyıklı ve al yanaklı” arkadaşların yönetimde olduğu “en çok üyeye sahip konfederasyon”la hükümetin “anlaşması” esasına göre biçimlendirilmişti.

Üstelik yasayla belirlenen son derece kısa müzakere süreleri, çalışanlarının hak arama yollarını kapatmaya, eylem ve gösteriye izin vermemeye yönelikti.

Sonunda AKP hükümeti niyetini açığa çıkararak, kamu çalışanlarına ilk yıl için yüzde4+4, ikinci yıl için yüzde 3+3 gibi “sefil” oranlarda zam yapacağını açıkladı.

KESK oluşan tepkileri genel greve dönüştürüp başarılı bir grev örgütlese de,  kamu çalışanları üzerinde etkili diğer konfederasyonların yönlendirme gücü kırılamadığından bu eylemden etkili bir sonuç çıkaramadı, ama grevin meşru bir araç olduğunu gösterdi.

Yüksek Hakem Kurulu’nun “hükümet noteri” rolüyle onayladığı zam oranları, sadece oynanan oyunun açığa çıkması noktasında yararlı oldu.

En azından kamu çalışanlarının çoğunluğu, insanca yaşayabilecekleri bir ücrete bu hükümet döneminde asla sahip olamayacaklarını, “yandaş” olmaktan gurur duyan konfederasyonun hükümetin lehine ne gibi roller üstlenebileceğini yaşayarak öğrendiler.

Hal böyle iken Yüksek Hakem Kurulu kararlarını duyuran bütün gazeteler, “yerel yönetimlerde çalışan 110 bin memura müjde” şeklindeki haberlerle, sahte ve yönlendirme haberciliğin tuzağına düşürüldüler.

Haber Memur Sen’e bağlı Bem Bir Sen adlı sendikaya dayandırılıyordu.

Güya bu sendika yerel yönetimlere dönük olarak, Çalışma Bakanı Faruk Çelik ile hem de “tarihte ilk kez bir çerçeve anlaşması” yapmış, bu anlaşmaya göre belediyeler ve il özel idarelerinde çalışan memurlar da 680 TL ilave hak kazanmışlar.

Yani adı geçen sendikanın bağlı olduğu Memur Sen memurlara yüzde 4 gibi bir zam karşısında morarırken, bu sendika ayda 680 TL gibi bir hak kazanarak büyük bir başarı göstermiş.

Elbette bu tip haberler yalan, demagoji ve saptırmanın sendikal alanda kullanılmasına ilk örnek değil.

Öteden beri devlet tarafından örgütlendirilen sendikaların “faydaları”(!); gerçek, muhalif sendikaların “zararları”(!) bizim medya tarafından sıklıkla haberleştirilir.

Ancak bu yalan haber öylesine sorumsuzca yazılmış, öylesine pervasızca üstlenilmiş ki kızmamak, tepki göstermemek elde değil.

Oysa haberin ardındaki gerçekler bambaşka…

Her şeyden önce bu hükümetin ortalama yüzde 4 verdiği memurların arasından bir seçim yaparak, yerel yönetimlerde çalışan kamu emekçilerini sevindirecek ölçüde bir “jest”e gitmesi, kendisini inkâr anlamına gelir.

Burada sözü edilen ve gerçekte ise ancak 650 TL’yi bulan bu para,  yerel yönetimlerdeki memurlarla “ek sözleşme yapılması halinde” ödenmesi gereken tavan tutar.

Malum yasa, belediye ve il özel idarelerinde memurlarla ek sözleşme yapılmasına imkân tanıyor.

Ama AKP hükümeti sözleşme için kamu kurumlarına öyle ölçütler getirmiş ki sözleşme yapılacak belediyenin başkanını alnından öpmek gerek.

Çünkü ilgili kurumların personel giderleri bütçe gelirlerinin belediyelerde yüzde 30'unu, il özel idarelerde ise yüzde 25’ini geçmemesi; borçları gelirlerinin yüzde 10'unu geçmemesi ve ilgili kurumun geçmişe dönük ödenmemiş ücret borcu bulunmaması gerekiyor.

Bunlar da yetmez, bir de sözleşmeyi kabul edecek kahraman bir belediye başkanı ve hükümetle arasını bozmayı göze almış bir vali bulmanız gerekiyor.

Oysaki hükümetin çıkardığı toplu sözleşme yasasından önce ta 1993 yılında memurlar için ilk toplu iş sözleşmesini Tüm Bel Sen Gaziantep Belediyesi’nde yapmış, yaşanan olumsuz hukuksal süreçler sonunda konu AİHM’e taşınmış, AİHM verdiği kararda devleti sendikaya tazminat ödemeye mahkûm etmiş, sendikanın toplu sözleşme hakkını da onaylamıştı.

Ardından “680 TL’lik palavranın kaynağı” olan sendika dâhil diğer yerel yönetim iş kolu sendikaları da belediyelerde toplu sözleşmeler imzalamaya başlamış, sözleşme imzalayan belediye sayısı 1500’ü geçmişti.

Üstelik bazı belediyelerde aylıklara ortalama 800-1200 TL arası iyileştirme zamları, yılda6 ikramiye, çağdaş sosyal haklar gibi kazanımlar elde edilmişti.

Şimdi hükümetin “kardeşliği” olan bu sendika  “biz tavanı 650 TL’ye çıkardık” derken kamu çalışanlarına bir iyilik mi yapmış oldu; yoksa üst sınır belirleyip alınacak ücreti kısıtlamakla kamu çalışanlarına yeni bir kazık mı atmış oldu, anlamak ve izah etmek lazım.

Bir de zaten 657 sayılı yasada var olan ve performansa bağlı olarak verilen maaş ikramiyelerini “iki maaş ikramiyesi kazandık” diye pazarlamak yok mu, insanın midesi alt üst oluyor.

Bir kez daha kazık yiyen kamu çalışanları, uykularından uyanarak öncelikle de “Kendim ettim kendim buldum” türküsünü söyleyerek kendi kaderlerini düşünmeliler. 

 
Toplam blog
: 152
: 700
Kayıt tarihi
: 17.07.08
 
 

Trabzonluyum ve bu kentte yaşıyorum. Kamuda inşaat mühendisi olarak çalışıyorum. Resmi görevimin..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara