Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '06

 
Kategori
Futbol
 

‘Bu-ra-sı bi-zim-dir, bur-dan çı-kış yok’.

‘Bu-ra-sı bi-zim-dir, bur-dan çı-kış yok’.
 

Dört çeşit seyirci tipi vardır. Sonuç yönelimli seyirci için, takımının kazanması önemlidir, bütün takımla veya yıldız bir sporcuyla özdeşleşir. Sosyal ilişki yönelimli seyirci için, kafadarlar grubuna üyelik vardır, kişiler arasında ilişki önemlidir. Uzmanlaşmış seyirci için, estetik, teknik ve taktik önemlidir. Yarışma yönelimli seyirci için ise, gerilim, stres ve bunların getirdiği ortamı eğlence zannetmek önemlidir.

‘Biz’ ile ‘onlar’, ‘burası’ ile ‘orası’, ‘içerisi’ ile ‘dışarısı’, ‘yerli’ ile ‘yabancı’ ayrımları kültürlerin kurduğu ve sürdürdüğü en önemli farklılıklardan bazılarıdır. Yapılan bu ayrımlarla, kültürler, kendi bölünmez düzenleri için hak talep ettikleri ve her tür rekabetten korumak istedikleri alanın sınırlarını çizerler.

Tirübünlerde farklı iki taraftara ayrı yerler ayrılması buradaki beraberliğin ‘biz’ ile ‘onlar’ diye ayrılmasındandır. Ev sahibi takım, rakip takıma az yer ayırır ki hem tirübün üstünlüğü ellerinde olsun hem de kendi taraftarları daha çok sayıda olarak bu müthiş veya büyük takımın maçını izlesin. Tirübün üstünlüğü spor maçlarında çok önemlidir. Dünyanın her yerinde bu böyledir. Rakip takım taraftarları önce bu büyüklük veya çokluk karşısında ezilmeli, sindirilmeli, sporcular ise ürkütülmelidir. Hakem ise baskı altında tutulmalıdır ki, kendi gördüklerinin, ‘objektiflik yönünde’ değil de ‘taraftar lehine’ olması sağlanmalı, hakem her zaman onların istedikleri düdükleri çalmalıdır. Birkaç düdükten sonra sözüm ona artık hakem iyice ‘gemi azıya almışsa’, ona güzel şarkılar (!) söylenmelidir. Bu şarkılar (!) koro halinde olursa daha bir güzel olur, spor arenası inler, çınlar, naklen yayın yapan televizyon kanalları da tirübün şarkılarının (!) milyonlara gitmemesi için hemen sesini kısıverir. Televizyon karşısında oturanlar bu güzel şarkıları (!) duymazlar artık. Çünkü bu saha ev sahibi takım için ‘burası’dır, ‘orası’ yani rakip takımın sahası değildir. ‘Burdan çıkış yok’tur. Ölünmeye gelinmiştir. ‘Vur, kır, parçala ve öl, ama mutlaka rakibi yen’ düşüncesi vardır. Galip gelmek için her yol geçerlidir. ‘İçerisi’ bunların elindedir. Eğer es kazara bu ‘içeri’deki maçta bir yenilgi olursa ‘dışarısı’ vardır nasıl olsa. ‘Dışarı’da görüşmeler yapılır ama bu görüşmelerde taş, sopa, tekme ve yumruk mutlaka olmalıdır. Eğer güvenlik güçlerinin ellerine geçmemişse-ki bazen geçmeyebiliyor, ben de şaşırıyorum nasıl oluyor da başarılıyor diye-en iyisi ‘döner bıçakları veya zülfikâr’dır. Bu alanın sınırları bellidir ve rakip takıma kapalıdır. Rakip takımın renklerini taşıyan bayrak, flâma veya tişörtlerle dolaşmak yasaktır, ancak o zaman ‘hoşgörü’ gösterilebilir. Ama bunun adı hoşgörü mü olur yoksa gözden kaçma mıdır, adını koymak taraftar gözünde zordur. Aslında buna ‘hoşgörü’ diyeceksek, bu; renklerin belli olmamasındandır, değilse rakip olduğu biline biline rakip taraftar gözden kaçmaz kaçamaz. Bu belirsizlik, rakip takım taraftarlarını her türlü saldırıdan koruyabilir, ama yine de hiçbir şeyin garantisi yoktur, bir an önce o belirlenen sınırlardan, yani ‘kurtarılmış bölgeler’den uzaklaşmak gerekmektedir. Bu durum, bütün alt kültürlerin kendine özgü yaşama biçimlerinin olmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü normlar, tutum ve davranışlar hep aynıdır. Taşıdığı simgeyi yansıtırlar. Bir toplum için anlamlandırılan genel kültür, bir üst sistem olarak birçok sayıda alt ve yan sistemlerden meydana gelmiştir. Bu alt ve yan sistemlere ait bireylerin de hepsinin aynı davranışsal eylemleri göstermeleri beklenemez, bunlar arasında bile farklılıklar vardır. Her yenilgi alan alt kültüre ait bireylerin hepsinin ellerinde mutlaka döner bıçakları tabi ki yoktur. Bu genel kültür içerisinde çok büyük ayrılıklar olan alt ve yan kültür bireylerinin olması, sosyolojik bir olgudur.

Aynı maçı farklı şekillerde yorumlayan gazetecilerin öngörünürde taraftar olarak yazdıkları yazıyı yazdırtan aslında hiç görünmeyen bu farklı kültürleridir. O halde gelin hep beraber söyleyelim:

‘Bu-ra-sı bi-zim-dir, bur-dan çı-kış yok’.

 
Toplam blog
: 135
: 1226
Kayıt tarihi
: 11.10.06
 
 

Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğretim Üyesi. Spor Sosyolojisi, Popüler Kültü..