Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '07

 
Kategori
Blog
 

"En" olmak ve yarışmak

"En" olmak ve yarışmak
 

Bugün öğle vakitlerinde, blog yazılarımın okunma rakamlarına baktığımda, son yazmış olduğum blog yazımın okunma miktarının yüksekliği dikkatimi çekti. Bu dikkat çekme, beraberinde bir şaşırmaya yol açmadı gerçi. Yazım çok girişmediğim bir konu olan futbol içerikli bir yazıydı ve Milliyet'in İnternet yayınının spor bölümünde banker olarak yayınlandığına birkaç kez denk gelmiştim. Futbol yazılarının okunma oranlarının yüksekliği de bilinen bir gerçekti ayrıca.

Blogumun okunma miktarı, bende "acaba blogum günün en çok okunanlar listesine girmiş midir?" merakını uyandırdı ve bu bölüme girdiğimde yazımın en son sıradan listede yer aldığını gördüm.

İster istemez keyiflendim. (Neden keyiflendiğimden bende emin değilim, çünkü yazımın bu kadar çok okunuyor olması beğenildiği anlamına gelmiyor, insanlar yalnızca resime ve başlığa bakarak "tık"lıyorlar ve beğenilerini ölçen bir tartımız yok elimizde. Belki de, başka türlü bir yazı beklentisi ile "tık"lıyorlar ve beklediklerini bulamayınca, üstelik bir de küfür sallayıp sayfayı kapatıyorlardır. Yazıya hiç yorum gelmemiş olması da, bir gösterge olarak kabul edilebilir.) Blog yazmaya başladığımdan beri bildiğim kadarıyla üçüncü kez "günün en çok okunanlar listesinde" yer almıştım. Üç yazımdan da, diğer yazılarımdan olduğu gibi bu yönde bir beklentim yoktu, ama okunuyor olmaları karşısında hep mutlu oldum. (Gerçi bu sıralamaya giren üç yazımda, benim beğendiğim yazılarım sıralamasında, kendilerine ne yazık ki ön sıralarda yer bulamazlar ve bir kez daha mutluluğumun sebebinden emin değilim, ilkel benliğin işleri herhalde) Bu keyfimi, işten fırsat bulduğum her yarım saatlik aralıkta, bu bölüme girerek tekrarlamak istedim. Yazım yaklaşık her saat başında bir üst sıraya çıkma başarısı da sergilemeye başlamıştı. Saat 13.00 dolayında 6. sıraya, 14.00 dolayında ise 5. sıraya çıkmıştı.

Saat 14.20 dolaylarında, bu bölüme yeniden göz atmak için bir fırsat bulduğumda, günün naçizane mutluluk kaynaklarından birisinin sonlandığını fark ettim. Listede yer almıyordum. 20 dakika önce 5. sırada yer alan blog yazım, bu süre sonunda liste dışına çıkmıştı. Fakat listedeki tek değişiklik benim yazıma dair değildi. Listede darbe olmuştu. 7 adet yazının yer aldığı listede 4 blog yazısı listeden çıkmış ve yerine 4 adet yeni blog yazısı girmişti.

Ancak garip olan şey, 4 blog yazısınında aynı kişiye ait yazılar olmasıydı. Diğer bir gariplik ise, yeni giren blog yazılarının, ciddi anlamda yüksek okunma oranları ile listeye girmesiydi. 20 dakika önce listede olmayan yazılardan, ilki 474 okunma miktarı ile 2. sıradan, diğerleri ise 344 okunma miktarı ile 5. sıradan, 291 okunma miktarı ile 6. sıradan, 220 okunma miktarı ile 7. sıradan listede yer alıyorlardı. Oysaki, 20 dakika önce, 4. sıra ile 7. sıra arasında yer alan blog yazıları, takribi 200 ile 125 arasında okunma miktarlarına sahiptiler.

En son gariplik gerekçesi ise, listeye giren blog yazılarının hiçbirisinin yeni veya birkaç günlük zaman diliminde yayınlanmamış olmasıydı. En yenisi zannedersem 2 ay önce yayınlanmıştı. Yılbaşından önce yazılmış yazılar dahi vardı.

Listeye en son baktığım zamanda, listeye sonradan giren yazıların daha üst sıralara, oldukça yüksek okunma miktarları ile yer edinmeye devam ettiğini gördüm.

Ortalıkta mantığımla kavrayamadığım bir gelişme vardı. Normal olmadığını düşündüğüm bir gelişme. Ama ne nedenini bilebiliyordum, ne de yöntemini. Gerçek bir gelişme midir, yoksa şişirmemi onu da bilemiyordum. Ama, özellikle son dönemde bu anormal gelişmeleri aktaran blog yazıları görünce bende yaşadıklarımı nakletmek istedim.

Bu "en" olma kaygısının, bazı kişilerde takıntıya dönüştüğü gerçeği ile, günlük yaşamımın bir çok noktasında karşılaşırım. Bu tip insanlara, zaman zaman hırslarının zarara dönüştüğü noktalarda müdahale etmeye çalışırken, bir çok zamanda takıntıları ile başbaşa bırakmayı tercih ederim.

Milliyet Blog ortamında, "en"lere düşkün insanların olması da garipsenecek bir olay değil bence. Kendi yazılarımın yayınlanması, okunması, beğeni ile takip ettiğim kişilerin yazılarını okumak ve toplumsal gelişmeler karşısında, MB yazarlarının eğilimlerini takip etmek dışında bir amaç beslemediğim bu ortamda, ne "en" listelerinin varlığı, ne de hakeden ya da etmeyen kişilerin bu listede yer alıyor olması beni fazlasıyla rahatsız etmez aslen.

Ancak bana Milliyet Blog'dan gelen en son e-postada, ortamın rahatsız edici yarışmacı ruhunu depreştirecek bir eyleme girişildiği müjdeleniyordu.

Kısaca şunu söylemek isterim ki, bu gün gördüğüm tablo karşısında, bu yeni uygulamanın çokta hayırlara vesile olmayacağını düşünüyorum. Ayrıca zaman zaman ortaya çıkan çift kişilikli, çift isimli ve çift sayfalı yazar faaliyetlerinin de ortama gölge düşürdüğünü söylemek istiyorum.

 
Toplam blog
: 453
: 1826
Kayıt tarihi
: 14.11.06
 
 

36 güneş yılı. 27 yıl G.antep, 9 yıl İstanbul. İstanbul, 90’lı yıllarda yaşandı, bitti.  Hep şe..