Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '09

 
Kategori
Sinema
 

[film okuma] rutin deliliklerin gülümseten, geren hikayesi ve Vavien

[film okuma] rutin deliliklerin gülümseten, geren hikayesi ve Vavien
 

Engin Günaydın, oyunculuğunun üzerine bu filmle çok şeyler koyabileceğini göstermiş.


Vavien, ilk yarısı oldukça monoton geçen, kurgusunda, sanki eksikler, boşluklar olduğu hissini yaşatan bir tempoda başladı. Dar oyuncu kadrosu, güzel bir hikayenin çevresinde insanı bazen gülümseten, bazen hüzünlendiren, bazen geren olaylar zinciri içinde buluyorsunuz kendinizi. Böyle bir konuyu filme aktarmak gerçekten çok zor. Kırk yaş bunalımında, çevresindeki her şeye yabancılaşan Celal ve ailesinin merkezde olduğu, rutinlikten robotlaşmış taşra insanlarının hayatlarında olmayan dinamizmleri yaratacak, entrikalar, olaylar ve kurguların içinde savrulmalarının acı ama gülümseten öyküsü. Film tek öykü üzerinde kurulması nedeniyle eski yazlık sinemalarda oynayan filmleri andırıyor biraz. Hemen oracıkta tüketiliverecek görünen ama izler bırakan bir öykü. Hepimiz rutine bağladığımız hayatlarımızın yapboz parçalarını orada, bu filmde görüp tanık olabiliyor, yüzleşebiliyoruz.

Engin Günaydın, oyunculuğunun üzerine bu filmle çok şeyler koyabileceğini göstermiş, burhan altıntop göndermelerine hiç aldırmadan Engin Günaydın'ı bu rolde izlemek gerekiyor, yazdığı senaryo konusunda da başarılı olduğunu söyleyebilirim, hiç kuş kondurmaya kalkmadan sade ama etkili olayları güzel bir akıcılıkla kurgulamış. Binnur Kaya, olağanüstü robotik bir Anadolu kadını portresi çizmiş. Filmi birlikte izlediğimiz arkadaşım Aysun'un film sonrası deyimiyle, "Salaklığıyla ailesini kurtarmanın destanını yazıyor. " Kötü, içten pazarlıklı, kendini aşağılayan, horlayan ve her şeye yabancılaşmış, kendini uçurumdan aşağı atan kocadan bile sabrıyla ve salaklığıyla iyi bir adam çıkarmak, gerçekten her kula nasip olmaz.

Filme arka plan olan Tokat Erbaa ise çok şirin bir ilçe, olağanüstü güzel manzaralar, dağlar yollar ve yol manzaralar ı var. Celal’in, şeytanın aklına gelmez bir yöntemle, karısını arabadan attığı dağlardan, vadilerden, ovalardan ve yollardan Anadolu’da çok sayıda bulabilirsiniz. Bir bölgenin, bir filme konu olduktan sonraki değişen kaderini de bundan sonra Tokat Erbaa için izleyebiliriz. Bu bölge insanının kendi yaşam kesitlerini, arka planlarını ve yaşamlarının bitmez tükenmez rutinliğini görüp hissedeceklerinden yeni sonuçlar ve yaşam tarzları çıkarıp çıkaramayacaklarını da göreceğiz.

Filmde, babanın oğlunu ancak komşu kızı ile sevişirken yakalanmasında sonraki kabul ve onurlandırmasını da bir gelenek, bir erkeklik gösterisi, bir dipnot olarak düşmeliyiz. Baba, yabancılaşmasını oğlunun bu göz yaşartıcı başarısı (komşu kızıyla sevişirken yakalanma) ve karısının ilçede yapılacak bir huzurevinin elektrik işini almasını dayanak yaparak kırabilecektir. İlker Aksun'un oynadığı ve Anadolu’da bolca bulunan makul ve akil adam olmasa Celal asla kötülüklerinin kaynağını iyiliğe dönüştürme fırsatı bulamayacaktı.

Filmin benim açımdan en dikkat çekici yönü, para harcama kültürü olmayan insanların yaşadığı bir Anadolu kasabasında paranın yaşamın bir teminatı, bir garantisi ile başlayıp, fetiş hale dönüştürüldüğü, getirildiği, bunun arkasından fetişi hemen yanıbaşında, bulunma ihtimalide olan bir yerde saklayarak bu fetişi gerçekte ezdiği varsayımına ulaşmamızdır. Destelerce parayı saklandığı yerde yok sayarak taktırdığı otomatik kapının parasını ödememekte direnen Celal ile Anadolu’da endüstrileşmenin, ekonomik gelişmelerin neden gerçekleşmediğini, ekonomik hareketlerin olamadığını görme şansı elde ettik.

Vavien ve filmde kullanılan semboller hakkında yazmaya devam etmek istiyorum. Filmde Binnur Kaya'nın tezgahta bardak yıkaması, bunu yaparken çıkardığı ritmik sesi, ifadeyi, duruşu hepimiz çevremizden tanırız, tanık olmuşuzdur. Buna Anadolumuzda pek rastlanan hem kadın hem erkekte görülen "rutinlik deliliği" denebilir.

Bu zararlı değil ama yaşam kalitesini etkileyen dönüşümü zorlayan bir şey. kendimde de zaman zaman "duran zaman", "zaman durması" hastalığı denebilecek bu "rutinlik deliliği" nin farklı versiyonlarını, takılmaları, takıntıları görebiliyorum. Zamanın insan üzerinde bir yüke, aynılığa, bir daha değişmeyeceğine olan inanç arttıkça bir noktaya takılma hızlanıyor. İlginçtir bu durum bazen odaklanmanın öyle hızlanmasına yol açıyor ki, "rutinlik delisi" hedeflediği şeylere ulaşabiliyor bile. Bu hedefe ulaşma çoğu zaman abartılarak örnek haline de getirilebiliyor.

Kısacası izlenmesi, üzerinde gülünmesi, düşünülmesi gereken başarılı bir seyirlik film Vavien.

Yapım:2009 ~ Türkiye Tür:Gerilim, Gizem, Komedi Yönetmen:Yağmur Taylan, Durul Taylan Senaryo:Engin Günaydın Yapımcı:Müge Kolat Görüntü Yönetmeni:Gökhan Tiryaki Müzik:Atilla Özdemiroğlu

Yapım:2009 ~ Türkiye Tür:Gerilim, Gizem, Komedi Yönetmen:Yağmur Taylan, Durul Taylan Senaryo:Engin Günaydın Yapımcı:Müge Kolat Görüntü Yönetmeni:Gökhan Tiryaki Müzik:Atilla Özdemiroğlu

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..