- Kategori
- Kültür - Sanat
"Memento mori" Öleceğini sakın unutma!
Biraz ağır bir yazı olacak farkındayım. Fakat unutmayalım ki ölüm sözcüğü bizde acıyı ve sıkıntıyı hatırlatır.
Ötelediğimiz, yok saydığımız, günlük yaşam içerisinde hiç aklımıza gelmeyen ölüm bir anda karşımıza çıkar. Hepimiz korkarız ölümden, ölmekten. Çoğu zaman yok sayarız, gözümüzün önünde olmasın diye, bize ölümü hatırlatmasın diye, Şehirlerin köylerin kasabaların dışına yaparız mezarlarımızı. Bir yakınımızın ölümü getirir bizi kendimize... Ölüm... Ölmek... Hayatın son bulması... Şairin "Ölüm Dörtlüğü" şiirinde yazdığı gibi; "Ölüm her aklına geldiğinde ah edip vah edip inleme bu halinle Tanrıyı incitmiş olacaksın. Ecel kapını çaldığı zaman evi telaşa verme O geldiği zaman sen gitmiş olacaksın..."
İşte tam bu noktada size Elias Canetti'nin bir kitabından bahsetmek istiyorum. Bir gün hepimizin yüzleşeceği ölüm korkusu ile Canetti otuz yedi yaşında yüzleşmeye karar vermiş ve bu yüzleşmesini bir kitaba dönüştürmüş. Kitabın adı "Ölüm Üzerine". Payel yayınevinden Gürsel Aytaç çevirisi ile çıkan kitap okurlarıyla buluşmayı bekliyor.
Elias Canetti Türk okuruna yabancı bir isim değil, çoğu okur onu "Körleşme" kitabı ile tanır. Aslında "Körleşme" tüm dünyaya adını duyuran kitaptır. "Ölüm Üzerine" Kitabına babasını nasıl kaybettiğini anlatarak başlıyor Canetti. Tam bir bilmece babasının ölümü, Altı yaşında kaybettiği babasının kendi yaşamını Annesinin yaşamını ve Annesiyle olan ilişkilerini nasıl etkilediğini anlatıyor. Belki de bir aile dramı diye de düşünebilirsiniz.
Kitabın çoğunluğu 1942 ile 1993 yılları arasındaki yazarın notlarından oluşuyor bunlara aforizmalarda diye biliriz.
Yazarın kitapları arasında en çok dikkati çeken diğer bir kitap ise 1960 yılında yayınlanan fakat 1998 yılın da Gülşat Aygen tarafından Türkçeye çevrilen ve Ayrıntı Yayınları tarafından 1998 yılında basılan "Kitle ve İktidar". Canetti bu kitabında, Kitle ve İktidar olguları arasındaki ilişkileri antropoloji açısından sosyoloji açısından ve psikoloji açısından incelemiş ve bu iki olguyu birbirleri arasında ilişkilendirmiştir. Bu arada bir parantez açayım İktidar olmak üzerine ve İktidara geçen kişinin ya da kişilerin eğer bunu kötü kullandıklarında ne gibi sonuçlar doğduğunu anlatan roman bence George Orwell' in yazdığı Celal Üster'in Türkçeye çevirdiği, Can Yayınlarının bastığı"Hayvan Çiftliği" bence herkes bu kitabı okumalı.
Şimdi tekrar gelelim Canetti'nin Ölüm Üzerine kitabına şu söyleyeyim bir gecede okuyup çok beğeneceğiniz bir kitap muhakkak arada bir kitaba dönüşler yapmak isteyecek çok sevdiğiniz bir çok bölümü tekrar tekrar okuyacağınız, altını çizeceğiniz bir kitap.
İçinizden şunu geçirenler vardır mutlaka; keşke hiç ölmesek ölümsüz olsak, camilerde yada mezarlıklarda yazan "Her fani ölümü tadacaktır" sözüne inat biz tatmasak. Ne güzel olur demi? peki acaba gerçekten güzel olur mu bu bizleri kaosa götürür mü? Eğer bunları merak ediyorsanız size hemen iki kitap önereyim. EEEEEE yok öyle armut piş ağzıma düş havaları. Birinci kitabımız Türkiye İşbankası Yayınlarından çıkan Nattaile Babbıtt' in yazdığı "Ölümsüz Aile" İkinci kitabımız Nobel edebiyat ödüllü yazar Jose Saramago'nun Merkez Kitaplardan çıkan "Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş" kitabı.
Ölüm üzerine kitabından bir alıntıyla yazımı sonlandırıyorum.
"Eğer günün birinde olacaksa -demek ki olacak-, kesinlikle olacaksa, o zaman elimde sarı kurşun kalemle ölüme karşı yazdığım tehditkar bir sözcüğün başında ölmek isterim" 1993
İyi Okumalar.