Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

31 Ekim '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

"Mış" casına yaşamak...

"Mış" casına yaşamak...
 

Arkamı dönüp gidiyorum; "mış- casına" yaşamlara belki bir üryada veya bir film karesinde de olsa...


Ne kadar ...ne kadar diyordum?.. .
Ne kadar sürecek bu daha...söylesene, daha ne kadar ha?...

Daha ne kadar sürebilir ki bu “mış” gibi yapmalar?...
Ya o kayıtsız-“mış” gibi durmalar...
Bu, bir şey yok-“muş”casına varsaymalar...

Ne içindir sanki tüm bu, “mış” casına yaşamalar?....

Tüm o yalancı ilgileri...
Gerçek-“miş” cesine,
Yeter-"miş” gibi,
Kan-“mış”ız gibi kabul etmek...
Asıl olanı isteyememek ve bu kadarına razı gelerek, doymasak da; tok-"muş"casına, yetinerek yaşamak...

İstenen, sunulmadığında;
Verilen, istenen olmasa da...
Veren, istediğimiz değilse de...
Üstüne üstülük kafi gelmese de...

Takınılan şu gibiy- “miş” olma hali...
Ne kadar sürecek bu daha...söylesene, daha ne kadar ha?...

O kahrolası "çok güçlü ve ayakta" yı duymak uğruna; bu kadarıyla yetinebilecek kadar tok-“muş”uz gibi durmalar?...

Ya o ruhsuz duruşla; olası birliktelikleri kendi ellerimizle aşksız gecelere savurmalar?...

Gurura kurban edilip, atılamayan adımlarla, yutkunupta bir türlü söylenemeyen o sözcükler...

Ya bu “kayıtsızlık” oyunu?
Şu “erkek olmak” diye yutturulup; o sahte örtüye sarılıp sarmalanıpta tanınamaz hale büründürülmüş, "korkaklık halleri"

“Umursamaz-“mış” gibi dur... yoksa... aman haa?” larla büyütülerek; kaç bebeğin ruhu daha hadım edilecek ?
Ne kadar sürecek bu daha...söylesene, daha ne kadar ha?...

Boşulukta; sessiz hayaletler gibi asılı kalmış olan, tüm o kimliksiz konuşma balonları...
Beyaz kağıtlarda leke gibi duran, ardından geleni olmayan birbaşına bırakılmış konuşma çizgileri...

Ve sonucunda elimizde olan tek yaşamı; alenen ve çalakalem savuşturma...
Binlerce bahane ile hakkı verilerek yaşanamayan, kayıp hayatlar...
Ne kadar sürecek bu daha...söylesene, daha ne kadar ha?...

Ya her şeyi görebilirken böylesine açıkça... daha ne kadar göz yumulmalı; o en derin korkular yüzünden, ayrı ayrı sürdürülmek zorunda olunan hayatlara?

Ve aslında hepsi hepsi bir kaç nefes alış verişten ibaret olan “yaşam” da; daha ne kadar dayanılır ki “ol-mak” varken; “mış” gibi yaparak ayrı ayrı uyumalara?

Ne kadar sürecek bu daha...söylesene, daha ne kadar ha?...


Sevgi ve ışıkla,
Ayna

31.Ekim 2007


 
Toplam blog
: 268
: 1969
Kayıt tarihi
: 15.09.06
 
 

Var olan her oluş ve bozuluş hakkında gözlem, tahlil ve sonuca varma sürecindeki yolculuğumu, siz..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara