Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

25 Eylül '07

 
Kategori
Dostluk
 

"Nankörlük üzerine"

"Nankörlük üzerine"
 

Uzun zamandır yazı yazmadım, eleştirilere aşırı önem verdiğim için, olumsuz eleştiriler beni yazmaktan geri bıraktı, ama bu kendimde eleştirdiğim önemli bir nokta, olumlu eleştiriler beni çok mutlu ederken, olumsuzlar mutsuz ve verimsiz olmama neden oluyor, ama bu sağlıksız bir algılama, özgüvenimi belkide sadece "laf" olsun diye eleştiren kişilere göre düzenlediğimde enerji kaybına uğrayan ben oluyorum.

Kendimden aslında şikayetim, sitemim , kızgınlığım kendime, ben fırsat vermesem beni üzemezler, nankörlük görmem, çünkü kimse için kendimi böyle vermem. Suçlu benim bunu biliyor, gerekli değişim rüzgarlarının estiğini artık hissediyorum.

Güzel sözleri hep not alır, üzerlerinde düşünürüm. Özellikle atalarımız yaşam denen o demir yumruğu tek bir sözle özetlemişler"Koyun can derdinde, kasap et derdinde". Bu ne kadar mükemmel bir netliktir yaşadıkça çok daha iyi anlıyorum.

'Nankörlük' nedir? Neden yapılır? Yaradılıştan gelen, üzerinde uğraşmamız ve kurtulmamız gereken bir kara leke midir?

Son zamanlarda özveriyle sevdiğim, elimden geleni esirgemediğim insanlardan aşırı nankörlük tepkileri, beni bu yazıyı yazmak konusunda itici bir güç oldu!

'Yapılan iyiliği asla unutmayıp, yaptığınız iyiliği unutun' diye gerçekten asil bir söz var. Ama aşırılıklardan kaçınmalı fakat ben bunu beceremiyorum. Sevdiğim, ya da zor durumda olan birini gördüğümde, aldığım denge kararlarım alt üst oluyor. Aslında iyilik nefs için değil, Allah için yapılıp, unutulmalı. Ben yalvararak borç para alıp, sonra unutup giden bir de en basit bir durumda dostluğu bir kalemde silen insanlara, nankörlüğün en renkli, canlı örnekleri olarak bakıyorum.

Borç para vererek hem paranızı, hem de dostunuzu! kaybediyorsunuz. Kararlı olduğum bir nokta da borç para vermeyeceğim kimseye artık, çünkü asla geriye ödenmiyor!!! Bankalar artık kefilsiz kredi veriyorlar, ama faiziyle canına okuyorlar insanların. Ben borç verdiğimde geriye istemem, alamam da zaten ama bu şekilde dar zamanımda, parasız kaldığımda, yoğun bir sıkıntı kaplıyor yüreğimi, geçen gün bir hesapladım, neredeyse küçük bir servet geri gelecek , verdiğim borçlar geri ödenmiş olsa! Karşışılğında birazcık dostluk, birazcık sevgiyi bile çok gören nankör kişilerden uzak kalmaya , dostluğun bu kadar basit ve ucuz olmadığına şahit olmaktayım.

Söylemeyin yaptığınız iyilikleri, nakörlük insanın yaradılışında var, ama bununla savaşıp arınmalıyız nankörlükten. Bir iyice düşünmeli küçücük çıkarlar, büyütmeye doyamadığımız egomuz bizi "insan" olarak nereye götürür?

'Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var';Yapılan iyilikler, dostluklar, özveriler bir kalemde silinip, hiçe sayıldığında, ister istemez sitem edip, nankörlüğü sorguluyor!

Öz eleştiri getirdiğimde, kendimden çok fazla verip, karşılığında böyle nankörlükler görünce isyan ediyorsam, daha dengeli olup, elimdeki avucumdakini verip, maddi manevi kendimi erteleyip, çoğunluk kişilerden nankörlük göreceğime, kendimi üzmeden, yormadan, gerçekten bunu hakedenlere yapsam daha doğru bir yol seçmiş olacağım.

Yaşamın tılsımlı bir sözcüğü var tüm sitemlere engel olacak o da "denge" unsuru, dengeleri iyi sağlamak gerekiyor, seçici olmalı, dostluklar değerli. Yapılan iyilikler unutulmamalı, yaptığımız iyiliklerin üzerinde durmadan unutmalı, ama nankörlüğe üzülmemek kolay değil!!!

Yunus Emrenin sözüyle yazımı bitiriyorum"Bilmeyenler neyi bilmiş, bilenlere selam olsun".

 
Toplam blog
: 258
: 2037
Kayıt tarihi
: 09.11.06
 
 

Ben İngilizce öğretmenliği yapan yurdum insanıyım. Yalnız öğrencilerim yetişkin arkadaşlar. Devlet m..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara