Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '07

 
Kategori
Haber
 

"Senden, bir yoğurt olmaz Turgut"

"Senden, bir yoğurt olmaz Turgut"
 

Büyük devlet adamı, çok değerli Başbakan'ımız, Kara Afrika'nın fakir topraklarında yine, bir kara mizah örneği sergiledi. Habeş sabilerine çikolata, ciklet dağıttırdığı Turgut isimli korumasına, dağıtımı iyi yapamadığını düşünerek "senden, bir yoğurt olmaz Turgut" diyerek hem çevresindekilerin hem de bizlerin acı tebessümlerini vücut buldurdu.

Geçenlerde, Recep Bey'in yine bu tip bir enteresan sözünü konu ettiğim yazıma gelen yorumlardan birinde Başbakan'ın bir halk çocuğu olduğunu, sokaktaki vatandaşın gerçeklerini çok iyi yaşadığı ve bildiği için de bu tip argümanları ortaya atabildiğini yazmıştı bir değerli okurum. Bu yaklaşım, sokaktaki vatandaş dediğimiz yetmiş milyonluk kitlenin tümüne birden yapılmış bir haksızlıktır bence. Ben de sokaktaki vatandaşlardan biriyim ama daha hayatımda bir kez olsun kimseye "haydi ananı da al git" ya da "senden bir yoğurt olmaz bilmemne" falan diyerek konuşmuşluğum vaki değildir. Ve çok iyi biliyor ve inanıyorum ki milyonlarca insanımız da bu terbiye ve nezaket seviyesine sahiptir. Recep Bey'in bu malum ve meş'um tarzı da tamamen kendisini bağlar. Lütfen beni ve benim gibi olduğunu bildiğim milyonları kendisiyle bir kefede değerlendirmeyiniz.

Her toplum, kendi kültürel mayası içerisinde mutlaka bir argo alt kültürü de geliştirir. Bu normatif bir olgu olmasa da pozitif bir vakıadır, sosyal bir gerçektir. Her dilde küfür ifade eden sözcük, deyim ve kalıplar vardır. Bu anlamda hiçbir dil kendini aklayamaz. Bizim dilimiz de, o hep söylediğimiz kalıbımızla "lastikli" bir dildir. Nereye çekersen oraya gidebilecek pek çok, çok anlamlı kelime ve kavramımız vardır. Tüm bunların bir bileşkesi ve az gelişmişliğin doğal sonucu olarak gün gibi gerçeğimiz olan bir külhanbeyi, bitirim, argo edebiyatına ve çok zengin bir kahve kültürüne sahip olmuşluğumuzu kesinlikle yadsıyamayız.

Devlet yönetimi ve devlet adamlığı ise her şeyden önce, bir ciddiyet ve insan topluluklarına güven telkin edebilmeyi gerektirir. Seçilmiş ya da atanmış herhangi bir devlet yetkilisinin, mahallesindeki kahveciyle konuştuğu üslupla konuşma lüksü yoktur. O zaman adama derler ki "senden bir yoğurt olmaz kardeşim, hiç çağanozluk yapma burada da, hafiften ikile bakalım, uza hemen ense tıraşını görelim". Bilemiyorum tabirleri yerinde ve doğru kullandım mı ama kendimi Kasımpaşa'nın bir külhani kahvehanesinde hissettiğimden emin olabilirsiniz. Sanırım, sanki bu anlamda benden bir yoğurt olacak gibi durmuyor değil mi? Biliyorum, bunu Recep Bey'e sormak lazım diyorsunuz.

Bu arada ne Kasımpaşa'mızın ne de herhangi bir şehrimizin, kahvehanelerimizin uzayda olmadığını, bizim olduklarını ve sosyal bir gerçeğimiz olduklarının altını bir kere daha çizmek istiyorum, yanlış anlamalara da mahal vermemek için. Ben de; yalılarda doğmuş, özel kolejlerde okumuş, Harward'larda master, Oxford'larda MBA yapmış bir sosyete yetmesi falan değilim. Seksen bin nüfuslu bir Orta Anadolu ilçesinde doğdum ve üniversiteye kadar orada yetiştim, büyüdüm. Birkaç kez kahveye de gitmişliğim var ama şükürler olsun ki ne o yıllarımda, ne sonrasında ne de bugün kahve alışkanlığı edinmedim. Küfürle, argoyla hiç samimiyetim olmadı. O nedenle de rahat yazabiliyorum düşüncelerimi.

Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinin en mütevazı, en halkın yaşayışına yakın bir hayat sürmüş olan devlet adamı-politikacısı muhtemelen rahmetli Bülent Ecevit idi. Mal varlığı, giyimi, kuşamı, yaşam tarzı, lüksten ve şatafattan uzak hayatı ve daha pek çok yönü ile bu tezi savunmak sanırım çok da yanlış olmaz. Ecevit'i sevip-sevmemek, siyasi duruşunu tasvip edip-etmemek tamamen ayrı konular, bu arada. Şimdi hangi birimiz, hangi tarihçimiz, siyaset uzmanımız Bülent Bey'in bir kez olsun argo konuştuğunu, bir kerecik olsun devlet geleneğinin ve ağırlığının aksi yönünde tavır ve davranışlara girdiğini, üslup takındığını söyleyebilir? Halkçı Ecevit mi halkından kopuktu; Kasımpaşalı Recep Bey mi çok fazla halkın içinde acaba?

"Hadi hayırlı tıraşlar" efendim. Cenab-ı Mevla, Recep Bey gibi devlet adamlarımıza zeval vermesin inşallah. Yoksa halimiz nice olur?

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..