Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '08

 
Kategori
Eğitim
 

"tutuşur yüreğimde çaresizliklerin"(videolu)

"tutuşur yüreğimde çaresizliklerin"(videolu)
 

Hatundere Köyü-Siverek-Şanlıurfa(ilk görev yerim)


Seni düşleyebilmek, çorak topraklarda nehirler akıtmak misali köylü çocuk ve ben, yazla kışı buluşturmalıyım yarınlarında, hayalinde kocaman düşler oluşturmalıyım, gevrek çocukluğunun bitmek tükenmek bilmeyen acılarında….

Seni düşlemeliyim yoksul çocuk, yalnız seni. Bir tel tınısı ile insan nefesinin serin ahenkliği gibi benle sen.

Bana öğretmen dediler, sana köylü çocuk, varsın desinler, varsın desinler yeter ki kelimelerim sana ulaşırken yumuşak olsun, sevimli birer öpücük tadında. Ve iz bırakmalıyım sende, bugünden yarınlarına. Dahası,vücudun bu sevimsiz şeklinden kurtulmalıyım, yok olup tekrar şekillenmeliyim sende. Geceyi yaran bir şafağın aydınlığı gibi geleceğinde.

Geceleri karanlık, bir yorgan gibi sararken her yanımı, tutuşur yüreğimde çaresizliklerin. Seni koyuyorum yalnızlığımla sevinçlerinin arasına, gürbüz çocukluğun gibi işte o an, daha çok büyüyorum, daha çok gelişiyorum ve ansızın gece azalırken, ben daha da çoğalıyorum.

Sıcak yaz akşamlarında bir meltem gibi esmeliyim yanık yüreğinde. Hatıralar oluşturmalıyım çocuksu bahçende, çiçek çiçek, renk renk. Çekilmez gibi görünen acılar çekmeliyim aydınlık yarınların için. Gece gibi, ölüm gibi ansızın sarmalıyım her bir yanını. Direnmeliyim karanlık akşamlarda ve mum misali erime pahasına etrafına ışık tutmalıyım. İlk yaz şafaklarına hayat vermeliyim, sevmeliyim seni ölürcesine, ömrümün en kederli anı seni kaybedince yaşarım bilirsin. İşte güneş o an kaybolur ufuklarımda sen olmayınca ve isli bir gece kuşatır her yanımı, gün ortasında.

Ben, bütün kusurlarını muhteşem bir manzaraya dönüştürmeliyim köylü çocuk, bir mehtap gibi, dağların ufuklarında batan kızıl bir güneş gibi.

Korkularım, sancılarım, ertelenen arzularım ve bazen yenilgilerim hep senin için. Ne olur göz yaşlarını yağmurda gizlemeye çalışma. Göreyim duygu yüklü kocaman yüreğini. Gülen gözlerle güneşi görmekten korkma çünkü sen, sevdiğim bir türkünün hataları gibisin, yani derin bir nefes gibi, rengarenk kırlarda, soluk soluğa koştuğumuz hayatla yan yana.

Benim sular akar gönlümde, senin kuzular oynaşır keyfinden, hayat oynuyor sanırım tan yerinde. Sarı bir nilüferin dudağında çocuk çocuk sen doğarsın. Baharın gönlü açılır o an, güneşi saçarsın bilirim, ben bilirim, çünkü içimdeki senle çoğalıyorum bilirsin.

Anlat bana köylü çocuk, sevinçlerini, korkularını anlat bana, güzelliğini, ya da çiçek açan dalları. Anlat ki hiç bitmesin umudum,Nemrut’taki kar misali.Seni saklayacağım inan, şarkılarımda, şiirlerimde, masmavi gökyüzüne seni haykıracağım seni, ya da tüm hasretliklerini....

Çünkü sen, vazgeçemediğim, söyleyip, söyleyip gerisini getiremediğim. Bir kıvılcım gibi düştün yüreğime, büyüdün yavaş yavaş ve ne zaman düşse aklıma ismin, düğümleniyor kalıyor kanayan yüreğimde.

Kendi küçük, umutları dertleri büyük çocuk, gece uyumadan bir avuç yıldız serp gönlüme, serp ki güneşin bütün ışıkları yayılsın her an gözlerimden bütün öğrencilerime….

Yazısı sesli dinlemek için linki tıklaınız

http://www.youtube.com/watch?v=W5-zY0SjVfw&eurl=http://www.idealistogretmenler.com/index_dosyalar/siirsayfam.htm

İbrahim KAYA
http://www.idealistogretmenler.com/





 
Toplam blog
: 61
: 1168
Kayıt tarihi
: 04.08.06
 
 

1974 yılında  Erzurum’ un Karayazı ilçesinde doğdum.İlköğrenimimi Erzurum'da,Ortaöğrenimimi Şan..