- Kategori
- Eğitim
Önce 'yazma' dendi, şimdi 'sus' geldi
Her kültürden insanın ve bir çok kültürün yetiştiği bu topraklarda yüzyıllar boyu yaşadık. Çok beylikler, devletler, imparatorluklar kurduk. Tam bağımsız yaşadık. Bağımsızlığımız tehlikeye girdiği an bendimizden taştık. Kurtulduk ve hep Türk gibi yaşadık.
85 yıllık bir devletiz. Devletimiz batan bir güneşi sırtlarında taşımış. Sıfırdan başlayıp yeniden devlet kurmuşlar. Bize düşen de mutlaka ki bu toprakları sonsuza kadar korumak. Türk gibi! En belirgin karakterimiz; bağımsızlık...
Daha çok genç bir devlet iken ağır darbeler de almışız. Belki de onca yıl geri gelmişiz herbirinde. Zor günler yaşamış yine büyüklerimiz. Yine birileri doğru veya yanlış bir şekilde düzlüğe çıkarmak için bedeller ödemişler.
Çağdaş medeniyetler seviyesine çıkmak için her türlü fedakarlık yapılmış. Doğru veya yanlış. Ama hiç farklı bir şey denenmemiş. Eski köye yeni adet hiç gelmemiş. Göze batanı kesmişler. Fikrim geldi diyene 'sus' demişler. Susmayanı susturmuşlar. 'Yazma' demişler. Yazılanları yakmışlar. Yazanları ise sürmüşler. Hem de hukuk diliyle 'kalem kırmadan'...
Kapı ardında konuşulanlar
Satır aralarında yazılamadı
* * * * *
Dilden dile dolaşanlar
Manşetlerde okunamadı
* * * * *
Yazan kalemler kırıldı
Kalem tutan eller sürüldü
* * * * *
Kalem kırmadan infaz gerçekleşti
Faili belliler meçhul edildi
* * * * *
Meçhuller başa geldi
Failler toprak altına girdi
* * * * *
Yıllarca hep sus denildi
Eski köye yeni adet hiç gelmedi
* * * * *
Yeni adetlerin başı kesildi
Kara düzenle çark çevrildi
* * * * *
Fikrim geldi diyen hapsedildi
Hapisten çıkan tac edildi
- - - - - - -
Geçinip gidiyoruz atam,
Ne sen sor, ne ben söyleyeyim.
Utançtan 'Sen kalk ben yatam' diyemiyoruz
Çünkü ilkelerin katledildi Atam.
Sen rahat uyu
Ne yapalım; bize 'sus' geldi...