- Kategori
- Özel Günler
1 Mayıs kızımın doğum günü

2002 yılının 1 Mayısını nasıl unutabilirim ki?
Unutamam.
Sabah erkenden hastaneye doğru koyulduk yola ve eşimin karnı burnunda, doğum yapacak.
Hastaneye geldik ve türlü tahlillerden sonra sezeryanla doğum yapacaktı eşim.
Ve tahlillerin yapılmasını beklerken, sabahın o erken saatinde dört tane hemşire hanımla bir hayli sert yollu bir de tartışmamız oldu.
Tahliller için bekliyorduk ve dört hemşire hanım dönüp de ilgilenme gereksinimi dahi duymuyorlardı, kendilerini uyarmak durumunda kaldım ama hanımlar karşılık vermese olmaz ki.
Verdiler karşılıklarını ve beni bir güzel susturdular ama işlerini de hemen sonra yapmaya başladılar.
İşlerini yaparken bana da hiç iyi gözlerle bakmıyorlardı.
Tahliller sonrasında eşim girdi doğuma ve yaklaşık iki saat sonra doğumhane kapısında beklemekte olan ben denizin ismi anons edildi ve kimlikle bilmediğim bir yerin adı anons edildi ve gelmem söylendi.
O yere gittim ve kucağıma minicik bir bebek verdiler.
İşte o anda dünya benim için ters yüz olmuştu.
“Meee, meee, meee” diye ağlamaya çalışan ve şaşırmış ve tedirgin bir şekilde etrafına bakan, bu arada yanaklarını emmeye çalışan dünyalar tatlısı bir bebek vardı kucağımda.
O şaşkınlıkla doğumhanenin kapısına çıktım ve bekleyen insanlar hemen başıma üşüştüler.
“Maşallah, maşallah” sesleri arasında arkadaşımın eşi bebeği kucağımdan aldı ve ben de o anda yüz tonluk! tatlı bir yükten kurtulmuş oldum.
Hayatımda ilk kez yeni doğan bir bebeği kucağıma alıyordum.
Eşim henüz doğumhaneden çıkmamıştı ve biz ayrılmış olan odaya çıktık, bebeği beşiğe yatırdık ve halen ufaklık “meee, meee, meee” sesleri çıkararak ağlamaya çalışıyordu.
Bir süre sonra eşimi getirdiler ve eşimde yatağına yattıktan sonra görevliler bizleri dışarı çıkardı ve bir daha da almadılar içeriye.
Refakatçi dışında kimse kalmadı odada ve orada bulunan arkadaşlarımız ve yakın çevremizde dağılıverdi, ben kala kaldım tek başıma hastane bahçesinde.
Bir süre sonra bir arkadaşım geldi ve beni Antalya’da kutlanacak olan 1 Mayıs’a götürdü.
Sigorta İl Müdürlüğünün yakınında bulunan meydana gittik birlikte ve yapılan konuşmaları dinlerken güneşin altında, kaldırımın üzerine oturmuş olan o dört hemşireye gözüm takıldı.
Sabah sabah münakaşa ettiğimiz bayanlardı.
Bir tanesi beni tanıdı ve hemen diğer yanlarında oturan başka birisine beni işaret ederek “Bak bak şu adam var ya, onun bu gün kızı oldu” diyordu.
Ben görmemezliğe veriyordum onları ama konuşmalarını da duyuyordum bu arada.
Sabah sabah yapmış olduğumuz münakaşayı anlatıyorlardı birbirlerine.
1 Mayıs kutlaması bitince ben tekrar soluğu hastanede aldım ama yine içeriye bırakmıyorlardı beni.
Akşam eve gittim.
Bir sonraki gün tekrar soluğu hastanede aldım ve öğlen arası eşim ve ufaklığın odasına geçtim, öğleden sonrada çıkış işlemlerini yapıp evimize döndük.
Bu doğum anını defalarca kızıma anlatmışımdır ve o her defasında büyük bir iştah ve keyifle o gün yaşananları dinler.
Hem de müthiş keyif alarak.
Ve sormayı da ihmal etmez “daha daha ne yapmışım?” diye.
Yarın da 1 Mayıs ve kızımın doğum günü.
Zamane çocukları için doğum günü kutlamak hayatlarının olmazsa olmazlarından birisi.
Hayli zahmetli bir iş olmasına rağmen, ilgilenmekte tatlı yorgunluklar veriyor insana.
Ufaklık günlerden beri doğum gününün gelmesini bekliyor, hem de heyecanla.
Yarın okulların tatil olması sebebi ile sınıf arkadaşları da iştirak edeceklermiş ama muhtemelen ben olmayacağım ve sitemizin bahçesi hayli şenlikli olacak.
Site komşularımızdan Nevzat Bey, kendisi sihirbazdır, otellerde sihirbazlık gösterisi yapan bir beyefendi, çocuklara birkaç saatlik güzel bir gösteri sunacak.
Umarım keyfili bir doğum günü ve 1 Mayıs kutlaması olur.