- Kategori
- Tarih
10 Kasım: Anmak, anlamaktır...

Atatürk, çağları aşan, Ulusunun gönlünde sevgiyle, Dünya'nın gözünde saygıyla yaşayan önderdir. Devrimleri ve en büyük eseri olan Cumhuriyet, halkımızla birlikte başarılmış bir büyük kazanımdır. O değerler bizi bölmez tam tersine bütünleştirir.
Cumhuriyet, bir aydınlanma yapıtı olarak dili, düşüncesi, etnik kökeni, inanışı farklı olsa da, hepimizindir. Seçkinlerin değil vatandaşların Cumhuriyeti'dir. Öyle ki, onu halk kurmuştur, onu, halkın içinden yetişen Gazi Mustafa Kemal, silah ve fikir arkadaşlarıyla tasarımlamıştır.
Gazinin anası da yari de Anadolu kadınıdır.
Atatürk, alfabenin yapılandırılmasından kadın haklarına, modern yaşamı kavrayacak giysilerin tercih edilmesinden her düzeyde okulların kurulmasına, reformların her aşamasında halkına gitmiş, yurdun her yöresindeki halkı dinlemiş ve bilgilendirmiştir.
Aldatmamıştır ve halka güvendiği için de aldatılamamıştır!
Kelime-i şehadetle aramızdan ayrılmıştır; bütün dualar da bu gün onunladır.
Kurtuluş savaşından sonra, hilafetin olsun korunabileceğini savunan tezler de vardır. Ancak, yüzyıllarca bizi borçlu çıkarmaktan öte sembolik anlamda bile işlevsiz kalan o ünvan, kulluk ve tebaadan yurttaşlığa geçişte kolaylık sağlamaktan uzaktı; kaldı ki, meşruti monarşinin, Tanzimatın sonrasının da, Osmanlı'yı parçalanmaktan kurtaramadığı aşikardı.
Geriye Ata'nın "Kral" ya da "Sultan" olarak kendini tanımlaması kalırdı; Mustafa Kemal ise, tüm devrimleriyle demokrasinin altyapısını hazırlayandı...
Bizim Cumhuriyet'imiz, demokrasinin anasıdır...
Seçme seçilme hakkından birden fazla parti denemelerine Atatürk'ün gönlünde yatan rejim de budur. Polatlı düşman toplarıyla dövülürken yarının eğitim sistemi nasıl olsa da, Türkiye'nin çocukları refah içinde yaşasa, diye kaygılanan bir anlayış gitse gitse nereye gider? Elbet, demokrasiye!..
Kurtuluş savaşının siyasal / idari başyapıtı olarak TBMM kuran ve her temel kararını Ulus adına onun iradesine dayandıran başka hangi örnek vardır?
Cumhuriyet toprağında demokrasi çiçekleri açmalı, Türkiye, bilimde, sanatta, kalkınmada mazlum halklara örnek olmaya devam ederken, uygarlık alemi içinde hakettiği sağlamlaştırmalıdır.
Atatürk'ün de düşünce yaşamını ve iç dünyasını etkilediğini sandığım bu toprakların o büyük felsefi harmanından bir dizeyle kucaklayalım hem biribirimizi hem insan kardeşlerimiz: Yaratılanı Yaradan da ötürü sevmek, en büyük erdem olsa gerek!