- Kategori
- Güncel
11'inde gelin, 12'sinde anne, 14'ünde mezara... Bu kader mi?

Aşağıda anlatılacak hikâye size de tanıdık gelecek…
Ülke gündemini ve yaşamını yakından takip etmeyenler, böylesi bir hikâyeye inanmak istemeyeceklerdir. Hele hele “Seviyeli Birliktelik” yaşayanlar, kesinlikle böyle bir olayın Türkiye’de geçtiğine inanmayacaklardır.
Gelelim hikâyemize:
Bu hikâye Kader Erten’e ait…
Siirt'in Pervari İlçesi'ne bağlı Düğümcüler Köyü'nde yaşıyordou Kader Erten.
Kader 11.5 yaşında imam nikahıyla evlendirildi.
Daha çocuktu. Ama çocuk 12.5 yaşında ilk çocuğunu doğurdu.
Zavallı Kader 14 yaşında erken doğumla dünyaya getirdiği ikinci bebeğinin ölümünü gördü.
Ve ikinci çocuğun erken doğum nedeniyle ölmesi üzerine Kader, evinde tabancayla vurulmuş halde ölü bulundu.
Kader nasıl evlendirilmişti?
Yaklaşık 2,5 yıl önce Van'ın Çatak İlçesi'nde, ailelerin onayı üzerine Mehmet Atak ile imam nikâhı evlendirilen Kader Erten, Siirt'in Pervari İlçesi'ne bağlı Düğümcüler Köyü'ne gelin geldi…
Resmi nikâhsız eşi Mehmet Atak'ın ailesiyle yaşamaya başlayan Kader Erten, evlendikten bir yıl sonra ilk çocuğunu dünyaya getirdi. Yaklaşık bir yıl sonra ikinci bebeğine hamile kalan Kader Erten'in eşi, iki ay önce askerlik görevini yapmak için Edirne'nin Keşan İlçesi'ndeki birliğine teslim oldu.
Bir yaşındaki çocuğu ve karnındaki 7 aylık bebeğiyle askerdeki eşinin yolunu bekleyen Kader Erten'in, erken doğumla dünyaya getirdiği ikinci bebeği öldü. Bu olayın ardından bunalıma girdiği belirtilen çocuk gelin, önceki gün odasında tabancayla vurulmuş halde ölü bulundu.
Kader Erten'in cesedi, otopsi için Diyarbakır Adli Tıp Kurumuna gönderilir. Pervari Cumhuriyet Başsavcılığı ölümü şüpheli bularak, soruşturma başlatır. Savcılık, Kader Erten'in eşi Mehmet Atak'ın aile fertlerinin ifadelerini alır. Atak Ailesi fertleri, gelinlerinin ikinci çocuğunu kaybettikten sonra bunalıma girdiğini ve odasından çıkmadığını, bu nedenle intihar ettiğini iddia eder.
Kader Erten’in nüfus cüzdanında doğum tarihi 21 Temmuz 2000!
Kader Erten'in eşinin ailesi ifadelerinde, gelinlerinin nüfus kaydının doğru olmadığını savunarak, "Geçen yıl onun gerçek yaşını belirlemek adına kemik yaşı tespiti yapılması için mahkemeye başvurduk. Halen mahkeme sürüyor" demiş.
Nasıl? Hikâye tanıdık geldi mi?
Ülkemizde buna benzer hikâyeler her gün yaşanıyor. Bu hikâyeleri ülke gündemine getiren var mı?
Sözde Kürt halkının hakkını savunduğunu iddia edenler, böyle bir hikâyeyi dile getiriyorlar mı?
Sözün özü, geleceğimiz olan çocuklara gerekli ihtimamı göstermiyoruz. Anayasamızda Kadınlara ve çocuklara “Pozitif ayrımcılık” maddesi koyup, uygulamayan ender ülkelerden biriyiz.